KÖKLER
Bilimde herhangi bir şeyi değerlendirmek ve onun hakkında bilgi edinmek için kullanılan usul ve yöntemlerden birisi de o şeyi emsalleriyle karşılaştırmaktır. Kıyas olarak da bilinen bu çalışmada elinizdeki numune çeşitli özellikleri bakımından, bilinen benzerleriyle karşılaştırılır ve böylece benzerleri hakkında var olan bilgilerden istifade edilmiş olur. Hiçbir şeyle karşılaştırmadan yapılan değerlendirmelerin tarafsız, verimli ve sağlıklı olması mümkün değildir. Zaten bu nedenle bu tür incelemelerde misaller verilir, emsal gösterilir, tarafların iyi ve kötü tarafları yan yana getirilir, dersler çıkarılır, hatalar tekrarlanmaz.
20 yüzyılın ilk yarısında üç devleti yerle bir ettiler. Almanya , Japonya ve Osmanlı Devleti. Almanya ve Japonya tarihin gördüğü en ağır ve acımasız bombardımanlarına maruz kaldı. Osmanlı devleti de dünyanın en güçlü ordularına karşı tek başına uzun süre direndi. Ama onu da içeriden yıktılar.
Alman ve Japon Şehirleri, sanayi tesisleri harabeye döndü. Orduları yok oldu. Yüzbinler, milyonlar öldü. Ancak dikkat çekicidir ki, bu iki ülke kısa sürede eskisinden daha güçlü bir şekilde ayağa kalktı, ekonomileri, sanayileri paraları çok güçlü hale geldi. Sanki dalları budanan ama kökleri sağlam bir ağacın yeniden gelişmesi büyümesi gibi.
Bu iki ülke, ahlak ve kültür olarak da diğer milletlere nazaran en ön sıralarda geliyor. Yalan dolan yok, çalışkan dürüst ve gerçekçi insanlar. Çok çalışıyor, çok üretiyor, az tüketiyor, az övünüyor hatta hiç övünmüyorlar. Büyük kurtarıcılara, bireysel önderlere ihtiyaçları yok. Çünkü herkes kendisini ve birlikte toplumu kurtaracak kadar akıllı. Birbirlerini yemiyorlar, İşlerine gelmeyince kendi koydukları kuralları çiğnemiyorlar. Adil-i Mutlak olan Alemlerin Rabbi cc de onları bu kadar düzgün çalışmalarına rağmen sürüm sürüm süründürecek değil ya. Zenginler, adalet ve refah içindeler.
Peki bunlara kıyasla Türkiye ne alemde ?
Senet sepet ipotek v.s yapmadan birisine yüklü bir borç verin anlarsınız.
Bir iş yaptıracağınız zaman parasını peşin ödeyin görürsünüz.
Bir toplantı için belli bir saatte anlaşın ve tam o saatte gidin görürsünüz.
İşçileri, çalışanları gizli kamerayla izleyin görürsünüz.
Mahkemelere gidin, dava dosyalarını inceleyin görürsünüz.
Yerli ve milli cihazın kapağını açın içindeki malzemelere bakın anlarsınız.
Dolar, Euro ve altının TL ye karşı bir yıllık seyrine bakın anlarsınız.
İthalat ihracat oranlarına bakın anlarsınız.
Dolar/TL paritesi iki üç puan yükselsin anlarsınız.
Üst düzey bürokratların ve yakınlarının göreve gelmeden önce ve görevden ayrılırken ki mal varlıklarına bakın anlarsınız.
Üst düzey devlet görevlilerinin akraba ve ahbaplarının nerelerde çalıştığına ne kadar maaş aldıklarına bakın anlarsınız.
Büyük bir şirket kurup, ihracat, ithalat, inşaat v.b yapmaya kalkın anlarsınız.
Ülkede kaç tane parti, dernek, cemaat, tarikat, kulüp v.s olduğuna bakın anlarsınız.
Üniversitelerine ve üniversite mezunlarına bakın anlarsınız.
İlkokullarda öğretilenlere, törenlere, heykellere bakın anlarsınız.
Ülkenin doğal kaynaklarının dış borçlarına oranına bakın anlarsınız.
Mensubu olduğu dinden basit sorular içeren bir sınav yapın görürsünüz.
Bir gencin eline okuması için 50 – 60 yıl önce yazılmış bir kitap verin anlarsınız.
Kendi tarihinden basit bir sınav yapın görürsünüz.
Kendi milletinden dünya çapında üç tane bilim adamı sorun anlarsınız.
Gençlere elinde fırsat olsa dünyanın hangi ülkesinde yaşamak istersiniz diye sorun görürsünüz.
Dünya ahlak sıralamasında ülkenin kaçıncı sırada geldiğine bakın her şeyi anlarsınız.
Bu durumun sebebi nedir? Bu çok ciddi bir sosyal bilimsel araştırma konusu değil midir?
Eskiden böyle olmayan bir toplum nasıl ve neden bu hale gelmiştir?
Bu konuda yapılacak kapsamlı ve tarafsız bir araştırma bu nedenleri açık bir şekilde ortaya koyacaktır. Tabii böyle bir araştırma yapılmasına izin verirlerse. Ancak yapılsaydı, böyle bir araştırma tezinin sonuç bölümü herhalde şöyle olurdu;
İlk iki ülkeyi yakıp yıktılar ama toplumun içine sızıp, diline, dinine, kültürüne müdahale etmediler, edemediler. Ama Müslüman Türk milletini içerden vurdular, özellikle dinini, dilini ve kültürünü hedef aldılar, onları tahrip ettiler.
Bir ağacı budar ama köklerine dokunmazsanız yeniden büyür, yeşerir ve gelişir.
Ama köklerini keserseniz ne yaparsanız yapın o ağaç kurur. Ne kadar suni gübre verirseniz verin, yapraklarını yeşile boyayın, dallarına ithal malı suni meyvalar asın o ağaç kurur.
|
||
|