Reklamı Geç
HABER DETAY
MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA
Sinema sektöründe geçtiğimiz 100 yılın derin ve karanlık dehlizlerine projektör tutan bir yazı.. Muhammet Binici' nin kaleminden "MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA"
20 Nisan 2022 - Çarşamba 16:44
GÜNDEM

MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA

 

Sinema günümüzde herkesin ilgiyle takip ettiği ve sevdiği bir sanat dalıdır. Sinemanın bulunuşu dünya için devrim niteliğinde bir olay olarak kabul edilir. Sinema sanata yeni bir boyut kazandırır ve birçok sanat dalından daha fazla ilgiyle karşılanır. Hemen herkes, çocuğundan yaşlısına sinemaya bir kez olsun gitmiştir ya da evlerinde sinema filmi seyretmiştir. Herkese ulaşan ve herkese dokunmayı başaran bir sanat dalı olduğu için sinemanın önemi giderek artmıştır.


Louis ve Auguste Lumiere kardeşlerin kamera ve projektörün bir arada olduğu "Sinematograf" aletini icat ettikten sonra sanattan çok bir belgeleme aracı olarak keşfedilen dünya sinemasında, ilk film gösterimleri de Lumiere Kardeşler'in çektikleri kısa filmlerle birlikte 1895'te başladı.


Edwin Porter, “Büyük Tren Soygunu” isimli sinema tarihinin en önemli eserlerinden biri olan filmi çekti. Büyük Tren Soygunu isimli film günümüz sinemasını oluşturan film olarak kabul edilir.


1902'de İngiliz mucit Edward Raymond Turner tarafından çekilen, “papağan”, dünyanın ilk renkli sinema filmi olarak kayıtlara geçti.


1906'da Avustralya'da 70 dakikalık bir film gösterime girdi ve o zamana kadar yapılmış en uzun film oldu.


Sessiz sinema döneminde ayrıca 1911'de ilk kez filmlerin başında jenerik yayınlanırken, sektör yavaş yavaş Hollywood'a kaydı. Hollywood, film sektörünü sanayi haline getirdi. 1914’ten sonra sessiz filmden sesli film dönemine geçildi.


Sesli sinemayla birlikte, filmlerdeki gerçeklik duygusu arttı, izleyici sayılarındaki artış, ABD'de büyük şirketlerin egemenliğini ve bu şirketlerin kitlesel olarak film çektikleri stüdyo sistemini güçlendirdi. Filmcilik sanayi dalı haline geldi.


İlk Türk sineması 19 Mart 1910'da "Milli Sinema" adıyla kuruldu, Türkiye'de sinemanın kurumlaşması 1915'te gerçekleştirildi. Enver Paşa, 1915'te Merkez Ordu Sinema Dairesi'ni (MOSD) kurarak, Türk Sineması'nın kurumlaşmasının temellerini attı. "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı belgesel Türk Sineması'nın ilk eseridir. 1922'de çekilen "Ateşten Gömlek" adlı filmle Türkiye’de sinemacılık başladı.


1960’a kadar olan dönemde yabancı filmler Türk sinemasında önemli rol oynadı ve çok izlendi, bu filmler arasında özellikle ABD ve Mısır yapımı filmler önemli yer tuttu. 


Piyasa hâkimiyeti 1967'den itibaren yapımı hızla artan renkli filmlere geçtiği bu dönemde ayrıca Türk sineması, ABD sinemasının önüne geçti ve birçok yeni yapımcı ortaya çıktı. "Yeşilçam" olarak da adlandırılan bu dönemde, 1966'da Türk Sineması 241 filmle, dünya uzun metraj film üretimi sıralamasında 4. sırayı aldı. Yapım, üretim ve dağıtım gücü açısından bu dönem, ayrıca Türk Sineması'nın altın çağı olarak belirtilmektedir. Bütün bu başarının yanında filmlerde içerik yoktu, havadan sudan konuları ele alan, köylü kurnazlıklarını hikâye eden inek şaban türü filmlerden ibaretti.


1995'ten sonra video, VCD ve DVD formatlarının yaygınlaşarak alternatif izleme alanlarının ortaya çıkması ile sinema sektöründe ayrıca bir düşüş yaşandı.


2004'te çıkarılan 5224 sayılı "Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması İle Desteklenmesi Hakkında Kanun" ile Türk Sinemasına devlet desteği sağlandı, daha sonra çıkartılan “Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile sektöre geniş imkânlar sağlandı.


Bütün bu gelişmelere paralel olarak, senaryo, mizanpaj, sahne endüstrisinde büyük değişiklikler oldu, sinema sektörüne sanal stüdyo tekniği girdi. Sinema filmlerini masa başından üretme, daha kalabalık oyuncular tarafından oynanıyormuş hissi vermek gibi teknikler devreye girdi. Özellikle video işleme ve montaj tekniklerindeki gelişmeler sinema sektörüne gerçek ötesi sahneler çekme, işleme ve yayınlama gücü kazandırdı. Metaverse (sanal gerçeklik) kavramının sinema sektörüne girmesi film çekimi ve yayınlanmasına yeni bir boyut getirecek çapta yeni bir dönüşüme sebep olması beklenmektedir.


Sinemanın kültür ihracında önemli bir rol oynamaya başladığı dönemde Türk sineması mantık itibariyle yerinde saydı. “Türkiye’de Sinema Sansür Tarihi” isimli 3 ciltlik kitap yayınlandı. Bu kitap 1932-1988 arasında Film Denetleme Kurullarının aldığı sansür kararlarını kapsıyor. Burada alınan sansür kararlarına baktığımızda Türk sinemasının milli kültür ekseninde çalışamayacağı; milli, özgün eserler üretemeyeceği açıktır. Nitekim film isimleri ve sahnelerde geçen konuşmalara bakıldığında Türk sinemasının soytarılığın ötesine geçmesine müsaade edilmediği görülmektedir.


Film isimlerinden örnekler: Salako Akıllı Kirve, Abuk Subuk Bir Film, Düttürü Dünya, Yağmur Yağarsa Anırırım, Kaçamak, Karakomik


Filmlerde geçen ifadeler: Yeşilçam’ın Carmen’i olacağım… Sinemada estetik olan çıplaklığa evet diyorum… Kararsız kız sinemayı seçti… Ne kadar sallarsan salla, dona düşer son damla…


Türkiye’de Sinema Sansür Tarihi kitabında yer alan ve 1932-1988 arasında Film Denetleme Kurullarının aldığı kararlardan bazılarını aşağıda sunuyoruz:


Yapımcı ve Yönetmen Ali Osman Emirosmanoğlu, Türkay Şoray’ın oynadığı Birleşen Yollar’ın (1970) önce sansür kurulundan geçemediğini anlattı. Sonra Yücel Çakmaklı ile Ankara’ya giderler. Hatırlı kişiler devreye girer ve film Feyza’nın rüyasının sonunda Kâbe’yi gördüğü sahnenin çıkarılması şartıyla vize alır.


Kezban: Tabutun ilahilerle mezara götürülmesi  (1957)

Dağlar Sahibi Yörük Efe: Hat levhası (1959)

Tilki Leman: Çarşaflı ve eli değnekli görünen ihtiyar kadın (1958)

Kanlı Pınar: Şeytan doldurur ifadesi (1957)

Hicran Yarası: Eyüp Camiindeki tekbir sesleri (1958)

Zamane Çocukları: Mevlit sahneleri (1962)

İbo Krallar Kralı: Hafız kelimesi (1963)

Oku Beşikten Mezara Kadar: Hocanın Kuran kursunda ders vermesi (1972)

Çöl Kızı Cemile: Ezan ve namaz kısmı çıkartılsın (1938)

Canavar: Ezan çıkartılsın (1948)

Boş Beşik: Çocuğa ezan sesi ile isim konması (1952)

Haram Lokma: Öğretmenin ibrikle abdest alması (1963)

Zafer Yıldızı: Cepheye giden askerlerin namaz kılması (1958)

Beş Hasta Var: Mezara gidip dua edilmesi sahnesinin kaldırılması (1956)

Yüz Liraya Evlenilmez: Kuran-ı Kerim öpülen sahnenin çıkartılması

Bu kararlar milli İslami kimliğin inkârından başka bir şey değildir.
               

Bu kararlardan anlaşılacağı üzere Türk sinemasının milli aksiyon üretmesi, milli kimlik değerlerini, ahlakı koruyacak iş yapmasının imkânı ihtimali yoktur. Sansür kurulları adeta İslam’a ve milli değerlere karşı düşmanca tavır takınmıştır. Bu durum Türk sinemasının gelişmesini kösteklemiş, Türk seyircileri yabancı film ve dizileri izlemeye zorlamıştır.


Uzun yıllar Türk sinema izleyicileri Amerikan, Hint ve Güney Amerika yapımı filmleri izledi. Türk sinema sektörü endüstriyel manada film çekim platformlarına sahip olamadı. Sinemacılık sektörü ABD’nin dünya hâkimiyetinde önemli rol oynadı. Okla uçak düşüren rambo filmleri, bombanın tesir etmediği gerçeküstü insan tiplemeleri Amerika’nın yenilmezliği ve üstünlüğü fikrini derinden derine işledi. Batı kaynaklı bazı filmlerin korku sahneleri, psikopat insan tiplemeleri ile toplumların halet-i ruhiyesini bozdu. İnsanlara cinayet işlemenin yeni yöntemlerini öğretti. Milletimizin ahlakını, örf ve adetlerini bozması bir tarafa insan ilişkilerini değiştiren egoist bir yapı oluşmasına zemin hazırladı.


Maalesef Türk sinema sektörü ve birçok aktörün milli İslami kimliğimizi temsil eden mantığa sahip olmaması, bu bozulmada önemli rol oynadı. Bu gidişatın değiştirilmesi şart oldu.


"Adanış Kutsal Kavga" filmi Türk sinema sektörüne yeniden canlılık getirecek bir çekim olarak görülmektedir. Sinema sahnelerindeki hareketlilik, rambo filmlerinin çok üstündedir. Filmin konusunun işlendiği senaryo mükemmelin üstündedir. Bu filmle birlikte Türk sinema sektörünün yükselişe geçeceği, insanlığa yön verecek ahlaki değerleri aşılayacak bir vasıf kazanacağı değerlendirilmelidir.

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-madenlerimiz-yeni-teknolojilerin-hammaddesi-bizi-bekleyen-tehlikeler-788.html

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.