KKTC’de Rogers Güvenlik Sorundur!..
DSÖ’nün 12 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan etmesine neden olan sürecin başlangıcında 17 Ocak 2020 tarihinde kabul edilen PCR test kiti protokolü vardır!
Ve bu tarihten sonra başta Bill Gates&DSÖ olmak üzere test, test, test diye bağıranların hepsi dolaylı veya dolaysız bu çeteye hizmet etmiştir. O çok tehlikeli hemen bulaşıyor, denilen adına da COVİD-19 konulan, talimat gereği 45 döngüde bulunan virüs 17 Ocak 2020 tarihinde DSÖ’nün PCR testini kabul etmesi ile yayılmıştır. Ve bu sanal ortamda kodlanmış PCR testi kullanan ülkelerde de doğal olarak belirli oranda pozitif vaka sayısı çıkması üzerine de pandemi ilan edilmiştir.
Testin asıl mucidinin kısaca hastalıkların belirlenmesinde kullanılmaz dediği PCR test kitinin laboratuvarına ortak olduğu arkadaşları ile COVİD-19 için geliştiren kişi ise Berlin Charite Viroloji Enstitüsü Başkanı Prof. Christian Drosten’dir. O da arkadaşları tarafından hazırlanan bu protokolde açıkça virüs İZOLATLARI ile ilgili elimizde hiçbir materyal, yani enfekte olmuş bir kişiden, veya doğal ortamdan elde edilmiş, laboratuvar kökenli olmayan, mikrobiyal veya viral anlamda saf bir numune yok diyordu. Daha da Türkçesi, Covid-19 tanısı konmuş hasta yoktu, laboratuvarda uydurduk diyorlardı. PCR test kitinin 45 döngüde çalıştırılması ve protokolde yer alması da virüsün birden fazla ülkede hemen görülmesi ile pandemi ilanının gelmesi de böylelikle sağlamış oluyordu.
OKUMAK ADINA ÖRÜMCEK AĞINA TAKILMAK
Sırada, çok önceden oluşan ve hazırlıkları yapılan, KKTC de dahil küçük, büyük bütün ülkelerde Bill Gates çetesinin birbirlerine bağlı olarak fayda sağlayacak duruma getirilmiş kişilerden oluşan ağın devreye girmesi vardır. O kişilerden birisi de de 1977 yılında Lefkoşa'da doğan Jale Refik’tir. Türk Maarif Koleji'nden mezun olduktan sonra, Rothschildlerin bağışçısı olduğu ABD Devleti’nin gözetimindeki en prestijli Fulbright bursu ile gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde University of Maine’de okudu.
Kıbrıs’ta Fulbright Komisyonu Ocak 1962’de yılında, Merkezi Ledra Palas Oteli yanında kuruldu. KKTC’de, CIA’nın de en çok faydalandığı, Mayıs 1946’da ABD Başkanı Harry Truman imzası ile kurulan Fulbright bursundan 1962 yılında itibaren Kıbrıs’ta kimlerin ilişkisi olduğu ayrı bir araştırma konusudur!. Biraz daha yakından tanımanız için FETÖ’yü de kuran güçler olduğunu söylemem sanırım yeterli olacaktır.
Örümcek ağına takılan Jale Refik Rogers, Orona’da Biyokimya üzerine lisans eğitimi sonrası Dr. Anthony Fauci’nin mezun, Bill Gates ile aile bağları ve John Rockefeller ve Bill&Melinda Gates Vakfı'nın da bağışçısı durumunda olduğu Cornell Üniversitesi’nde “Moleküler Genetik” üzerine doktora eğitimini 2006 yılında tamamladı. Ve hemen (2007) Kıbrıs’a döndü. 2010 yılında Dr. Burhan Nalbatoğlu Devlet Hastahanesi Moleküler Genetik DNA laboratuvarını kurdu. Ve 2018 yılına kadar da laboratuvar sorumlusu olarak çalıştı!.. 1999 yılında evlendiği Derek Rogers’un (d.1972) “önersiyle”(!) 2016 yılında kurulan Halkın Partisi’nin kurucu üyesi ve 2018 yılında da Girne Milletvekili oldu. Ayrıca Rogers, “Cumhurbaşkanlığı’na bağlı İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi, Genetik ve Bulaşıcı Hastalıklar Alt Komitesi” üyesidir.
NEDEN JALE REFİK ROGERS
Bundan sonrasını neden Jale Refik Rogers sorusu ile devam edelim. Öncelikli olarak Jale Refik Rogers’in ABD’de aldığı doktora eğitimi olan, “Moleküler Genetik” çağımızın en stratejik bilimlerinden birisidir. Ve bu bilimi küresel anlamda opersayonel olarak kullanan da Bill Gates'dir. Moleküler genetik, genlerin yapısının ve işlevlerini, DNA ve RNA’ nın hücre aktivitelerini ve bütün bir organizmanın oluşumundaki etkilerini araştırır. Bu alandaki teknikler, doğrudan DNA ve RNA’nın araştırılması üzerine odaklanmıştır. Rogers, bugünlerde sıkça duyduğumuz DNA ve RNA’nın yapılarını, genetiği, AŞI’yı ve bağışıklık sistemini en iyi bilenlerdendir.
Dünyanın genetik haritasının çıkartıldığı günümüzde, bu stratejik verilerin kimin için ve neden kullanıldığı çok önemlidir! Eğer bu bilgiye sahip, bu bilgileri elde etmek için alt yapısını kuran bir kişi dünyanın en kıymetli toprak parçası olan Kıbrıs adasında ise durum daha da önemlidir. Eğer, o bizim DNA’larımıza erişerek mercek altına alıyorsa, biz de o kişiyi mercek altına alabiliriz. Zaten almamak en büyük aptallıktır.
Bu bağlamda ilk dikkatimizi çeken faaliyet, HP Girne Milletvekili Jale Refik Rogers’in Cumhuriyet Meclisi, İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi’nin 25 Ekim 2018 tarihinde Başkanlığı'nda, “Bulaşıcı Hastalıklar Yasa Tasarısı”nın hazırlanması oldu. Bulaşıcı Hastalıklar Yasa Tasarısı’nın Genel Gerekçesinde, “İnsan sağlığını tehdit eden hastalıkların çoğu gelişmekte olan virüsler” gündemindedir. Ve virüslerin yer aldığı, “özellikle bulaşıcı bir hastalığın insanlarda dikkate değer ölçüde zarara yol açan” etkileri konusunda da Yasa Tasarısı Kasım 2018 de kabul edilmiştir. Dünya’da DSÖ’nün yalan pandemisi öncesi başlayan hazırlıklar, OHAL idaresine gerek kalmadan böylesi anti demokratik ve insan sağlığını hiçe sayan başka bir yasa tasarısı hazırlanmamıştır!
KKTC’de Rogers’in gayretleri ile kullanılan laboratuvardan sonra, yine başkanlığında virüs de yasalardaki yerini alır.
TÜRK KADININ GENLERİNİ PAZARLADILAR
Diğer dikkat çeken bir hadise de KKTC’de KISAA İnisiyatifi Derneğinin kuruluşuydu. Dernek kamuoyuna (8 Nisan 2017) kuruluşunu açıkladığı gün, ilk projesini “Kuzey Kıbrıs'ta kadın sağlığı verilerini toplama girişimi” ile Oxford Üniversitesi (Wellcome Trust Centre for Human Genetics- İnsan Genetiğine Hoş Geldiniz Merkezi) liderliğinde yapacağını açıklıyordu.
KKTC’de kurulan KISAA’nın faaliyetleri Oxford yayınlan bilgiye göre, özetle ilk aşamada, 18-55 yaş arasındaki kadınların 10'unun sağlık profilleri hakkında veri toplamayı ve 1.000 kadından oluşan bir alt kümeyi genotiplemeyi hedefleyen kesitsel bir çalışmadır. Genotip soy yapı ya da kalıt yapı organizmanın genetik yapısına verilen addır. Diğer bir ifade ile genetik bileşim. Burada yapılmak istenen ise aynı hücreden çoğalan bağımsız DNA’ları da araştırarak genetik haritayı çıkartmak. Genotipleme yapılabilmesi için bir kişiden kan veya herhangi bir doku örneğinden DNA/ RNA izolasyonu gerçekleştirilmektedir. Daha sonra bu örneklerden genotipleme veya ekspresyon düzeylerinin belirlenmesi için çalışmalar başlatılmaktadır.
Asıl konun ne olduğu ise 31 Temmuz 2019 tarihinde Dr. İlker İpekdal’ın Kıbrıs Time’daki köşesinde “KKTC Tarihinde En Büyük Genetik Skandal” başlığı ile geldi. Jale Refik Rogers’in 2010 yılında geldiği KKTC’de 2012 yılında temeli atılan ve 2017 yılına kadar hazırlık çalışmaları süren ve veri toplanması virüs yasa çalışmasının yapıldığı Ocak 2018’de başlayan bir projeden bahsediyordu!
Projeyi yürüten Bill Gates’in baş destekçisi, çalıştığı Oxford ile sıkı bağlantıları olduğu bilinen King’s College Londra’da Genetik Epidemiyoloji (Salgın Hastalıklar Bilim) okuyan Dr. Nilüfer Rahmioğlu Ramiz ve diğer isimlerden birisi de Jale Refik Rogers’dir. Projenin kısa adı KISAA olan, Kıbrıs Kadın Sağlığı Araştırma İnisiyatifi tarafından yürütülecekti.
KISAA İnisiyatifinin amacı, toplumda hemen duygusallık yaratan kadın sağlığı üzerineydi. 100 yıldır kadını kısırlaştırmak üzeren faaliyet gösteren, çocuk bedeni ve kanı ile beslenen pedofili çetesi, “Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan kadınların sağlık profillerinin tanımlanmasını ve hastalık dağılımlarının haritalanmasını” sağlayacaktı.
KKTC’de 5 yıldan daha fazla ikamet eden, 8.000 kadın araştırmaya dahil edilecek, 4.500 kadın da taranacaktı. Güya etik kuruldan izni alan araştırma da anketin yanı sıra, en önemlisi kadınlardan genetik araştırma yapmak üzere ulaşılması en kolay olan, “tükürük” örneklerinin alınmasıydı.
Toplanan verilerin, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde güvenli bir şekilde muhafaza edileceği söylenirken, bir anda verilerin aynı şekilde güvenli olarak Oxford Üniversitesi’ne aktarılacağı da yazılıydı.
Fakat onay formunda, elde edilen genetik bilgilerin, Oxford Üniversitesi için, ‘’çok değerli’’ olduğu, KKTC’de kadınlarından toplanan tükürük örneklerinin Araştırma Doku Bankası’na da aktarılabileceği belirtiliyordu.
Eğer amaç, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan kadınların sağlık profillerini tanımlamak ve hastalık dağılımlarını haritalandırmak ise bu verilerin 18-55 yaş kadınlar arasında yapılması, 55 yaş üstü kadınların sağlıklı olduğu varsaymak, örneklerin Oxford’a gitmesi kadar kuşkuluydu. Yine de KKTC’deki kadınların sağlıklarında genetik iz sürülecek ama test sonuçları katılımcıya bildirilmeyecekti! Ama bu veriyi analiz edenler, KKTC’de konuyu köşesine taşıyan Dr. İlker İpekdal’ın yazısında belirttiği üzere sadece anneden gelen mitokondrin sayesinde, “bir kadının tükürük örneği ile DNA analizinin yapılması durumunda, o kadının varsa erkek kardeşi ile kız ve erkek çocukları hakkında da kısmi genetik bilgiye de” ulaşabildiği gerçeği vardır. Eskiden bir ülkenin madenlerine göz dikenlerin, işbirlikçileri ile madenleri ele geçirdikleri gibi, şimdi de insanı var eden genlerin peşinde olanlar, yine işbirlikçilerinin yardımı ve oluşturdukları alt yapı ile açıkça bu insanların genlerine hakim olmak istiyorlardı.
KKTC’de Dr. Nilüfer Rahmioğlu Ramiz ve Dr. Jale Refik Rogers gibi, sağlık, bilimsel çalışma maskesi ile kadın genleri toplayanlar ile aynı takımda yer alan Oxford Üniversitesinden Üreme ve Genetik Epidemiyoloji ve Profesörü Krina Zonderva da bugünün madencileridir.
Zonderva Bill&Melinda Gates Vakfı’nın Oxford Üniversitesi ile 2011 yılında, “Anormal Fetal ve Neonatal (Yeni doğan) Büyüme Fenotiplerinin (genetik ve çevresel etkenlerin yarattığı özelliklerin canlının dış görünüşündeki yansıması.) Fonksiyonel Sınıflandırması” konulu toplantısına, Oxford Üniversitesi Tıp Bilimleri Bölümü'nde Nuffield Tıp Bölümü'nün Wellcome Trust Centre for Human Genetics- İnsan Genetiğine Hoş Geldiniz Merkezi adına katılacak kadar da etkili olduğunu göstermektedir.
KKTC’DE 8 KADIN MİLLETVEKİLİ DESTEK VERDİ
Wellcome Trust Centre for Human Genetics bugünkü aşı çalışmalarından transgenetike kadar genleri ilgilendiren her konuda faal olan ve araştırma laboratuvarları olan bir merkezdir. Başta KKTC’deki kadın milletvekilleri olmak üzere KKTC’de aynen maske, sosyal mesafe gibi kadınların genini toplarken de hiç kimse ses çıkartmamış ve kuşku duymamıştır. Büyük bir saflıkla doğru iş yaptıkları düşüncesi ile destek olmuşlardır.
Projede yer alıp çalışma anketini dolduran 8 kadın milletvekili Ayşe Baybars, Doğuş Derya, Fazilet Özdenefe, Gülşah Sanver, Jale Refik Rogers, Resmiye Canaltay, Sıla Usar İncirli ve Yasemin Öztürk, Ankete katılarak projeye destek verdi. İçişleri Bakanı ve Halkın Partisi Milletvekili Ayşe Baybars Kadri, ülkedeki kadın sağlığına ilişkin sorunların belirlenebileceği güvenilir veri eksikliklerinin farkında olan Dr. Nilüfer Rahmioğlu Ramiz ve ekibini, kadınların sağlık ve hastalık dağılımlarının ve görülme sıklıklarının belirlenmesi konusunda başlattıkları projeden dolayı tebrik ettiler.
Halkın Partisi Milletvekili Dr. Jale Refik Rogers ülkede başta sağlık olmak üzere bir çok konuda veri eksikliğinin mevcut olduğunu ifade ederek, sağlıkta veri toplamak açısından büyük bir adım olan bu projenin örnek teşkil etmesi ve bundan sonraki bilimsel çalışmalara ışık tutması açısından projeyi yürekten desteklediğini belirtti ve proje yürütücüsü Dr. Nilüfer Rahmioğlu Ramiz ve ekibine başarılar diledi.
KKTC’li kadın milletvekillerinin de destek verdiği KISSA’nın anketi biraz daha dikkatli incelediğinde, kadınlara etnik kökenlerinin, anne ve/veya babasının, nene ve/veya dedelerinin Kıbrıs’ta doğup doğmadığı da soruluyor. Ayrıca, saç ve göz renkleri, vücuttaki ben dağılımları bile katılımcılara sorulan sorular arasındadır. Buna yeni öjenik hareket diyorlar. Bill Gates’in ölen babası da kurucular arasındadır!.
İşte bu çalışmanın elçileri arasında Girne Milletvekili Jale Refik Rogers’de olması tesadüf değildir!..
Akademik Danışma Kurulunda ise hakkında bilgi sahibi olduğumuz Prof. Krina Zondervan, Prof. Christian Becker, Dr. Katy Vincent (Oxford Üniversitesi) Prof. Stacey Missmer ( Harvard Üniversitesi) ve Hüseyin Naci (London School Economics) yer almıştır.
KKTC’li kadınlar üzerinde yapılan genetik çalışma Şubat 2020’de tamamlanmış, 2.5 yıl sürmüş, bu süreler içinde dünyanın en stratejik işini yapanlara, kimse ne oluyor dememiş. Tam tersi dur demesi gereken kadın milletvekilleri de programa katılması ile sayı 7.683 kişiyi bulurken, 600 kişiden tükürük örneği alınmış.
Tükürük deyip küçümsemeyin, “DNA örnekleri için yanak içi mukoza (tükürük) örneği kullanılır.” Tükürüğün daha detaylı ne işe yaradığını ve ne yapmak istediklerini bir kısmını buradan https://dnacenter.com/turkiye/soy-agaci-testi/ takip edebilirisiniz.
KKTC’li kadınların sağlığını en çok düşünen Oxford Üniversitesidir. Yine Moleküler Genetikçi Dr. Rogers’in bu kadar stratejik bir konunun içinde yer alması, kendisinin ABD’li eşi ile KKTC’ye gelmesi kadar tesadüfümüdür? -Evet konuyu tesadüf, salt bilimsel çalışma olarak gören veya “İngiliz seviciler” böyle düşünebilirler. -O düşünceyi kırmak için de konuyu günümüze getirelim ve tekrar bakalım.
PCR TEST İLE İŞGAL
KKTC’de Jale Refik Rogers, henüz “COVİD-19”un görünmediği ama PCR testi ile görünmesi için hazırlıkların yapıldığına ilişkin 24 Şubat 2020 tarihinde koronavirüsü hakkında bilgi verdi. Koronavirüsü ile ilgili çalışmaların, Dr Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde ve Sağlık Bakanlığı’nda haftalardır yapılmış ve hazırlıkların da tamamlanmış olduğunu açıkladı.
“Küresel Darbe” öncesi DSÖ’yü kontrol eden Bill Gates çetesinin dünyadaki korkunun sürekliliği için ihtiyacı olan hastahane ortamı KKTC’de nasıl sağlandığını yine Rogers’in açıklamalarından öğrenelim; Hastanede ayrı girişi olan bir bölüm ayrıldı. Özel giysi ve maske stokları yapıldı. Bu günden itibaren, Rogers’in kurduğu Genetik Laboratuvarı diğer üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan virüs ve bakterileri zaten test ediyordu, “yeni koronavirüsü test edebilecek duruma getirildi.” diyor! Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon uzmanlarımız dünya rehberlerini (DSÖ ve FDA) takip edip ülkemizde uygulamaları ona göre düzenlediğini de söyledi. Burada Rogers diyor ki, Bill Gates’in kontrolündeki DSÖ’nün emrindeyiz, o ne derse sorgusuz-sualsiz onu yaparız!
COVİD-19 operasyonunu temeli olan PCR test konusunu da özetle Rogers’in açıklamaları ile öğrenelim;
1-Koronavirüs salgını ile ilgili mücadelede test yapmanın, pozitif vakaların tespit edilmesinin ve bu kişilerin izole edilerek tedavi edilmesinin önemi büyük. Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘çok test yapın’ uyarısı ile ülkemizde de çok test yapılması yönünde bir haklı beklenti oluşmuştur.
2-Ülkemizde, devletin Moleküler Viroloji çalışmalarını yürüten bir laboratuvar vardır. 2010 yılında faaliyete başlayan ve Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde bulunan bu Genetik Laboratuvarı, koronavirüsün ülkemize gelmesi ile koronavirüs testini yapmak için harekete geçmiş ve şu anda dünyada da güvenilir bir marka olan ve otomatik RNA izolasyonu yapan, Bill Gates’in fonladığı Qiagen cihazı ile virüsün ayrıştırılması çalışmasını ve sonrasında ise yine bu marka cihaza uyumlu ticari kitle PCR testlerini yapmaya başlamıştır.
3-Bu tür virüslerle çalışmak için kullanılan güvenlik kabini de bu laboratuvarda mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO-DSÖ) önerdiği yöntemle yapılan bu testler tanı açısından önemlidir..
4- Katıldığı bir TV programını Facebook hesabında yayınlamış, canlı yayında dünyada ilk kez COVİD-19’un PCR kitinde olmayan altın oranından bahsediyor.
Test konusunda Rogers daha ne desin! Böylesi açık açıklamayı yapan dünyadaki sayılı uzmanlardan. Hatta Türkiye’de Sağlık Bakanı bile böyle açıklama yapmamıştır!
Araştırmasını yaptığım bir husus daha var. O da Rogers, “Seyahat öyküsünden dolayı karantinaya alınan hastanın test sonucu negatif çıktı. Bu ilk deneyim de sağlık çalışanlarımıza alınan önlemlerle ilgili pürüzleri düzeltmek için bir fırsat da vermiş oldu.” diyor. KKTC’den edindiğim bilgiye göre kamuoyuna da yansıdığı kadar ile ilk test kayıtlara 10 Mart 2020 tarihinde geçmiş. Eğer daha önce “dünya rehberine” göre çalışan Rogers milletvekili olarak bu testi yaptıysa, bunların listesi var mı, deneme için izin aldı mı ve tabii ki COVİD-19 için PCR tanı kiti nereden geldi, o tanı kitinden daha sonra alındı mı, deney yaptığı “Qiagen cihazı” mıydı, başka kimlere yaptı, gibi daha bir çok soru var. Çünkü KKTC’de ilk test, 29 Nisan 2020 tarihinde yapılmaya başlandı. Öncesinde Türkiye’ye gidiyordu!
Ayrıca KKTC de pozitif çıktığı için yanlış tedavi sonucu ölen insanlar var. Onların sorumlusu da en başta Rogers’tir. Bu konuda kendisini çıkarttığı yasakçı kanun, ne sağlıkçı maskesi ne de milletvekili dokunulmazlığı kurtarabilir. Dünyanın hiçbir yerinde hatta aşiret düzeni de bile işin içinde ölüm varsa cezasız kalmaz!
Rogers pandemi ilanı öncesi, İki toplumlu Sağlık Teknik Komitesi ve Bulaşıcı Hastalıklar alt komitesinde ki görevlerinden dolayı Rum yönetimi ile de toplantılar yaptığını ve “İki tarafta da eşit anlamda önlemler” alındığını ve sürekli irtibat içinde olduğunu açıklıyordu!
24 Şubat 2020 tarihinde yayınlan açıklamasında Rogers’in, “Son beş-on senede bulaşıcı hastalıklar konusunda çok yol kat ettik. Koronavirüs pandemisi ile ilgili bu süreçte özveri ile çalışan Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi sağlık çalışanları ve Sağlık Bakanlığı bürokratları takdiri hak” ettiğini söyledi. DSÖ’nün henüz pandemi ilan etmediği 12 Mart 2020’den önce Rogers’in “KORONAVİRÜS PANDEMESİ” nden bahsetmesi ise konuya ne kadar hakim olduğunun diğer bir göstergesidir.
Yine Moleküler Genetikçi Milletvekili Dr. Rogers pandemi ilan edilmeden iki önce (10 Mart 2020) katıldığı bir TV programında PSR testi yapılsa pozitif çıkacak bir durumda canlı yayına katılır. Çin’de yolda düşen insanların bir başka rolünü yapan Rogers koltuğuna oturur oturmaz burnunu silmek için acil peçete getirilir. Ne hikmetse burnun bir kez siler bir daha silmez. Hızını alamaz, katıldığı programı sunan kişi, “gripal enfeksiyonlardan ölen sayısı daha çok” dediğinde, Rogers doğru olmadığını söyleyerek, “Gripal enfeksiyonlardan ölen 0,2-0,5, koronavirüsten ölen 2-3” gibi kesin ve büyük bir ayrımla istatistik bilgisi de verir.
Nihayet Rogers’in birlikte çalıştığı dönemin Cumhurbaşkanı AKINCI’da devreye girerek, DSÖ’nün pandemi ilan ettiği gün, henüz ne idüğü belirsiz virüs izole edilmemişken, büyük bir hızla “Eğer tedbiri alır ve eve kapanırsak, yani izole olursak, sadece temel hizmetler olursa yine de 189 vakaya ulaşıyoruz. Eğer yarı tedbirler ile idare edersek, 1 ay içerisinde 2 bin 180'e çıkacak. Gerekli tedbirleri almazsak, vaka sayısı 22 binleri geçiyor.” diyerek insanlar korkutulacaktı. Gazeteciler de doğal olarak AKINCI’ya sordu, -sıkıyönetim ilan edilmesi gerekmiyor mu? AKINCI da sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi gerektiğini belirtti. Asıl amaçta insanları sağlığı değil, insanları ve ekonomileri kötüleştirmekti. Zaten 11 Ekim 2020 tarihinde Dr. David Nabarro dünya liderlerine seslenerek, “Kilitlenmeyi kullanmayın… Mevcut kilitleme politikaları, kısa ve uzun vadeli halk sağlığı üzerinde yıkıcı etkiler üretiyor." dedi. O zaman KKTC’de virüs ve bulaşıcı hastalıklar ile ilgili her taşın altından çıkan ve ilgili çevreleri etkileyen Rogers’in, DSÖ’yü de etki ve kontrol altına alan Bill Gates çetesi ile paralel düşünmediğini kim söyleyebilir?
Artık KKTC de virüs ile aldatma konusunda gereken her türlü alt yapı vardır. Sırada bilim kurulu ile aldatmak devreye girer. Dönemin Başbakan Ersin Tatar’ın talimat ile aralarında Klinik Mikrobiyoloji Dr. Jale Refik Rogers Moleküler Genetik, Sağlık Komitesi ve Bulaşıcı Hastalıklar Alt Komitesi Eş Başkanı olarak faaliyetlere başlarlar.
KKTC’de Başbakanlık Koronavirüs Bilim Kurulu Üyeleri’nin oluşumu: Prof. Dr. İbrahim Benter, Farmakoloji Prof.Dr. Tamer Şanlıdağ, Tıbbi Mikrobiyoloji –Viroloji Prof.Dr. Songül Vaizoğlu, Halk Sağlığı Prof.Dr. Finn Rasmussen, Göğüs Hastalıkları Prof.Dr. Hüseyin Kaya Süer, Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Prof.Dr. Nedime Serakıncı, Tıbbi Biyoloji ve Genetik Prof.Dr. Fisun Yıldız, Göğüs Hastalıkları Prof.Dr. Ali Ünyayar, Mikrobiyoloji-Bioteknoloji Yrd.Doç.Dr. Hakan Evren, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik MikrobiyolojiYrd.Doç.Dr. Özge Türkeri, Tıbbi Biyokimya Yrd.Doç.Dr. Ayşe Seyer, Tıbbi ve Klinik Mikrobiyoloji Yrd.Doç.Dr. Mümtaz Güran, Tıbbi ve Klinik Mikrobiyoloji Yrd. Doç.Dr. Emine Ünal Evren, Enfeksiyon Hastalıkları, Dr. Figen İnce, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Başhekimi, Dr. Özlem Gürkut, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı, Dr. Remzi Gardiyanoğlu, Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı, Dr. Hayat İzel, Özel Hastaneler Birliği Başkanı, Dr. Ahmet Savaşan, Başbakanlık Koronavirüs Bilim Kurulu Koordinatörü.. olarak görev alır.
SAĞLIKÇI, NE DERSE O OLUR!
Bilim kurulun görevi ise Türkiye’den veya DSÖ’den gelen talimatlar ile acil servisleri yönetmek, bolca test ve o bildik maske, sosyal mesafe ve hijyen şarkısını her gün tekrar etmektir. Artık yaşanan gerçeklerin yerinin DSÖ’nün talimatı ve teorik bilgiler piyasaya hakimdir. Sağlıkçılar daha doğrusu başta Rogers olmak üzere ne derse o olur.
KKTC de 31 Ocak 2021 tarihi olduğunda PCR ile olmayan virüsü bulanların sözcüsü Rogers koronavirüs’e karşı hala artan vaka sayısı ile “halk kazanacaktır.” derken, aslında halkın güçsüzleştiği ve artık halkın ne derse onu yapacak duruma geldiğini de bilmektedir.
Dünyadaki yasaların zorunlu aşı ve tıbbi müdahaleye izin vermediği için Jale Refik Rogers de, “Örneğin seyahatlerde aşı sertifikası aranacak bir döneme giriliyor. Kimse kimseyi aşı olsun diye zorlayamaz ancak seyahat için zorunlu olacak. Aşı olmaktan” korkulmaması gerektiğini de söyledi. Rogers’in şimdiki hedefinde, virüs ile birlikte ortaya çıkan AŞI ve AŞI olmamız için uymamız gereken yeni talimatları vardır.
Hiçbir bilimsel veriye dayanmayan, kendi içerisinde dahi çelişen, O talimatlar şöyledir;
- Temaslı iseniz, hemen temaslı takip ekibine başvurmalısınız. Bunun hem insani, hem toplumsal hem yasal bir zorunluluk olduğunu unutmayınız (1102’yi arayabilirsiniz).
- Eğer Covid 19 semptomu gösteriyorsanız, temaslı olduğunuzu düşünmüyorsanız dahi mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak bir test yaptırınız.
- Aşı yaptırmış olsanız bile bunun hasta olmayacağınız anlamına gelmediğini ve hala kendinizi korumanız gerektiğini lütfen unutmayınız.
-Aşı, ikinci dozdan sonra daha yüksek koruma gösterir. Aşı olmak hastalığı belki daha hafif geçirmenizi sağlayabilir ama hasta olma riskiniz hala devam etmektedir.
-Yaygın aşılama ile toplum bağışıklığına ulaşana kadar hiçbirimiz tam güvende değiliz, lütfen bunu unutmayınız.
-Maske, mesafe, hijyen ve gerekiyorsa test yaptırarak hem kendinizi hem sevdiklerinizi korumaya devam ediniz.
Şimdi Rogers’in aldığı eğitim olan, “Moleküler Genetik”ile KKTC’de Qiagen test kitlerinin alımı-satımı da dahil tüm ilişkilerini ve yaptığı faaliyetleri yan yana koyalım.
Ve Rogers’in DSÖ’nün 17 Ocak 2020 tarihinde kabul ettiği PCR test kiti protokolünden haberi olmadığı söylenebilir mi? Haberi olmadığına hiç ihtimal vermiyorum. Çünkü COVİD-19 virüsü ve tanısının bütün kodları bu protokoldedir.
DSÖ’nün, o protokolü kabul ettikten 6 gün sonra (23 Ocak 2020) Eurosurveillance’de o makale olarak yayınlandı. Kabul edilen protokolde virüsün izole edilmediği, COVİD-19’un “PCR’ın pozitif virüs örneği Avrupa’daki rinolofid yarasa türünden” elde edildiği, yani Asya’daki virüsün örnek materyalinin de Avrupa’dan alındığı yazılıdır. Normal bir okuma yapan 1. sınıf tıp öğrencisinin bile kabul etmeyeceği hatalar vardır. Bu hatalara rağmen ABD’de okumuş, yasa çıkartmış, laboratuvar kurmuş, herkes kendi uzmanlık alanı ile ilgilensin diyecek kadar kendinin yetkin gören, birisi bu virüsün masa başında var edildiği gerçeğini görmez mi?
Virüsleri en iyi bilen Rogers, “Hastalık vaka tanımına uyan kişilere PCR testin yapılması bu salgının durdurmak için şuan elimizde tuttuğumuz en önemli silahtır.” diyor. Ve arkasından da eğer test yapmazsak, “hastalığın daha çok yayılarak eve kapanmanın” uzamasına neden olacağına yönelik tehditte bulunuyor. Evet burada Rogers doğru söylüyor, pandemi ilan edilmesinde ve lastik gibi uzamasının en büyük silahı ifade ettiği gibi, “PCR testi”, eğer o test eylemi devam etmez ise pandemi, dolayısı ile ortada COVİD-19 diye bir şey kalmaz.
Rogers COVİD-19 resmi diye yutturulan resmin gerçek olduğunu da bilmez! Covid-19 DZIF- German Center for Infection Research (Alman Enfeksiyon Araştırma Merkezi) web sitesinde 16 Ocak 2020 tarihinde,“Çin'de yeni koronavirüs için ilk test geliştirildi” başlıklı basın-bülteninde yayınlan, “Koronavirüsler (elektronik kaydın renkli iletimi). © cdc / Dr. Fred Murphy ve Sylvia Whitfield” ve resmin hemen sağ altında da ilgili kişi olarakta Prof. Cristian DROSTEN ve resmi yazılıydı. Bir gün sonra yani 17 Ocak 2020 tarihinde, PCR test kiti protokolü olarak DSÖ’nün sayfalarında yayınlandı. Burada en önemli algı, yayınlanan renkli koronavirüs resimleriydi. Sonra bu koronavirüs resimleri bir çok önemli sağlıkla ilgili web sitelerinde yer aldı. Sanki COVİD-19’un elektronik bilgisayarla çekilmiş resmi dolayısı ile bir hastada tespit edilmiş ve/veya izole edilmiş izlenimi güçlü bir şekilde veriyordu.
Resmin altındaki Dr. Fred Murphy ismini araştırdım. Amerikalı, viroloji alanında elektron mikroskobu ilk kullananlardan Dr. Frederick A. Murphy ulaştım. Kendisi bu resmi 1975 yılında Avian Coronavirus(1) (Kuş koronavirüsü) olarak siyah beyaz olarak elde etmiş ve yayınlanmış.
Bu tabii ki COVİD-19 yalanını doğrulayan başka bir delil, bilim adamı olarak güvenilen insanların kaynakları konusunda açıklayıcı bilgi vermemeleri açısında da son derece düşüncüdür.
2020 yılında gördüğümüz COVİD-19’un renklendirmiş resmi de 1975 yılında elde edilmiş siya-beyaz Kuş koronavirüsü’ne aitti.
Yaşadığımız süreçte COVİD-19’un görüntüsü de doğru olan bir şey yok!. Ama bu sürecin alt yapısını hazırlayan, teste zorlayan, evlere kapatan, ekonomileri batıran, yanlış tedavi sonucu insanların ölümüne neden olan. Eve kapanma, toplumsal ve sosyal yaşamdan kopartılarak bunalıma girmiş, ruh sağlı bozulmuş insanlar vardır.
Bunların baş sorumlusu tabii ki Bill Gates’in kontrolünde olan DSÖ’dür. Ama diğer sorumluları da ABD’deki Dr. Anthony Fauci ve KKTC’de de Dr. Jale Refik Rogers’dir. Bunlar her ülkede Fauci ve Rogers gibi faaliyette bulunuyorlar ve bütün sahtekarlıkları da biliyorlar.
Eğer bilmeseler, KKTC’de pandemi yalanına temel aldığımız Roger, Arıklı’nın Dünya Sağlık Örgütü’nün PCR test ile ilgili 14 Aralık 2020 ve 20 Ocak 2021 referans göstererek döngü sayısının (45) yüksek olması sonucu pozitif vakların yüksek olduğuna ilişkin konuşmasının doğru olmadığını söyler mi?
Bilim insanlarının, COVİD-19’un PCR tanı seti ve protokolünde yapılan hataları ortaya çıkartması, 23 Ekim 2020 tarihinde Portekiz’deki mahkeme sonucu ve 23 Kasım 2020 tarihinde Berlin’de açılan dava ile köşeye sıkışan DSÖ’ye geri adım attırmıştır. DSÖ’nün kendisini kurtarmak için yaptığı bu açıklamayı da doğru bulmayan ve hala konuları profesyonelce çarpıtan dünyada yalnızca Jale Refik Rogers vardır.
Rogers’in bilmediği Portekiz’deki mahkeme şu sonuca varmıştır: "Bir kişi PCR ile pozitif test yaparsa, 35 döngü veya daha yüksek bir eşik kullanılırsa (Avrupa ve ABD'deki çoğu laboratuvar), bu kişinin enfekte olma olasılığı < 3 ve sonucun yanlış pozitif olma olasılığı 97'dir.”
Portekiz’de bilim insanlarınca mahkemeye sunulan bilgide; Bu çalışmalardan çıkan sonuç basit -Gerçekleştirilen PCR testlerinin olası güvenilirliği, en başından, içerdikleri amplifikasyon döngülerinin eşiğine bağlıdır, öyle ki, 25 döngü sınırına kadar testin güvenilirliği yaklaşık 70 olacaktır; 30 döngü gerçekleştirilirse, güvenilirlik derecesi 20'ye düşer; 35 döngüye ulaşılırsa, güvenilirlik derecesi 3 olacaktır.
Rogers PCR, “döngü sayısı ticari kitlerin içinde yazılı gelir, buna laboratuvar kendisi karar vermez. Örneğin Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde kullanılan kitlerde toplam döngü sayısı 40’tır. Pozitif örneklerin hangi döngüde pozitifleştiği yani Ct değeri örnekteki genetik materiyal yoğunluğu ile ilgilidir, döngü ile ilgili değildir.” demiştir.
Öncelikli olarak, Ct’nin açılımı “Threshold Cycle”, Türkçe karşılığı da “Eşik Döngüsü” demektir. Ct değerleri bahsedilirken de, örneğin 20, 40 döngü ifadesi kullanılır. Bunun da açılımı.
100 kopya DNA molekülü ile başlanıyorsa 30 – 45 döngü,
1.000 – 100.000 ile başlanıyorsa 20 – 30 döngü yeterlidir.
Başlangıçtaki DNA molekülü sayısı PCR'ın kaç döngü uygulanacağını belirler. Evet eşik döngüsü DSÖ’nün kabul ettiği protokolde 45 olarak kullandığı için fazla pozitif verdi.
Zaten Rogers’de itiraf ediyor, Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde eşik döngüsü 40 olarak kullanıldı diyor. İşte DSÖ’de bu eşik döngüsünün fazla olduğuna karar verdi. PCR konusunun yalan olduğu ortaya çıkınca kamuoyunda kısaca döngü dedi. İfade edilen ise çok basit olarak 40-45 döngü değil. 30’dan fazla olmaması gerekiyordu!..
Ayrıca PCR’ı geliştirerek Nobel kazanan bilim adamı Karry Mullis, HIV'i tespit etmek için PCR kullanımı hakkında yaptığı konuşmada: “Kantitatif PCR bir oksimorondur.(2) PCR, kalitatif(3) olarak maddeleri tanımlamayı amaçlamaktadır, ancak doğası gereği sayıları [viral yük] tahmin etmek için uygun değildir. Bu testler, hiçbir şekilde serbest, bulaşıcı virüsleri tespit edemez. Testler, virüslerin genetik dizilimlerini tespit edebilir, ancak virüslerin kendisini tespit edemez.” dedi. Ama vaka sayısını artırmanın başka yolunu bulamayanlar, bilimin söylediklerini duymazlıktan geldi. Çıkan gürültüde de PCR’ın işe yaramadığı fazla duyulmadı.
PCR’ın mucidi Karry Mullis’a, çark eden DSÖ’ye rağmen Rogers gibiler hala yaptıklarının doğru olduğunu söylemek ise yaşanan tüm felaketleri savunmak ve bu konunun sağlıkla ilgisi olmadığını da ifade etmek demektir.
Rogers KKTC’de o kadar ileri gidiyor ki, virüsün İZOLATLARINI görmeden var ettim diyen Christian Drosten’ı bile ciddiye almıyor!..
Çünkü başına geleceğini biliyor!
DSÖ’nün pandemi ilan etmek üzere kabul ettiği PCR test portoklünü kabul ettiği Dr. Drosten'in doktorasına ilişkin akademik çalışma da Goethe Üniversitesi arşivinde bulunamamıştır. Bu bilgi de Rogersgillerin sıkça kullandıkları, kimin bilim karşıtı olduğunu göstermek için bir nottur. Bunlar için bilim değil, para daha önemlidir.
Ortada COVİD-19’da yok! Bakalım Rogers, DSÖ’nünde bulmadığı COVİD-19’u KKTC Nalbatoğlu Devlet Hastahanesi kurduğu DNA laboratuvarında bulabilecek mi?
Sonuçta KKTC’de ve dünyada yaşananlar pandemi değil, insan sağlığının hiçe sayıldığı bir küresel darbedir. Rogers’de bu planın KKTC’deki saha elemanıdır. KKTC’de bu gerçeği ne Cumhurbaşkanı ne de Türk Büyükelçisi farkında değildir.
Not : Dr. Jale Refik Rogers ilgili yazıya, yanıt hakkımız ile birlikte herhangi bir açıklaması olursa aynen yayınlanacaktır.
(1) Avian Coronavirus’ü kuşları enfekte eden ve ilişkili hastalığa kuş bulaşıcı bronşite neden olan bir virüs olarak biliniyor. Tavukların solunum yollarını, bağırsaklarını, böbreklerini ve üreme sistemlerini etkileyen oldukça bulaşıcı bir kuş patojeni.
2)Oksimoron, birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade. Bazen anlamı kuvvetlendirmek için veya edebî sanat yapmak amacıyla kullanılır; bazen de halihazırda kullanılan bir kavramı eleştirmek veya alaya almak için kullanılır.
3)Kalitatif, analitik kimyada maddenin analiz edilmesi için kullanılan iki işlemden bir tanesidir. Analiz, kalitatif ve kantitatif diye ikiye ayrılır. Kalitatif analiz; maddenin ne olduğunu anlamaya yönelik yapılan bir analizdir.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
http://www.bncmedyahaber.com/yazar-kktc-de-rogers-guvenlik-sorundur-487.html
Kaynaklar:
Küresel Darbe; https://www.5gvirusnews.com/yazarlar/belgelerle-kuresel-darbe-h361.html
https://cis.cornell.edu/bill-melinda-gates-hall
https://www.dzif.de/de/erster-test-fuer-das-neuartige-coronavirus-china-ist-entwickelt
Yazı uzantı olarak; Avrupa bulaşıcı hastalık sürveyansı, epidemiyoloji, önleme ve kontrol dergisinin Cilt 25, Sayı 3, 23 / Ocak / 2020 yayınlanmış.
https://www.eurosurveillance.org/content/10.2807/1560-7917.ES.2020.25.3.2000045
https://virological.org/t/initial-assessment-of-the-ability-of-published-coronavirus-primers-sets-to-detect-the-wuhan-coronavirus/321
https://cornellsun.com/2020/02/27/from-sage-to-mcgraw-how-buildings-on-cornells-campus-get-their-names/
https://phil.cdc.gov/Details.aspx?pid=15523
https://www.idcmjournal.org/coronavirus-history
https://haberkibris.com/rogers-saglik-bakanligi-denetleme-yetkisini-kullanmiyor-1833-2021-01-19.html
http://kibris.press/jale-refik-rogers/
https://www.cyprusfulbrighthistoryproject.com/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Jale_Refik_Rogers
https://www.pressreader.com/cyprus/havadis-gazetesi/20190715/281492162893655
https://kisaainsiyatifi.com/
https://www.youtube.com/watch?v=vyHm3j3nqys
https://www.gundemkibris.com/kibris/jale-refik-rogers-mucadeleye-hazir-bir-alt-yapimiz-var-h290718.html
https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n365645-jale-refik-rogers-hep-birlikte-basaracagiz
https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n366904-hpli-vekil-jale-refik-rogers-erhan-arikli-bilmedigi-konularda-kafa-karistiriyor
https://www.kibrispostasi.com/c77-SAGLIK_KISISEL_BAKIM/n246380-kadin-milletvekilleri-kisaa-projesine-destek-verdi
https://npistanbul.com/eriskin-psikiyatri/kisiye-ozel-tedavi-klinik-farmakogenetik-laboratuvari
https://www.gatesfoundation.org/How-We-Work/Quick-Links/Grants-Database/Grants/2011/11/OPP1028850
https://www.kibrismanset.com/kktc-tarihinin-en-buyuk-genetik-skandali-makale,1372.html
https://www.kibristime.com/virus-testlerinden-kim-sorumlu-makale,6837.html
https://www.wrh.ox.ac.uk/news/initiative-to-collect-womens-health-data-in-northern-cyprus-supported-by-multiple-donations
https://www.well.ox.ac.uk/people/nilufer-rahmioglu
https://dnacenter.com/
KKTC’de Rogers Güvenlik Sorundur!..
DSÖ’nün 12 Mart 2020 tarihinde pandemi ilan etmesine neden olan sürecin başlangıcında 17 Ocak 2020 tarihinde kabul edilen PCR test kiti protokolü vardır!
Ve bu tarihten sonra başta Bill Gates&DSÖ olmak üzere test, test, test diye bağıranların hepsi dolaylı veya dolaysız bu çeteye hizmet etmiştir. O çok tehlikeli hemen bulaşıyor, denilen adına da COVİD-19 konulan, talimat gereği 45 döngüde bulunan virüs 17 Ocak 2020 tarihinde DSÖ’nün PCR testini kabul etmesi ile yayılmıştır. Ve bu sanal ortamda kodlanmış PCR testi kullanan ülkelerde de doğal olarak belirli oranda pozitif vaka sayısı çıkması üzerine de pandemi ilan edilmiştir.
Testin asıl mucidinin kısaca hastalıkların belirlenmesinde kullanılmaz dediği PCR test kitinin laboratuvarına ortak olduğu arkadaşları ile COVİD-19 için geliştiren kişi ise Berlin Charite Viroloji Enstitüsü Başkanı Prof. Christian Drosten’dir. O da arkadaşları tarafından hazırlanan bu protokolde açıkça virüs İZOLATLARI ile ilgili elimizde hiçbir materyal, yani enfekte olmuş bir kişiden, veya doğal ortamdan elde edilmiş, laboratuvar kökenli olmayan, mikrobiyal veya viral anlamda saf bir numune yok diyordu. Daha da Türkçesi, Covid-19 tanısı konmuş hasta yoktu, laboratuvarda uydurduk diyorlardı. PCR test kitinin 45 döngüde çalıştırılması ve protokolde yer alması da virüsün birden fazla ülkede hemen görülmesi ile pandemi ilanının gelmesi de böylelikle sağlamış oluyordu.
OKUMAK ADINA ÖRÜMCEK AĞINA TAKILMAK
Sırada, çok önceden oluşan ve hazırlıkları yapılan, KKTC de dahil küçük, büyük bütün ülkelerde Bill Gates çetesinin birbirlerine bağlı olarak fayda sağlayacak duruma getirilmiş kişilerden oluşan ağın devreye girmesi vardır. O kişilerden birisi de de 1977 yılında Lefkoşa'da doğan Jale Refik’tir. Türk Maarif Koleji'nden mezun olduktan sonra, Rothschildlerin bağışçısı olduğu ABD Devleti’nin gözetimindeki en prestijli Fulbright bursu ile gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde University of Maine’de okudu.
Kıbrıs’ta Fulbright Komisyonu Ocak 1962’de yılında, Merkezi Ledra Palas Oteli yanında kuruldu. KKTC’de, CIA’nın de en çok faydalandığı, Mayıs 1946’da ABD Başkanı Harry Truman imzası ile kurulan Fulbright bursundan 1962 yılında itibaren Kıbrıs’ta kimlerin ilişkisi olduğu ayrı bir araştırma konusudur!. Biraz daha yakından tanımanız için FETÖ’yü de kuran güçler olduğunu söylemem sanırım yeterli olacaktır.
Örümcek ağına takılan Jale Refik Rogers, Orona’da Biyokimya üzerine lisans eğitimi sonrası Dr. Anthony Fauci’nin mezun, Bill Gates ile aile bağları ve John Rockefeller ve Bill&Melinda Gates Vakfı'nın da bağışçısı durumunda olduğu Cornell Üniversitesi’nde “Moleküler Genetik” üzerine doktora eğitimini 2006 yılında tamamladı. Ve hemen (2007) Kıbrıs’a döndü. 2010 yılında Dr. Burhan Nalbatoğlu Devlet Hastahanesi Moleküler Genetik DNA laboratuvarını kurdu. Ve 2018 yılına kadar da laboratuvar sorumlusu olarak çalıştı!.. 1999 yılında evlendiği Derek Rogers’un (d.1972) “önersiyle”(!) 2016 yılında kurulan Halkın Partisi’nin kurucu üyesi ve 2018 yılında da Girne Milletvekili oldu. Ayrıca Rogers, “Cumhurbaşkanlığı’na bağlı İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi, Genetik ve Bulaşıcı Hastalıklar Alt Komitesi” üyesidir.
NEDEN JALE REFİK ROGERS
Bundan sonrasını neden Jale Refik Rogers sorusu ile devam edelim. Öncelikli olarak Jale Refik Rogers’in ABD’de aldığı doktora eğitimi olan, “Moleküler Genetik” çağımızın en stratejik bilimlerinden birisidir. Ve bu bilimi küresel anlamda opersayonel olarak kullanan da Bill Gates'dir. Moleküler genetik, genlerin yapısının ve işlevlerini, DNA ve RNA’ nın hücre aktivitelerini ve bütün bir organizmanın oluşumundaki etkilerini araştırır. Bu alandaki teknikler, doğrudan DNA ve RNA’nın araştırılması üzerine odaklanmıştır. Rogers, bugünlerde sıkça duyduğumuz DNA ve RNA’nın yapılarını, genetiği, AŞI’yı ve bağışıklık sistemini en iyi bilenlerdendir.
Dünyanın genetik haritasının çıkartıldığı günümüzde, bu stratejik verilerin kimin için ve neden kullanıldığı çok önemlidir! Eğer bu bilgiye sahip, bu bilgileri elde etmek için alt yapısını kuran bir kişi dünyanın en kıymetli toprak parçası olan Kıbrıs adasında ise durum daha da önemlidir. Eğer, o bizim DNA’larımıza erişerek mercek altına alıyorsa, biz de o kişiyi mercek altına alabiliriz. Zaten almamak en büyük aptallıktır.
Bu bağlamda ilk dikkatimizi çeken faaliyet, HP Girne Milletvekili Jale Refik Rogers’in Cumhuriyet Meclisi, İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi’nin 25 Ekim 2018 tarihinde Başkanlığı'nda, “Bulaşıcı Hastalıklar Yasa Tasarısı”nın hazırlanması oldu. Bulaşıcı Hastalıklar Yasa Tasarısı’nın Genel Gerekçesinde, “İnsan sağlığını tehdit eden hastalıkların çoğu gelişmekte olan virüsler” gündemindedir. Ve virüslerin yer aldığı, “özellikle bulaşıcı bir hastalığın insanlarda dikkate değer ölçüde zarara yol açan” etkileri konusunda da Yasa Tasarısı Kasım 2018 de kabul edilmiştir. Dünya’da DSÖ’nün yalan pandemisi öncesi başlayan hazırlıklar, OHAL idaresine gerek kalmadan böylesi anti demokratik ve insan sağlığını hiçe sayan başka bir yasa tasarısı hazırlanmamıştır!
KKTC’de Rogers’in gayretleri ile kullanılan laboratuvardan sonra, yine başkanlığında virüs de yasalardaki yerini alır.
TÜRK KADININ GENLERİNİ PAZARLADILAR
Diğer dikkat çeken bir hadise de KKTC’de KISAA İnisiyatifi Derneğinin kuruluşuydu. Dernek kamuoyuna (8 Nisan 2017) kuruluşunu açıkladığı gün, ilk projesini “Kuzey Kıbrıs'ta kadın sağlığı verilerini toplama girişimi” ile Oxford Üniversitesi (Wellcome Trust Centre for Human Genetics- İnsan Genetiğine Hoş Geldiniz Merkezi) liderliğinde yapacağını açıklıyordu.
KKTC’de kurulan KISAA’nın faaliyetleri Oxford yayınlan bilgiye göre, özetle ilk aşamada, 18-55 yaş arasındaki kadınların 10'unun sağlık profilleri hakkında veri toplamayı ve 1.000 kadından oluşan bir alt kümeyi genotiplemeyi hedefleyen kesitsel bir çalışmadır. Genotip soy yapı ya da kalıt yapı organizmanın genetik yapısına verilen addır. Diğer bir ifade ile genetik bileşim. Burada yapılmak istenen ise aynı hücreden çoğalan bağımsız DNA’ları da araştırarak genetik haritayı çıkartmak. Genotipleme yapılabilmesi için bir kişiden kan veya herhangi bir doku örneğinden DNA/ RNA izolasyonu gerçekleştirilmektedir. Daha sonra bu örneklerden genotipleme veya ekspresyon düzeylerinin belirlenmesi için çalışmalar başlatılmaktadır.
Asıl konun ne olduğu ise 31 Temmuz 2019 tarihinde Dr. İlker İpekdal’ın Kıbrıs Time’daki köşesinde “KKTC Tarihinde En Büyük Genetik Skandal” başlığı ile geldi. Jale Refik Rogers’in 2010 yılında geldiği KKTC’de 2012 yılında temeli atılan ve 2017 yılına kadar hazırlık çalışmaları süren ve veri toplanması virüs yasa çalışmasının yapıldığı Ocak 2018’de başlayan bir projeden bahsediyordu!
Projeyi yürüten Bill Gates’in baş destekçisi, çalıştığı Oxford ile sıkı bağlantıları olduğu bilinen King’s College Londra’da Genetik Epidemiyoloji (Salgın Hastalıklar Bilim) okuyan Dr. Nilüfer Rahmioğlu Ramiz ve diğer isimlerden birisi de Jale Refik Rogers’dir. Projenin kısa adı KISAA olan, Kıbrıs Kadın Sağlığı Araştırma İnisiyatifi tarafından yürütülecekti.
KISAA İnisiyatifinin amacı, toplumda hemen duygusallık yaratan kadın sağlığı üzerineydi. 100 yıldır kadını kısırlaştırmak üzeren faaliyet gösteren, çocuk bedeni ve kanı ile beslenen pedofili çetesi, “Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan kadınların sağlık profillerinin tanımlanmasını ve hastalık dağılımlarının haritalanmasını” sağlayacaktı.
KKTC’de 5 yıldan daha fazla ikamet eden, 8.000 kadın araştırmaya dahil edilecek, 4.500 kadın da taranacaktı. Güya etik kuruldan izni alan araştırma da anketin yanı sıra, en önemlisi kadınlardan genetik araştırma yapmak üzere ulaşılması en kolay olan, “tükürük” örneklerinin alınmasıydı.
Toplanan verilerin, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde güvenli bir şekilde muhafaza edileceği söylenirken, bir anda verilerin aynı şekilde güvenli olarak Oxford Üniversitesi’ne aktarılacağı da yazılıydı.
Fakat onay formunda, elde edilen genetik bilgilerin, Oxford Üniversitesi için, ‘’çok değerli’’ olduğu, KKTC’de kadınlarından toplanan tükürük örneklerinin Araştırma Doku Bankası’na da aktarılabileceği belirtiliyordu.
Eğer amaç, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan kadınların sağlık profillerini tanımlamak ve hastalık dağılımlarını haritalandırmak ise bu verilerin 18-55 yaş kadınlar arasında yapılması, 55 yaş üstü kadınların sağlıklı olduğu varsaymak, örneklerin Oxford’a gitmesi kadar kuşkuluydu. Yine de KKTC’deki kadınların sağlıklarında genetik iz sürülecek ama test sonuçları katılımcıya bildirilmeyecekti! Ama bu veriyi analiz edenler, KKTC’de konuyu köşesine taşıyan Dr. İlker İpekdal’ın yazısında belirttiği üzere sadece anneden gelen mitokondrin sayesinde, “bir kadının tükürük örneği ile DNA analizinin yapılması durumunda, o kadının varsa erkek kardeşi ile kız ve erkek çocukları hakkında da kısmi genetik bilgiye de” ulaşabildiği gerçeği vardır. Eskiden bir ülkenin madenlerine göz dikenlerin, işbirlikçileri ile madenleri ele geçirdikleri gibi, şimdi de insanı var eden genlerin peşinde olanlar, yine işbirlikçilerinin yardımı ve oluşturdukları alt yapı ile açıkça bu insanların genlerine hakim olmak istiyorlardı.
KKTC’de Dr. Nilüfer Rahmioğlu Ramiz ve Dr. Jale Refik Rogers gibi, sağlık, bilimsel çalışma maskesi ile kadın genleri toplayanlar ile aynı takımda yer alan Oxford Üniversitesinden Üreme ve Genetik Epidemiyoloji ve Profesörü Krina Zonderva da bugünün madencileridir.
Zonderva Bill&Melinda Gates Vakfı’nın Oxford Üniversitesi ile 2011 yılında, “Anormal Fetal ve Neonatal (Yeni doğan) Büyüme Fenotiplerinin (genetik ve çevresel etkenlerin yarattığı özelliklerin canlının dış görünüşündeki yansıması.) Fonksiyonel Sınıflandırması” konulu toplantısına, Oxford Üniversitesi Tıp Bilimleri Bölümü'nde Nuffield Tıp Bölümü'nün Wellcome Trust Centre for Human Genetics- İnsan Genetiğine Hoş Geldiniz Merkezi adına katılacak kadar da etkili olduğunu göstermektedir.
KKTC’DE 8 KADIN MİLLETVEKİLİ DESTEK VERDİ
Wellcome Trust Centre for Human Genetics bugünkü aşı çalışmalarından transgenetike kadar genleri ilgilendiren her konuda faal olan ve araştırma laboratuvarları olan bir merkezdir. Başta KKTC’deki kadın milletvekilleri olmak üzere KKTC’de aynen maske, sosyal mesafe gibi kadınların genini toplarken de hiç kimse ses çıkartmamış ve kuşku duymamıştır. Büyük bir saflıkla doğru iş yaptıkları düşüncesi ile destek olmuşlardır.
Projede yer alıp çalışma anketini dolduran 8 kadın milletvekili Ayşe Baybars, Doğuş Derya, Fazilet Özdenefe, Gülşah Sanver, Jale Refik Rogers, Resmiye Canaltay, Sıla Usar İncirli ve Yasemin Öztürk, Ankete katılarak projeye destek verdi. İçişleri Bakanı ve Halkın Partisi Milletvekili Ayşe Baybars Kadri, ülkedeki kadın sağlığına ilişkin sorunların belirlenebileceği güvenilir veri eksikliklerinin farkında olan Dr. Nilüfer Rahmioğlu Ramiz ve ekibini, kadınların sağlık ve hastalık dağılımlarının ve görülme sıklıklarının belirlenmesi konusunda başlattıkları projeden dolayı tebrik ettiler.
Halkın Partisi Milletvekili Dr. Jale Refik Rogers ülkede başta sağlık olmak üzere bir çok konuda veri eksikliğinin mevcut olduğunu ifade ederek, sağlıkta veri toplamak açısından büyük bir adım olan bu projenin örnek teşkil etmesi ve bundan sonraki bilimsel çalışmalara ışık tutması açısından projeyi yürekten desteklediğini belirtti ve proje yürütücüsü Dr. Nilüfer Rahmioğlu Ramiz ve ekibine başarılar diledi.
KKTC’li kadın milletvekillerinin de destek verdiği KISSA’nın anketi biraz daha dikkatli incelediğinde, kadınlara etnik kökenlerinin, anne ve/veya babasının, nene ve/veya dedelerinin Kıbrıs’ta doğup doğmadığı da soruluyor. Ayrıca, saç ve göz renkleri, vücuttaki ben dağılımları bile katılımcılara sorulan sorular arasındadır. Buna yeni öjenik hareket diyorlar. Bill Gates’in ölen babası da kurucular arasındadır!.
İşte bu çalışmanın elçileri arasında Girne Milletvekili Jale Refik Rogers’de olması tesadüf değildir!..
Akademik Danışma Kurulunda ise hakkında bilgi sahibi olduğumuz Prof. Krina Zondervan, Prof. Christian Becker, Dr. Katy Vincent (Oxford Üniversitesi) Prof. Stacey Missmer ( Harvard Üniversitesi) ve Hüseyin Naci (London School Economics) yer almıştır.
KKTC’li kadınlar üzerinde yapılan genetik çalışma Şubat 2020’de tamamlanmış, 2.5 yıl sürmüş, bu süreler içinde dünyanın en stratejik işini yapanlara, kimse ne oluyor dememiş. Tam tersi dur demesi gereken kadın milletvekilleri de programa katılması ile sayı 7.683 kişiyi bulurken, 600 kişiden tükürük örneği alınmış.
Tükürük deyip küçümsemeyin, “DNA örnekleri için yanak içi mukoza (tükürük) örneği kullanılır.” Tükürüğün daha detaylı ne işe yaradığını ve ne yapmak istediklerini bir kısmını buradan https://dnacenter.com/turkiye/soy-agaci-testi/ takip edebilirisiniz.
KKTC’li kadınların sağlığını en çok düşünen Oxford Üniversitesidir. Yine Moleküler Genetikçi Dr. Rogers’in bu kadar stratejik bir konunun içinde yer alması, kendisinin ABD’li eşi ile KKTC’ye gelmesi kadar tesadüfümüdür? -Evet konuyu tesadüf, salt bilimsel çalışma olarak gören veya “İngiliz seviciler” böyle düşünebilirler. -O düşünceyi kırmak için de konuyu günümüze getirelim ve tekrar bakalım.
PCR TEST İLE İŞGAL
KKTC’de Jale Refik Rogers, henüz “COVİD-19”un görünmediği ama PCR testi ile görünmesi için hazırlıkların yapıldığına ilişkin 24 Şubat 2020 tarihinde koronavirüsü hakkında bilgi verdi. Koronavirüsü ile ilgili çalışmaların, Dr Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nde ve Sağlık Bakanlığı’nda haftalardır yapılmış ve hazırlıkların da tamamlanmış olduğunu açıkladı.
“Küresel Darbe” öncesi DSÖ’yü kontrol eden Bill Gates çetesinin dünyadaki korkunun sürekliliği için ihtiyacı olan hastahane ortamı KKTC’de nasıl sağlandığını yine Rogers’in açıklamalarından öğrenelim; Hastanede ayrı girişi olan bir bölüm ayrıldı. Özel giysi ve maske stokları yapıldı. Bu günden itibaren, Rogers’in kurduğu Genetik Laboratuvarı diğer üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan virüs ve bakterileri zaten test ediyordu, “yeni koronavirüsü test edebilecek duruma getirildi.” diyor! Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon uzmanlarımız dünya rehberlerini (DSÖ ve FDA) takip edip ülkemizde uygulamaları ona göre düzenlediğini de söyledi. Burada Rogers diyor ki, Bill Gates’in kontrolündeki DSÖ’nün emrindeyiz, o ne derse sorgusuz-sualsiz onu yaparız!
COVİD-19 operasyonunu temeli olan PCR test konusunu da özetle Rogers’in açıklamaları ile öğrenelim;
1-Koronavirüs salgını ile ilgili mücadelede test yapmanın, pozitif vakaların tespit edilmesinin ve bu kişilerin izole edilerek tedavi edilmesinin önemi büyük. Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘çok test yapın’ uyarısı ile ülkemizde de çok test yapılması yönünde bir haklı beklenti oluşmuştur.
2-Ülkemizde, devletin Moleküler Viroloji çalışmalarını yürüten bir laboratuvar vardır. 2010 yılında faaliyete başlayan ve Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde bulunan bu Genetik Laboratuvarı, koronavirüsün ülkemize gelmesi ile koronavirüs testini yapmak için harekete geçmiş ve şu anda dünyada da güvenilir bir marka olan ve otomatik RNA izolasyonu yapan, Bill Gates’in fonladığı Qiagen cihazı ile virüsün ayrıştırılması çalışmasını ve sonrasında ise yine bu marka cihaza uyumlu ticari kitle PCR testlerini yapmaya başlamıştır.
3-Bu tür virüslerle çalışmak için kullanılan güvenlik kabini de bu laboratuvarda mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO-DSÖ) önerdiği yöntemle yapılan bu testler tanı açısından önemlidir..
4- Katıldığı bir TV programını Facebook hesabında yayınlamış, canlı yayında dünyada ilk kez COVİD-19’un PCR kitinde olmayan altın oranından bahsediyor.
Test konusunda Rogers daha ne desin! Böylesi açık açıklamayı yapan dünyadaki sayılı uzmanlardan. Hatta Türkiye’de Sağlık Bakanı bile böyle açıklama yapmamıştır!
Araştırmasını yaptığım bir husus daha var. O da Rogers, “Seyahat öyküsünden dolayı karantinaya alınan hastanın test sonucu negatif çıktı. Bu ilk deneyim de sağlık çalışanlarımıza alınan önlemlerle ilgili pürüzleri düzeltmek için bir fırsat da vermiş oldu.” diyor. KKTC’den edindiğim bilgiye göre kamuoyuna da yansıdığı kadar ile ilk test kayıtlara 10 Mart 2020 tarihinde geçmiş. Eğer daha önce “dünya rehberine” göre çalışan Rogers milletvekili olarak bu testi yaptıysa, bunların listesi var mı, deneme için izin aldı mı ve tabii ki COVİD-19 için PCR tanı kiti nereden geldi, o tanı kitinden daha sonra alındı mı, deney yaptığı “Qiagen cihazı” mıydı, başka kimlere yaptı, gibi daha bir çok soru var. Çünkü KKTC’de ilk test, 29 Nisan 2020 tarihinde yapılmaya başlandı. Öncesinde Türkiye’ye gidiyordu!
Ayrıca KKTC de pozitif çıktığı için yanlış tedavi sonucu ölen insanlar var. Onların sorumlusu da en başta Rogers’tir. Bu konuda kendisini çıkarttığı yasakçı kanun, ne sağlıkçı maskesi ne de milletvekili dokunulmazlığı kurtarabilir. Dünyanın hiçbir yerinde hatta aşiret düzeni de bile işin içinde ölüm varsa cezasız kalmaz!
Rogers pandemi ilanı öncesi, İki toplumlu Sağlık Teknik Komitesi ve Bulaşıcı Hastalıklar alt komitesinde ki görevlerinden dolayı Rum yönetimi ile de toplantılar yaptığını ve “İki tarafta da eşit anlamda önlemler” alındığını ve sürekli irtibat içinde olduğunu açıklıyordu!
24 Şubat 2020 tarihinde yayınlan açıklamasında Rogers’in, “Son beş-on senede bulaşıcı hastalıklar konusunda çok yol kat ettik. Koronavirüs pandemisi ile ilgili bu süreçte özveri ile çalışan Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi sağlık çalışanları ve Sağlık Bakanlığı bürokratları takdiri hak” ettiğini söyledi. DSÖ’nün henüz pandemi ilan etmediği 12 Mart 2020’den önce Rogers’in “KORONAVİRÜS PANDEMESİ” nden bahsetmesi ise konuya ne kadar hakim olduğunun diğer bir göstergesidir.
Yine Moleküler Genetikçi Milletvekili Dr. Rogers pandemi ilan edilmeden iki önce (10 Mart 2020) katıldığı bir TV programında PSR testi yapılsa pozitif çıkacak bir durumda canlı yayına katılır. Çin’de yolda düşen insanların bir başka rolünü yapan Rogers koltuğuna oturur oturmaz burnunu silmek için acil peçete getirilir. Ne hikmetse burnun bir kez siler bir daha silmez. Hızını alamaz, katıldığı programı sunan kişi, “gripal enfeksiyonlardan ölen sayısı daha çok” dediğinde, Rogers doğru olmadığını söyleyerek, “Gripal enfeksiyonlardan ölen 0,2-0,5, koronavirüsten ölen 2-3” gibi kesin ve büyük bir ayrımla istatistik bilgisi de verir.
Nihayet Rogers’in birlikte çalıştığı dönemin Cumhurbaşkanı AKINCI’da devreye girerek, DSÖ’nün pandemi ilan ettiği gün, henüz ne idüğü belirsiz virüs izole edilmemişken, büyük bir hızla “Eğer tedbiri alır ve eve kapanırsak, yani izole olursak, sadece temel hizmetler olursa yine de 189 vakaya ulaşıyoruz. Eğer yarı tedbirler ile idare edersek, 1 ay içerisinde 2 bin 180'e çıkacak. Gerekli tedbirleri almazsak, vaka sayısı 22 binleri geçiyor.” diyerek insanlar korkutulacaktı. Gazeteciler de doğal olarak AKINCI’ya sordu, -sıkıyönetim ilan edilmesi gerekmiyor mu? AKINCI da sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi gerektiğini belirtti. Asıl amaçta insanları sağlığı değil, insanları ve ekonomileri kötüleştirmekti. Zaten 11 Ekim 2020 tarihinde Dr. David Nabarro dünya liderlerine seslenerek, “Kilitlenmeyi kullanmayın… Mevcut kilitleme politikaları, kısa ve uzun vadeli halk sağlığı üzerinde yıkıcı etkiler üretiyor." dedi. O zaman KKTC’de virüs ve bulaşıcı hastalıklar ile ilgili her taşın altından çıkan ve ilgili çevreleri etkileyen Rogers’in, DSÖ’yü de etki ve kontrol altına alan Bill Gates çetesi ile paralel düşünmediğini kim söyleyebilir?
Artık KKTC de virüs ile aldatma konusunda gereken her türlü alt yapı vardır. Sırada bilim kurulu ile aldatmak devreye girer. Dönemin Başbakan Ersin Tatar’ın talimat ile aralarında Klinik Mikrobiyoloji Dr. Jale Refik Rogers Moleküler Genetik, Sağlık Komitesi ve Bulaşıcı Hastalıklar Alt Komitesi Eş Başkanı olarak faaliyetlere başlarlar.
KKTC’de Başbakanlık Koronavirüs Bilim Kurulu Üyeleri’nin oluşumu: Prof. Dr. İbrahim Benter, Farmakoloji Prof.Dr. Tamer Şanlıdağ, Tıbbi Mikrobiyoloji –Viroloji Prof.Dr. Songül Vaizoğlu, Halk Sağlığı Prof.Dr. Finn Rasmussen, Göğüs Hastalıkları Prof.Dr. Hüseyin Kaya Süer, Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Prof.Dr. Nedime Serakıncı, Tıbbi Biyoloji ve Genetik Prof.Dr. Fisun Yıldız, Göğüs Hastalıkları Prof.Dr. Ali Ünyayar, Mikrobiyoloji-Bioteknoloji Yrd.Doç.Dr. Hakan Evren, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik MikrobiyolojiYrd.Doç.Dr. Özge Türkeri, Tıbbi Biyokimya Yrd.Doç.Dr. Ayşe Seyer, Tıbbi ve Klinik Mikrobiyoloji Yrd.Doç.Dr. Mümtaz Güran, Tıbbi ve Klinik Mikrobiyoloji Yrd. Doç.Dr. Emine Ünal Evren, Enfeksiyon Hastalıkları, Dr. Figen İnce, Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Başhekimi, Dr. Özlem Gürkut, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı, Dr. Remzi Gardiyanoğlu, Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı, Dr. Hayat İzel, Özel Hastaneler Birliği Başkanı, Dr. Ahmet Savaşan, Başbakanlık Koronavirüs Bilim Kurulu Koordinatörü.. olarak görev alır.
SAĞLIKÇI, NE DERSE O OLUR!
Bilim kurulun görevi ise Türkiye’den veya DSÖ’den gelen talimatlar ile acil servisleri yönetmek, bolca test ve o bildik maske, sosyal mesafe ve hijyen şarkısını her gün tekrar etmektir. Artık yaşanan gerçeklerin yerinin DSÖ’nün talimatı ve teorik bilgiler piyasaya hakimdir. Sağlıkçılar daha doğrusu başta Rogers olmak üzere ne derse o olur.
KKTC de 31 Ocak 2021 tarihi olduğunda PCR ile olmayan virüsü bulanların sözcüsü Rogers koronavirüs’e karşı hala artan vaka sayısı ile “halk kazanacaktır.” derken, aslında halkın güçsüzleştiği ve artık halkın ne derse onu yapacak duruma geldiğini de bilmektedir.
Dünyadaki yasaların zorunlu aşı ve tıbbi müdahaleye izin vermediği için Jale Refik Rogers de, “Örneğin seyahatlerde aşı sertifikası aranacak bir döneme giriliyor. Kimse kimseyi aşı olsun diye zorlayamaz ancak seyahat için zorunlu olacak. Aşı olmaktan” korkulmaması gerektiğini de söyledi. Rogers’in şimdiki hedefinde, virüs ile birlikte ortaya çıkan AŞI ve AŞI olmamız için uymamız gereken yeni talimatları vardır.
Hiçbir bilimsel veriye dayanmayan, kendi içerisinde dahi çelişen, O talimatlar şöyledir;
- Temaslı iseniz, hemen temaslı takip ekibine başvurmalısınız. Bunun hem insani, hem toplumsal hem yasal bir zorunluluk olduğunu unutmayınız (1102’yi arayabilirsiniz).
- Eğer Covid 19 semptomu gösteriyorsanız, temaslı olduğunuzu düşünmüyorsanız dahi mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak bir test yaptırınız.
- Aşı yaptırmış olsanız bile bunun hasta olmayacağınız anlamına gelmediğini ve hala kendinizi korumanız gerektiğini lütfen unutmayınız.
-Aşı, ikinci dozdan sonra daha yüksek koruma gösterir. Aşı olmak hastalığı belki daha hafif geçirmenizi sağlayabilir ama hasta olma riskiniz hala devam etmektedir.
-Yaygın aşılama ile toplum bağışıklığına ulaşana kadar hiçbirimiz tam güvende değiliz, lütfen bunu unutmayınız.
-Maske, mesafe, hijyen ve gerekiyorsa test yaptırarak hem kendinizi hem sevdiklerinizi korumaya devam ediniz.
Şimdi Rogers’in aldığı eğitim olan, “Moleküler Genetik”ile KKTC’de Qiagen test kitlerinin alımı-satımı da dahil tüm ilişkilerini ve yaptığı faaliyetleri yan yana koyalım.
Ve Rogers’in DSÖ’nün 17 Ocak 2020 tarihinde kabul ettiği PCR test kiti protokolünden haberi olmadığı söylenebilir mi? Haberi olmadığına hiç ihtimal vermiyorum. Çünkü COVİD-19 virüsü ve tanısının bütün kodları bu protokoldedir.
DSÖ’nün, o protokolü kabul ettikten 6 gün sonra (23 Ocak 2020) Eurosurveillance’de o makale olarak yayınlandı. Kabul edilen protokolde virüsün izole edilmediği, COVİD-19’un “PCR’ın pozitif virüs örneği Avrupa’daki rinolofid yarasa türünden” elde edildiği, yani Asya’daki virüsün örnek materyalinin de Avrupa’dan alındığı yazılıdır. Normal bir okuma yapan 1. sınıf tıp öğrencisinin bile kabul etmeyeceği hatalar vardır. Bu hatalara rağmen ABD’de okumuş, yasa çıkartmış, laboratuvar kurmuş, herkes kendi uzmanlık alanı ile ilgilensin diyecek kadar kendinin yetkin gören, birisi bu virüsün masa başında var edildiği gerçeğini görmez mi?
Virüsleri en iyi bilen Rogers, “Hastalık vaka tanımına uyan kişilere PCR testin yapılması bu salgının durdurmak için şuan elimizde tuttuğumuz en önemli silahtır.” diyor. Ve arkasından da eğer test yapmazsak, “hastalığın daha çok yayılarak eve kapanmanın” uzamasına neden olacağına yönelik tehditte bulunuyor. Evet burada Rogers doğru söylüyor, pandemi ilan edilmesinde ve lastik gibi uzamasının en büyük silahı ifade ettiği gibi, “PCR testi”, eğer o test eylemi devam etmez ise pandemi, dolayısı ile ortada COVİD-19 diye bir şey kalmaz.
Rogers COVİD-19 resmi diye yutturulan resmin gerçek olduğunu da bilmez! Covid-19 DZIF- German Center for Infection Research (Alman Enfeksiyon Araştırma Merkezi) web sitesinde 16 Ocak 2020 tarihinde,“Çin'de yeni koronavirüs için ilk test geliştirildi” başlıklı basın-bülteninde yayınlan, “Koronavirüsler (elektronik kaydın renkli iletimi). © cdc / Dr. Fred Murphy ve Sylvia Whitfield” ve resmin hemen sağ altında da ilgili kişi olarakta Prof. Cristian DROSTEN ve resmi yazılıydı. Bir gün sonra yani 17 Ocak 2020 tarihinde, PCR test kiti protokolü olarak DSÖ’nün sayfalarında yayınlandı. Burada en önemli algı, yayınlanan renkli koronavirüs resimleriydi. Sonra bu koronavirüs resimleri bir çok önemli sağlıkla ilgili web sitelerinde yer aldı. Sanki COVİD-19’un elektronik bilgisayarla çekilmiş resmi dolayısı ile bir hastada tespit edilmiş ve/veya izole edilmiş izlenimi güçlü bir şekilde veriyordu.
Resmin altındaki Dr. Fred Murphy ismini araştırdım. Amerikalı, viroloji alanında elektron mikroskobu ilk kullananlardan Dr. Frederick A. Murphy ulaştım. Kendisi bu resmi 1975 yılında Avian Coronavirus(1) (Kuş koronavirüsü) olarak siyah beyaz olarak elde etmiş ve yayınlanmış.
Bu tabii ki COVİD-19 yalanını doğrulayan başka bir delil, bilim adamı olarak güvenilen insanların kaynakları konusunda açıklayıcı bilgi vermemeleri açısında da son derece düşüncüdür.
2020 yılında gördüğümüz COVİD-19’un renklendirmiş resmi de 1975 yılında elde edilmiş siya-beyaz Kuş koronavirüsü’ne aitti.
Yaşadığımız süreçte COVİD-19’un görüntüsü de doğru olan bir şey yok!. Ama bu sürecin alt yapısını hazırlayan, teste zorlayan, evlere kapatan, ekonomileri batıran, yanlış tedavi sonucu insanların ölümüne neden olan. Eve kapanma, toplumsal ve sosyal yaşamdan kopartılarak bunalıma girmiş, ruh sağlı bozulmuş insanlar vardır.
Bunların baş sorumlusu tabii ki Bill Gates’in kontrolünde olan DSÖ’dür. Ama diğer sorumluları da ABD’deki Dr. Anthony Fauci ve KKTC’de de Dr. Jale Refik Rogers’dir. Bunlar her ülkede Fauci ve Rogers gibi faaliyette bulunuyorlar ve bütün sahtekarlıkları da biliyorlar.
Eğer bilmeseler, KKTC’de pandemi yalanına temel aldığımız Roger, Arıklı’nın Dünya Sağlık Örgütü’nün PCR test ile ilgili 14 Aralık 2020 ve 20 Ocak 2021 referans göstererek döngü sayısının (45) yüksek olması sonucu pozitif vakların yüksek olduğuna ilişkin konuşmasının doğru olmadığını söyler mi?
Bilim insanlarının, COVİD-19’un PCR tanı seti ve protokolünde yapılan hataları ortaya çıkartması, 23 Ekim 2020 tarihinde Portekiz’deki mahkeme sonucu ve 23 Kasım 2020 tarihinde Berlin’de açılan dava ile köşeye sıkışan DSÖ’ye geri adım attırmıştır. DSÖ’nün kendisini kurtarmak için yaptığı bu açıklamayı da doğru bulmayan ve hala konuları profesyonelce çarpıtan dünyada yalnızca Jale Refik Rogers vardır.
Rogers’in bilmediği Portekiz’deki mahkeme şu sonuca varmıştır: "Bir kişi PCR ile pozitif test yaparsa, 35 döngü veya daha yüksek bir eşik kullanılırsa (Avrupa ve ABD'deki çoğu laboratuvar), bu kişinin enfekte olma olasılığı < 3 ve sonucun yanlış pozitif olma olasılığı 97'dir.”
Portekiz’de bilim insanlarınca mahkemeye sunulan bilgide; Bu çalışmalardan çıkan sonuç basit -Gerçekleştirilen PCR testlerinin olası güvenilirliği, en başından, içerdikleri amplifikasyon döngülerinin eşiğine bağlıdır, öyle ki, 25 döngü sınırına kadar testin güvenilirliği yaklaşık 70 olacaktır; 30 döngü gerçekleştirilirse, güvenilirlik derecesi 20'ye düşer; 35 döngüye ulaşılırsa, güvenilirlik derecesi 3 olacaktır.
Rogers PCR, “döngü sayısı ticari kitlerin içinde yazılı gelir, buna laboratuvar kendisi karar vermez. Örneğin Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde kullanılan kitlerde toplam döngü sayısı 40’tır. Pozitif örneklerin hangi döngüde pozitifleştiği yani Ct değeri örnekteki genetik materiyal yoğunluğu ile ilgilidir, döngü ile ilgili değildir.” demiştir.
Öncelikli olarak, Ct’nin açılımı “Threshold Cycle”, Türkçe karşılığı da “Eşik Döngüsü” demektir. Ct değerleri bahsedilirken de, örneğin 20, 40 döngü ifadesi kullanılır. Bunun da açılımı.
- 100 kopya DNA molekülü ile başlanıyorsa 30 – 45 döngü,
- 1.000 – 100.000 ile başlanıyorsa 20 – 30 döngü yeterlidir.
Başlangıçtaki DNA molekülü sayısı PCR'ın kaç döngü uygulanacağını belirler. Evet eşik döngüsü DSÖ’nün kabul ettiği protokolde 45 olarak kullandığı için fazla pozitif verdi.
Zaten Rogers’de itiraf ediyor, Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde eşik döngüsü 40 olarak kullanıldı diyor. İşte DSÖ’de bu eşik döngüsünün fazla olduğuna karar verdi. PCR konusunun yalan olduğu ortaya çıkınca kamuoyunda kısaca döngü dedi. İfade edilen ise çok basit olarak 40-45 döngü değil. 30’dan fazla olmaması gerekiyordu!..
Ayrıca PCR’ı geliştirerek Nobel kazanan bilim adamı Karry Mullis, HIV'i tespit etmek için PCR kullanımı hakkında yaptığı konuşmada: “Kantitatif PCR bir oksimorondur.(2) PCR, kalitatif(3) olarak maddeleri tanımlamayı amaçlamaktadır, ancak doğası gereği sayıları [viral yük] tahmin etmek için uygun değildir. Bu testler, hiçbir şekilde serbest, bulaşıcı virüsleri tespit edemez. Testler, virüslerin genetik dizilimlerini tespit edebilir, ancak virüslerin kendisini tespit edemez.” dedi. Ama vaka sayısını artırmanın başka yolunu bulamayanlar, bilimin söylediklerini duymazlıktan geldi. Çıkan gürültüde de PCR’ın işe yaramadığı fazla duyulmadı.
PCR’ın mucidi Karry Mullis’a, çark eden DSÖ’ye rağmen Rogers gibiler hala yaptıklarının doğru olduğunu söylemek ise yaşanan tüm felaketleri savunmak ve bu konunun sağlıkla ilgisi olmadığını da ifade etmek demektir.
Rogers KKTC’de o kadar ileri gidiyor ki, virüsün İZOLATLARINI görmeden var ettim diyen Christian Drosten’ı bile ciddiye almıyor!..
Çünkü başına geleceğini biliyor!
DSÖ’nün pandemi ilan etmek üzere kabul ettiği PCR test portoklünü kabul ettiği Dr. Drosten'in doktorasına ilişkin akademik çalışma da Goethe Üniversitesi arşivinde bulunamamıştır. Bu bilgi de Rogersgillerin sıkça kullandıkları, kimin bilim karşıtı olduğunu göstermek için bir nottur. Bunlar için bilim değil, para daha önemlidir.
Ortada COVİD-19’da yok! Bakalım Rogers, DSÖ’nünde bulmadığı COVİD-19’u KKTC Nalbatoğlu Devlet Hastahanesi kurduğu DNA laboratuvarında bulabilecek mi?
Sonuçta KKTC’de ve dünyada yaşananlar pandemi değil, insan sağlığının hiçe sayıldığı bir küresel darbedir. Rogers’de bu planın KKTC’deki saha elemanıdır. KKTC’de bu gerçeği ne Cumhurbaşkanı ne de Türk Büyükelçisi farkında değildir.
Not : Dr. Jale Refik Rogers ilgili yazıya, yanıt hakkımız ile birlikte herhangi bir açıklaması olursa aynen yayınlanacaktır.
(1) Avian Coronavirus’ü kuşları enfekte eden ve ilişkili hastalığa kuş bulaşıcı bronşite neden olan bir virüs olarak biliniyor. Tavukların solunum yollarını, bağırsaklarını, böbreklerini ve üreme sistemlerini etkileyen oldukça bulaşıcı bir kuş patojeni.
2)Oksimoron, birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade. Bazen anlamı kuvvetlendirmek için veya edebî sanat yapmak amacıyla kullanılır; bazen de halihazırda kullanılan bir kavramı eleştirmek veya alaya almak için kullanılır.
3)Kalitatif, analitik kimyada maddenin analiz edilmesi için kullanılan iki işlemden bir tanesidir. Analiz, kalitatif ve kantitatif diye ikiye ayrılır. Kalitatif analiz; maddenin ne olduğunu anlamaya yönelik yapılan bir analizdir.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
http://www.bncmedyahaber.com/yazar-kktc-de-rogers-guvenlik-sorundur-487.html
Kaynaklar:
Küresel Darbe; https://www.5gvirusnews.com/yazarlar/belgelerle-kuresel-darbe-h361.html
https://cis.cornell.edu/bill-melinda-gates-hall
https://www.dzif.de/de/erster-test-fuer-das-neuartige-coronavirus-china-ist-entwickelt
Yazı uzantı olarak; Avrupa bulaşıcı hastalık sürveyansı, epidemiyoloji, önleme ve kontrol dergisinin Cilt 25, Sayı 3, 23 / Ocak / 2020 yayınlanmış.
https://www.eurosurveillance.org/content/10.2807/1560-7917.ES.2020.25.3.2000045
https://virological.org/t/initial-assessment-of-the-ability-of-published-coronavirus-primers-sets-to-detect-the-wuhan-coronavirus/321
https://cornellsun.com/2020/02/27/from-sage-to-mcgraw-how-buildings-on-cornells-campus-get-their-names/
https://phil.cdc.gov/Details.aspx?pid=15523
https://www.idcmjournal.org/coronavirus-history
https://haberkibris.com/rogers-saglik-bakanligi-denetleme-yetkisini-kullanmiyor-1833-2021-01-19.html
http://kibris.press/jale-refik-rogers/
https://www.cyprusfulbrighthistoryproject.com/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Jale_Refik_Rogers
https://www.pressreader.com/cyprus/havadis-gazetesi/20190715/281492162893655
https://kisaainsiyatifi.com/
https://www.youtube.com/watch?v=vyHm3j3nqys
https://www.gundemkibris.com/kibris/jale-refik-rogers-mucadeleye-hazir-bir-alt-yapimiz-var-h290718.html
https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n365645-jale-refik-rogers-hep-birlikte-basaracagiz
https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n366904-hpli-vekil-jale-refik-rogers-erhan-arikli-bilmedigi-konularda-kafa-karistiriyor
https://www.kibrispostasi.com/c77-SAGLIK_KISISEL_BAKIM/n246380-kadin-milletvekilleri-kisaa-projesine-destek-verdi
https://npistanbul.com/eriskin-psikiyatri/kisiye-ozel-tedavi-klinik-farmakogenetik-laboratuvari
https://www.gatesfoundation.org/How-We-Work/Quick-Links/Grants-Database/Grants/2011/11/OPP1028850
https://www.kibrismanset.com/kktc-tarihinin-en-buyuk-genetik-skandali-makale,1372.html
https://www.kibristime.com/virus-testlerinden-kim-sorumlu-makale,6837.html
https://www.wrh.ox.ac.uk/news/initiative-to-collect-womens-health-data-in-northern-cyprus-supported-by-multiple-donations
https://www.well.ox.ac.uk/people/nilufer-rahmioglu
https://dnacenter.com/