"Mış Gibi" Yapmak!..
Hani Klişe bir söz vardır ¸ “senin sorunun ne biliyor musun ?”
Biz de soralım, Bizim sorunumuz ne biliyor musunuz? Neymiş?
"Mış gibi" yapmak!
Üniversitede deney ve araştırma yapmamak, yapmış gibi yapmak.
Öğrencilere ilim öğretmemek, öğretiyormuş gibi yapmak,
Bilgileri öğrenmemek, öğrenmiş gibi yapmak
Kavramları kavramamak, kavramış gibi yapmak
Diplomayı hak etmemek, etmiş gibi yapmak,
Bilmesi gerekenleri bilmemek, biliyormuş gibi yapmak
Yerli üretim yapmamak yapamamak, yapıyormuş gibi yapmak,
Test yapmamak, yapıyormuş gibi yapmak,
Araştırma enstitüsünde araştırma yapmamak, yapıyormuş gibi yapmak,
Başarısız olan projeyi başarılı imiş gibi göstermek,
Bir sürü yalan söyleyip, doğru söylüyormuş gibi yapmak
Müslümanlığı katledip, Müslümanmış gibi yapmak
Allah CC ı fiilen inkâr edip inanıyormuş gibi yapmak
Emanetleri ehline vermeyip veriyormuş gibi yapmak
Ehil ve layık olmadığı yerde oturup, ehilmiş gibi yapmak,
Adalette haksız olduğu halde haklı imiş gibi yapmak.
Toplantılar yapmak, konuşmak, çalışıyormuş gibi yapmak,
İşyerinde, dairede akşama kadar oturup çalışıyormuş gibi yapmak,
Bilgisayarda oyun oynayıp, abuk sabuk işlerle zaman geçirip çalışıyormuş gibi yapmak,
İthal malı bilgisayarları programlayıp, teknoloji geliştiriyormuş gibi yapmak,
Dünya için çalışıp, ahirete çalışıyormuş gibi yapmak,
Faiz ve rüşvet alıp para kazanıyormuş gibi yapmak,
Bankalarla faizle devleti milleti soyup, vergi veriyormuş gibi yapmak,
Faizleri arttırıp, ekonomiyi rayına oturtuyormuş gibi yapmak,
Camide mü’min, bankada kâfir, işyerinde müşrik gibi davranıp, Müslümanmış gibi yapmak,
vs. vs.…
Peki, bu neden böyledir?
Mış gibi yapmak demek, bir işin aslında öyle olmadığını bildiği halde, insanları kandırmak için
Öyle göstermeye çalışmak demektir. Yani farklı kılıflarda olsa da düpedüz yalancılık ve münafıklıktır.
Nerede çalışırsa çalışsın, hangi makamda bulunursa bulunsun bir kişinin olmayan işleri olmuş, gerçekte başarılı olmayan olan şeyleri başarılı gibi göstermesi sahtekârlık değil midir?
Özellikle elinde güç ve imkân olan kişilerin bunları bu yönde kullanmaları olayın vahametini ve vebalini daha da arttırmaktadır.
Allah CC gizli veya açık her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilirken, insanları kandırmak
Ve onların gözünde itibar kazanmak için “ mış gibi” yapmak göründüğünden çok daha vahim ve
Tehlikelidir. Yalan söylemek ve “mış gibi “ yapmak bir iman meselesidir. Çünkü insan , “ mış gibi “ yaparken,
Allaha CC hiç inanmadığı için yaptığının yanına kar kalacağını zanneder. Bu ateizmdir.
Allahlın CC o işi görmediğini, bilmediğini düşünür zanneder ki bu küfürdür.
Allahlın CC o işi görmesine ve bilmesine aldırış etmez ki bu da küfürdür.
Mış gibi yapmasının yani bile bile yalan söylemesini Allah'ın CC affedeceğini
Zanneder ki bu koyu bir cehalettir. Cehalet ise hiçbir şeyin mazereti değildir.
Allah’ı CC kimse kandıramaz, insanları kandırmak ve aldatmak ise çok büyük bir ahlaksızlıktır. Eninde sonunda yapanın ayağına dolaşır. Kişinin Allah’ın CC varlığını,
Şifahen veya fiilen inkâr etmesi onu Allah'ın CC azabından kurtarmaz.
Cenab-ı Hak, hiçbir konuda asla yalan söylenemeyeceğini, açıkça emretmiştir.
Allah Resulü SAS mümin bir kişinin asla yalan söyleyemeyeceğini kendi aleyhine de olsa her zaman doğru söylemesi gerektiğini bildirmiştir.
Şüphesiz ki Allah, emanetleri ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletli olmanızı size emreder. Allah, bununla sizlere ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah (işiten ve dualara icabet eden) Semi’, (her şeyi gören) Basîr’dir. (4/Nîsa 58)
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz ki O, kullarına karşı (her şeyden haberdar olan) Habîr, (her şeyi gören) Basîr’dir.” (17/İsrâ 96)
(Ona dedik ki:) “Geniş, tüm bedeni kaplayan zırhlar üret, (zırhı) düzenli ve sağlam yap. (Siz de) Salih ameller yapın. Şüphesiz ki ben, yaptıklarınızı görenim.” (34/Sebe’ 11)
Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara 216)
Peygamberimiz buyuruyor , “Bizi aldatan bizden değildir”. (Sahih, Müslim,)
“Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler.'” En'am Suresi, 116. ayet:
"Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır." Bakara Suresi, 10. ayet:
"İşte böyle; kim Allah'ın haram kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin Katında kendisi için hayırlıdır. Size (haklarında yasaklar) okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının." Hac Suresi, 30. ayet:
“Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğru söz söyleyin. Böyle davranırsanız, Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse, büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” Ahzab, 33/70-71:
"Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendinde nifaktan bir haslet var demektir: Emanet edilince hıyanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husumet edince haddi aşar." (Buharî, İman, 2/ 24, (I,14))
Hazret-i Âişe (RA) validemiz buyurdu ki: “Eshâb-ı kirâm indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur. Çünkü yalanla îmânın bir arada bulunmadığını bilirlerdi.”
Yalan, günahların en çirkini, ayıpların en fenası, kalpleri karartan bütün kötülüklerin başıdır. Peygamber efendimizin en sevmediği huydur. Eshâb-ı kirâm da en çok yalana buğzederdi. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İman sâhibi, her hataya düşebilir. Fakat hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez.)
Müslüman olmayan birçok toplum , “ mış gibi yapmak “ sahtekârlığına ( akılsızlığına) tenezzül etmeyecek kadar kendilerine ve başkalarına saygılı iken, çoğunlukla Müslüman toplumlarda görülen bu rezillik aslında neden geri kalmış ve sürünüyor durumda olduklarını, neden dünya ahlak sıralamasında 103. sırada geldiğimizi, de açıklamıyor mu?
“Aklını kullanmayanların başına pislik (azap) döküleceği “ ayetini çağrıştırmıyor mu?
“Allah'ın iradesiyle bilgilendirme gerçekleşmeden hiçbir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Allah’ın vahiyle, melekle, kitapla, peygamberle iradi bilgilendirmesine rağmen akıllarını kullanmayan, gelişmeyen, iman edip cehaletten kurtulmayan fertlerin ve toplumların boynuna Allah kirli, pis, cahil, kâfir ve ceza mahkûmu yaftası asar.”(Yunus 100, Ahmet Tekin meali )
Gelişmiş ve toplumsal ahlak sahibi toplumlarda hiç kimse sorumlu olduğu işi, kimse kendisini görmüyor diye savsaklamaz, baştan savma yapmaz, yapıyormuş gibi yapmaz. Yapamıyorsa yapamıyorum der, yapabiliyorsa da elinden gelenin en iyisini yapar. Geçmişte, kimse işin içyüzünü bilmediği halde ve hiçbir müşteri şikâyeti yokken Mercedes şirketi, Toyota şirketi satmış olduğu binlerce arabayı geri toplayıp bunlarda tespit ettiği bir imalat/malzeme hatasını giderdiler ve müşterilerine iade ettiler. Bu olayda milyonlarca dolar kayba uğradılar ama itibar kaybetmediler aksine eskisinden daha fazla rağbet gördüler.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
http://bncmedyahaber.com/yazar-mis-gibi-yapmak-467.html
|
||
|