Dilipak Uşak Valisi'nin Açtığı Davada İfade Verdi. Dilipak'a Göre Davanın Gerçekleri
Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, dün, Uşak valisi Funda Kocabıyık tarafından yapılan suç duyurusu üzerine açılan dava ile ilgili olarak 25.2.2022 tarihinde İstanbul Anadolu 27. Asliye Ceza Mahkemesinde talimatla alınan ifadesi ile ilgili basın bülteni:
Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, dün, Uşak valisi Funda Kocabıyık tarafından yapılan suç duyurusu üzerine açılan dava ile ilgili olarak 25.2.2022 tarihinde İstanbul Anadolu 27. Asliye Ceza Mahkemesinde talimatla alınan ifadesi ile ilgili basın bülteni:
DİLİPAK, UŞAK VALİSİNİN AÇTIĞI DAVADA İFADE VERDİ
Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, Uşak valisi Funda Kocabıyık’ın, 1 Nisan 2021’de Uşakta CoVID uygulamalarını denetlerken, kendi ve yanında, basında ve sosyal medyada ki bazı görevliler maskesiz ve “sosyal mesafe ”ye uymadan, insanları azarlar şekilde uyardığı gösteren videonun viral olmuştu. Dilipak RT ettiği üzerine yazılan bir Twit’inde, eski valilerden Yazıcıoğlu’nu örnek göstermesi üzerine açılan davada, RT edilen ifadelerden dolayı asıl mesajın sahibi hakkında da daha sonra dava açılmıştı.
Dava konusu mesajda Uşak valisinin kocasının eski açıklama ve yazılarında Fethullah Güleni aşırı şekilde övdüğü görülen yazılarına atıf yapılarak “Kocası FETÖ’cü” ifadesi kullanılmıştı. Bu iddialar o dönemde, öncesi ve sonrasında sosyal medyada viral olmuştu. Dilipak, İstanbul Anadolu adliyesinde talimatla alınan ifadesinde, Google arama motorunda bu konuda arama yapıldığında binlerce dosyada bu konuda bilgiler bulunduğunu, hatta Veryansın TV’de, OdaTv’de kapsamlı röportajlar yayınlandığı, yüzlerce internet medyasında da benzer haberlerin yer aldığını söyledi ve “Herkesin bildiği ve paylaştığı bir bilgiyi aktaran Twit’i RT etmekte bir sakınca görmediğini söyledi.
Dilipak, bu konuda hale derdest olan başka dava dosyalarında da, bu konuda mahkemelere binlerce örnek olduğunu, davacının bu haberleri arama motorlarından sildirmek için ayrıca dava açtığını öğrendiğini söyledi.
DİLİPAK’A AÇILAN DAVA SOSYAL MEDİADA TEPKİ TOPLADI
Öte yandan binlerce kişi Sosyal Medya’da ve internet medyasında dava konusu olan video görüntülerini ve RT edilen mesajı yayınlayarak tepki verdiler. Birçok kişi de gerek “AKP’nin Papatyaları” davası, gerekse bu davanın, Dilipak’ın “İstanbul sözleşmesi” ve “Pandemi” konusundaki duruşundan dolayı cezalandırmak isteyen çevrelerin işi olduğu yorumunda bulundular.
Bu davada, şikâyet konusu olan ifadeleri kullanan kişi hakkında daha yakın zamanda soruşturmaya konu edildiği anlaşılması üzerine, bu kişinin derdest davaya mı ekleneceği, ayrı bir dava mı açılacağı, daha sonra bu iki davanın birleştirilip birleştirilmemesi konusunda bir karar verilmesi ile ilgili 30. Mayıs 2022’de karar verilmesi bekleniyor.
“AKP’İN PAPATYALARI” DAVASI 9 MART’TA, İSTANBUL’DA
Öte yandan AK Parti tarafında Dilipak aleyhinde 81 ilde ve genel merkez teşkilatı tarafından “AKP’nin Papatyaları” başlıklı yazısındaki, AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’lileri eleştiren Dilipak hakkında açılan dava, İstanbul’da Küçük Çekmece adliyesinde, 2. Asliye Ceza’da 9 Mart’ta görülecek. Dilipak geçtiğimiz günlerde, bu dava ile ilgili olarak ,”davada asıl, şikayet konusu kilit cümle; ‘AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin papatyaları’ cümlesi. Cevabını arayan soru şu, kim bu AK Parti içindeki ‘FETÖ’nin zihniyet ikizi papatyalar’!? Ben desem ki ‘Yakub peygamberin evinde, kardeşleri Yusuf’u öldürmek isteyen kardeşleri arasındaki birilerine dikkat etmezseniz, Yakup peygamberi üzersiniz’ Burada Yakup peygambere olumsuz bir şey mi söylenmiş oluyor. 100’e yakın müşteki, bunu nasıl görmez ve anlayamaz. Aşağıdaki ifade LGBT’ye pozitif ayırımcılık açıklaması yapan holdinglere bir gönderme. Bu güne kadar “bu fahişe ve türevleri” diye AK Partiye yönelik bir hakaret anlamı çıkartılabilir mi? Zorlasanız da çıkmaz. Çok zorlasanız, AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizlerine çıkar bunun ucu. ‘Ömerleri arayanlar’ nasıl olur da Hz. Ömer’in, İran’a karşı elde edilen Kadisiye zaferinden sonra, Kudüs’e giderken Şam’ı ziyaretinde, zenginliğin toplumda sebep olduğu bozulmayı eleştirirken söylediği sözlerin bugüne uyarlanması karşısında nasıl böyle bir tepki verebilirler. Bunun anlamı bunların Hz. Ömer’den de haberleri yok. Ömer’i tanımadıkları için bulmaları da kolay değil” dedi.
Dilipak, geçtiğimiz günlerde aynı konuda Ankara’da yine AK Parti Genel Başkanlığı tarafından açılan manevi tazminat davasında, söz konusu ifadeleri dolayısı ile 100.000 Lira tazminata mahkûm edilmiş ve Dilipak da İstinafa gitmişti.
DİLİPAK NE DEDİ?
Dilipak, duruşma sonrası, dava ile ilgili olarak şöyle dedi: “Bu dava bu şekli ile benden çok, dava davacısını yaralar. Ülke gündemi gereksiz yere meşgul ediliyor. Bu tür olaylar kamu vicdanını kanatıyor. Türkiye uluslararası camiada basın özgürlüğü ve düşünce ve ifade özgürlükleri açısından tartışma konusu ediliyor. Bu manzara Türkiye’ye yakışmıyor. Keskin sirke küpüne zarar verir. 81 ilde suç duyurusu sonucu açılan dava da aynı şekilde benden çok AK Partiyi yaralıyor. Bunu görmüyorlar mı, tabandan gelen sesi duymuyorlar mı, bilmiyorum. 28 Şubat’ın sene-i devriyesinde, tam da 8 Mart kadınlar gününden bir gün sonra 81 ilde yapılan suç duyurusu sonucu açılan dava, bana 28 Şubat sonrası açılan 312 General davasını hatırlatıyor. Bu vesile ile başkaları hakkında açılan dava dosyalarına da ulaştım. Davaları takip eden gazetecilerle, sanıkları, sanık avukatları ile konuştum. Haksızlığa uğrayan tek ben değilim. Bu genel olarak, idari bir sosyal mobing hadisesi.. Eleştiri konusu olan tavır da, eleştirilere karşı sürdürülen tavır da ülkemize yakışmıyor” dedi.
DİLİPAK’IN AVUKATI NE DEDİ?
Dilipak’ın avukatı, Mustafa Erkutlu, bu dava alında tarihe not düşmek açısından önemli. Dava konusu doğrudan bir kamu görevlisinin, kamu görevi ile değil, kamu görevlisinin kamu görevi yaparken ki hal ve tavrı, üslubuyla ilgilidir. Müşteki yanındaki diğer kamu görevlileri ile birlikte, uyarı yaptıkları konuda kendileri bu kurala uymuyor. Ve bunu yaparken üslup olarak agresif ve tepki çekici şekilde davranıyorlar. Zaten daha sonra özür dileme yoluna gidilen bir konu, eleştiri konusu. Onun için, şikâyetin “Kamu görevi” ve “Kamu görevlisi” iddiası ile örtüşmemektedir. Asıl şikâyet konusu mesajın daha önce şikâyet konusu yapılmaması da önemli. Bu dava birçok açıdan önem taşıyor. Önce bu çelişkinin giderilmesi gerekir. Bu açıdan bu dava aynı zamanda tarihe not düşmek anlamına da geliyor. Bu şikâyetin baştan takipsizlikle sonuçlanması gerekirdi. Ama olmadı. Davanın açılmaması gerekirdi, açıldı, şimdi iş bu noktaya geldi. Yanlış başlayan bu dava, usul ve esasa ilişkin yanlışlıklarla devam ediyor. Yargının önce bu yanlışlara son vermesi gerekir” dedi.
Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, dün, Uşak valisi Funda Kocabıyık tarafından yapılan suç duyurusu üzerine açılan dava ile ilgili olarak 25.2.2022 tarihinde İstanbul Anadolu 27. Asliye Ceza Mahkemesinde talimatla alınan ifadesi ile ilgili basın bülteni:
DİLİPAK, UŞAK VALİSİNİN AÇTIĞI DAVADA İFADE VERDİ
Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, Uşak valisi Funda Kocabıyık’ın, 1 Nisan 2021’de Uşakta CoVID uygulamalarını denetlerken, kendi ve yanında, basında ve sosyal medyada ki bazı görevliler maskesiz ve “sosyal mesafe ”ye uymadan, insanları azarlar şekilde uyardığı gösteren videonun viral olmuştu. Dilipak RT ettiği üzerine yazılan bir Twit’inde, eski valilerden Yazıcıoğlu’nu örnek göstermesi üzerine açılan davada, RT edilen ifadelerden dolayı asıl mesajın sahibi hakkında da daha sonra dava açılmıştı.
Dava konusu mesajda Uşak valisinin kocasının eski açıklama ve yazılarında Fethullah Güleni aşırı şekilde övdüğü görülen yazılarına atıf yapılarak “Kocası FETÖ’cü” ifadesi kullanılmıştı. Bu iddialar o dönemde, öncesi ve sonrasında sosyal medyada viral olmuştu. Dilipak, İstanbul Anadolu adliyesinde talimatla alınan ifadesinde, Google arama motorunda bu konuda arama yapıldığında binlerce dosyada bu konuda bilgiler bulunduğunu, hatta Veryansın TV’de, OdaTv’de kapsamlı röportajlar yayınlandığı, yüzlerce internet medyasında da benzer haberlerin yer aldığını söyledi ve “Herkesin bildiği ve paylaştığı bir bilgiyi aktaran Twit’i RT etmekte bir sakınca görmediğini söyledi.
Dilipak, bu konuda hale derdest olan başka dava dosyalarında da, bu konuda mahkemelere binlerce örnek olduğunu, davacının bu haberleri arama motorlarından sildirmek için ayrıca dava açtığını öğrendiğini söyledi.
DİLİPAK’A AÇILAN DAVA SOSYAL MEDİADA TEPKİ TOPLADI
Öte yandan binlerce kişi Sosyal Medya’da ve internet medyasında dava konusu olan video görüntülerini ve RT edilen mesajı yayınlayarak tepki verdiler. Birçok kişi de gerek “AKP’nin Papatyaları” davası, gerekse bu davanın, Dilipak’ın “İstanbul sözleşmesi” ve “Pandemi” konusundaki duruşundan dolayı cezalandırmak isteyen çevrelerin işi olduğu yorumunda bulundular.
Bu davada, şikâyet konusu olan ifadeleri kullanan kişi hakkında daha yakın zamanda soruşturmaya konu edildiği anlaşılması üzerine, bu kişinin derdest davaya mı ekleneceği, ayrı bir dava mı açılacağı, daha sonra bu iki davanın birleştirilip birleştirilmemesi konusunda bir karar verilmesi ile ilgili 30. Mayıs 2022’de karar verilmesi bekleniyor.
“AKP’İN PAPATYALARI” DAVASI 9 MART’TA, İSTANBUL’DA
Öte yandan AK Parti tarafında Dilipak aleyhinde 81 ilde ve genel merkez teşkilatı tarafından “AKP’nin Papatyaları” başlıklı yazısındaki, AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’lileri eleştiren Dilipak hakkında açılan dava, İstanbul’da Küçük Çekmece adliyesinde, 2. Asliye Ceza’da 9 Mart’ta görülecek. Dilipak geçtiğimiz günlerde, bu dava ile ilgili olarak ,”davada asıl, şikayet konusu kilit cümle; ‘AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin papatyaları’ cümlesi. Cevabını arayan soru şu, kim bu AK Parti içindeki ‘FETÖ’nin zihniyet ikizi papatyalar’!? Ben desem ki ‘Yakub peygamberin evinde, kardeşleri Yusuf’u öldürmek isteyen kardeşleri arasındaki birilerine dikkat etmezseniz, Yakup peygamberi üzersiniz’ Burada Yakup peygambere olumsuz bir şey mi söylenmiş oluyor. 100’e yakın müşteki, bunu nasıl görmez ve anlayamaz. Aşağıdaki ifade LGBT’ye pozitif ayırımcılık açıklaması yapan holdinglere bir gönderme. Bu güne kadar “bu fahişe ve türevleri” diye AK Partiye yönelik bir hakaret anlamı çıkartılabilir mi? Zorlasanız da çıkmaz. Çok zorlasanız, AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizlerine çıkar bunun ucu. ‘Ömerleri arayanlar’ nasıl olur da Hz. Ömer’in, İran’a karşı elde edilen Kadisiye zaferinden sonra, Kudüs’e giderken Şam’ı ziyaretinde, zenginliğin toplumda sebep olduğu bozulmayı eleştirirken söylediği sözlerin bugüne uyarlanması karşısında nasıl böyle bir tepki verebilirler. Bunun anlamı bunların Hz. Ömer’den de haberleri yok. Ömer’i tanımadıkları için bulmaları da kolay değil” dedi.
Dilipak, geçtiğimiz günlerde aynı konuda Ankara’da yine AK Parti Genel Başkanlığı tarafından açılan manevi tazminat davasında, söz konusu ifadeleri dolayısı ile 100.000 Lira tazminata mahkûm edilmiş ve Dilipak da İstinafa gitmişti.
DİLİPAK NE DEDİ?
Dilipak, duruşma sonrası, dava ile ilgili olarak şöyle dedi: “Bu dava bu şekli ile benden çok, dava davacısını yaralar. Ülke gündemi gereksiz yere meşgul ediliyor. Bu tür olaylar kamu vicdanını kanatıyor. Türkiye uluslararası camiada basın özgürlüğü ve düşünce ve ifade özgürlükleri açısından tartışma konusu ediliyor. Bu manzara Türkiye’ye yakışmıyor. Keskin sirke küpüne zarar verir. 81 ilde suç duyurusu sonucu açılan dava da aynı şekilde benden çok AK Partiyi yaralıyor. Bunu görmüyorlar mı, tabandan gelen sesi duymuyorlar mı, bilmiyorum. 28 Şubat’ın sene-i devriyesinde, tam da 8 Mart kadınlar gününden bir gün sonra 81 ilde yapılan suç duyurusu sonucu açılan dava, bana 28 Şubat sonrası açılan 312 General davasını hatırlatıyor. Bu vesile ile başkaları hakkında açılan dava dosyalarına da ulaştım. Davaları takip eden gazetecilerle, sanıkları, sanık avukatları ile konuştum. Haksızlığa uğrayan tek ben değilim. Bu genel olarak, idari bir sosyal mobing hadisesi.. Eleştiri konusu olan tavır da, eleştirilere karşı sürdürülen tavır da ülkemize yakışmıyor” dedi.
DİLİPAK’IN AVUKATI NE DEDİ?
Dilipak’ın avukatı, Mustafa Erkutlu, bu dava alında tarihe not düşmek açısından önemli. Dava konusu doğrudan bir kamu görevlisinin, kamu görevi ile değil, kamu görevlisinin kamu görevi yaparken ki hal ve tavrı, üslubuyla ilgilidir. Müşteki yanındaki diğer kamu görevlileri ile birlikte, uyarı yaptıkları konuda kendileri bu kurala uymuyor. Ve bunu yaparken üslup olarak agresif ve tepki çekici şekilde davranıyorlar. Zaten daha sonra özür dileme yoluna gidilen bir konu, eleştiri konusu. Onun için, şikâyetin “Kamu görevi” ve “Kamu görevlisi” iddiası ile örtüşmemektedir. Asıl şikâyet konusu mesajın daha önce şikâyet konusu yapılmaması da önemli. Bu dava birçok açıdan önem taşıyor. Önce bu çelişkinin giderilmesi gerekir. Bu açıdan bu dava aynı zamanda tarihe not düşmek anlamına da geliyor. Bu şikâyetin baştan takipsizlikle sonuçlanması gerekirdi. Ama olmadı. Davanın açılmaması gerekirdi, açıldı, şimdi iş bu noktaya geldi. Yanlış başlayan bu dava, usul ve esasa ilişkin yanlışlıklarla devam ediyor. Yargının önce bu yanlışlara son vermesi gerekir” dedi.