Reklamı Geç
HABER DETAY
Salgının Reçetesi Bu Haberimizde!..
Covid-19 Türkiye'de yüzünü yaklaşık 7 ay önce yüzünü gösteren bir hastalık. Ancak şimdiden Dünya'yı esir aldı ve tüm ülkelere diz çöktürdü. Hastalığa yakalananların eski sağlıklarına kavuşmalarının uzun zaman aldığını artık şimdiden söyleyebiliyoruz. Koronavirüse yakalanan bir kişinin iyileşme süresi, hastalığı ne kadar ağır geçirdikleriyle de doğru orantılı. Pekçok kişi için Covid-19'un sıradan bir gripten farkı olmuyor. Ancak hastalığı ağır geçirenlerde Covid-19 kalıcı izler bırakabiliyor. Yaş, cinsiyet ve sağlık durumu virüsü kapan kişinin hastalığa nasıl tepki vereceği konusunda belirleyici etkenler arasında. Hastaların geçtiği tedavi sürecinin ne derece ağır olduğu da iyileşme süresini etkileyen bir diğer etken. BNCMEDYAHABER.COM yazarlarımızdan Kimyager ve Fitoterapi Uzmanı Sabri Kaya "Sağlık bir tercihtir. Onu tercih etmeyi öğrenin" başlıklı makalesini sanki salgınla uğraştığımız şu zor günlerimize bir reçete niteliğinde kaleme almış, çözüm önerilerini hastalıktan çıkış kapılarını hatta salgına yakalanmamanın püf noktalarını bir bir sıralamış. İşte yazarımız KAYA'nın salgına şifa niteliğindeki o yazısı;
25 Ağustos 2020 - Salı 10:36

Sağlık bir tercihtir. Onu tercih etmeyi öğrenin

 

Özünde insanlar yalnızca tek bir hastalığa yakalanırlar. Hastalık ister bir soğuk algınlığı,  isterse depresyon gibi zihinsel bir rahatsızlık, isterse kanser olsun, tüm hastalıklar işlev bozukluğu gösteren hücrelerin bir neticesidir. Bu işlev bozukluğu gösteren hücreler teorisi, sağlık ve hastalığa dair tüm bilinmezleri açığa çıkarır ve insanları neyin hasta edip neyin sağlıklı kıldığına dair bütünleştirici bir anlayış sağlar.

Hastalığın, hücresel işlev bozukluğunun iki sebebi vardır. Yetersiz beslenme ,(besin maddesi eksikliği) ve toksikliktir. (aşırı toksin)

Bu iki sebep, günlük yaşamın altı alanında kendini gösterir. İnsanların hastalık ya da sağlık yolunda seçtikleri altı yol. Bu altı yolun üzerinde vücudunuzun ihtiyaçlarına karşılık verirseniz hücrelerinize ihtiyaç duydukları şeyi verir ve toksik olan olan her türlü maddeden uzak durur, dolayısı ile hastalanmazsınız.

Modern tıp adını verdiğimiz tıbbın neden hastalıkları olması gerektiği gibi iyileştiremediğini veya tedavi edemediğini bütünleştirici bir teori açıklamaktadır. Bu teori çoğu insanın hissettiği o acizlik yerine, güç, basitlik ve netlik sunmaktadır. Pek çok insan, sürekli birbirleri ile çelişkiler doğuran bilgi karmaşasında ve doktorların ilaçlar ve operasyonlar ile müdahale ettikleri binlerce hastalık içinde boğulmuş bir halde. Bu uzmanlar, semptomlar ve yan etkiler döngüsü, insanların hastalıklarına çare olmuyor ve genelde ya daha hastalanmalarına ya da ölümle yüzleşmelerine neden oluyor. Sonuçta çaresiz kalıyoruz, çünkü neden hasta olduğumuzu ya da nasıl tekrar sağlıklı olacağımıza dair hiçbir fikrimiz yok.

Bu yeni yaklaşım sizden hastalık ve sağlık hakkındaki geleneksel düşünce sistemlerinde engin değişimler yapmanızı istiyor. Altı yol ile hastalığı önleyip tersine çevirerek, sağlıklı olma ve sağlıklı kalma gücünü elimize almış olursunuz.

Bu teori sizden modern tıp kutusunun dışında da düşünmenizi istiyor. Yıllar içinde bu kutuyu yanlış bilgiler ile doldurmuş ve sizi iyileştirecek anlayıştan uzaklaşmış olabilirsiniz. Bu düşüncenin bizi nasıl köşeye sıkıştırabileceğini düşünün: stresin bizi hasta edebileceğini kabul ediyoruz da neden mutluluğun, kahkahanın, sevginin fıtratımıza uygun ve çevre dengesi ile uyumlu dengeli bir yaşamın bizi iyileştirebileceğine inanmakta güçlük çekiyoruz? Vücudumuza yabancı olan kimyasalları, reçeteli ilaç formunda vücudumuza sokmaktan çekinmiyoruz da, neden doğal maddelerin, özellikle doğru besinlerin bizi iyileştirebileceği gerçeğine şüphe ile yaklaşıyoruz? Bariz bir zehirlenmenin vücuda verebileceği zararı anlayışla karşılarken neden vücutlarımızda bizi biraz daha hasta eden küçük miktarlardaki toksik maddelerin yıkıcı etkilerini görmezden geliyoruz?

Vücudumuz muazzam bir iyileştirme kapasitesine sahiptir. Âmâ sizin düşündüğünüzden çok daha fazla savunmasızdır. Vücudumuz milyonlarca hücreden oluşur. Hücrelerin ihtiyaçları vardır ve onların iyi işlev görebilmeleri için bu ihtiyaçların karşılanması gerekir. Hücrelerimiz sağlıklıysa vücudumuz hastalanmaz. Hücrelerimiz ihtiyaç duydukları şeyleri almazsa ya da zarar görür ve zehirlenirse doğru işlev görmeyi bırakırlar ve siz hastalanırsınız.

Gereksinimlerini alan ve zehirden uzak duran hücreler sağlıklı işlev gösterir ve yaşınız, kalıtımsal olarak sahip olduğunuz genler, ya da maruz kaldığınız bakteriler ne olursa olsun size sağlıklı bir yaşam sunarlar. Sağlıklı hücreler hastalığı reddederler. Sağlıklı hücreleri olan hiçbir insanın bırakın hastalanmak, soğuğa yakalanmak için bile hiçbir sebep yoktur. Bugün hayatta olan insanlar, fark ettiğimizden daha çok hastadır ve genetik potansiyellerinden çok daha önce ölürler. Yüz yılı geçen sağlıklı bir yaşam bizim doğum hakkımız olmalıdır. İnsanı yaratan Allah insan metabolizmasına kendi yazılım programını kodlamıştır. Bu yazılım programına uygun doğal bir yaşam ortamı sunmuştur. Bu ekolojik doğal ortamda bize ikram edilen ve her coğrafi bölgeye uygun olan besinler ile beslendiğimizde bize takdir edilen ömrün sonuna kadar kaliteli ve sağlıklı bir şekilde hastalanmadan ruhumuzu teslim etme tercihi bize bırakılmıştır. Hastalığı bilinçli bir şekilde seçmeyiz, ama hastalıklara yol açan beslenme şeklimizi ve yaşam tarzımızı biz belirleriz.

Yazının Devamı İçin Linki Tıklayınız!..

http://www.bncmedyahaber.com/yazar-hastalanmamak-elimizde-yasam-kalitemizi-tercihlerimiz-belirler-177.html

 

 

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.