Deprem Uzmanı Kadir Sütçü, 1999 yılında yaşanan 19 Ağustostos depreminde evininin bahçesinde erik ağacının altında kümelenen karıncaları görmesiyle birlikte depremler ile karıncalar arasındaki ilişkiyi incelemeye karar verdi. Bunun için evinin bahçesine karınca labaratuarı kuran Kadir Sütçü, 21 yıldır karıncaları inceleyip 97 oranında depremleri doğru tahmin etmeyi başardı. İncelemeleri sonucunda depremleri önceden tahmin etmek için sadece karıncaların değil; meteorolojik olaylarında olduğunu etkili olduğunu gözlemledi. Rüzgar, sıcaklık ve basınçların etkisiyle bulutların oluşumunun, depremlere etkisinin olduğunu gören Kadir Sütçü, araştırmalarına uydu görüntülerini de ekledi. Deprem litaratürüne kendi deyimiyle geçirdiği “sütçü bulutları” deprem tahminlerinde doğru sonuca veren en büyük veri oldu.
Muhammed Binici ile Söz Meydanı programına katılan Deprem Uzmanı Kadir Sütçü, Türkiye’de Marmara ve çevresinde, Ege, Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesine kadar bir çok bölge hakkında deprem tahmininde bulundu.
Dün Söyledi, Bugün Gerçek Oldu!..
Karıncaları ve meteorolojiyi inleyip deprem tahminlerinde bulunan Kadir Sütçü, dün sabah Söz Meydanı programında yaptığı tahmin bugün gerçek oldu. Sütçü” Afrika kıtasından “sütçü bulutları” Akdeniz’e giremediği sürece depremler devam edecek. Akdeniz de 4-5 büyüklüğünde deprem bekliyoruz,” dedi. Dün tahminde bulunduğu deprem, bugün gerçek oldu. Yunanistan’ın başkenti Atina’nın güneyinde 118 km’de 5.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Atina’dan hissedilen depremde can ve mal kaybı yaşanmadı.
Tahminlerini kendi sitesi dekos.com üzerinden de paylaşan Deprem Uzmanı Kadir Sütçü, 78. ve 79. Tahmin listesinde Yunanistan’ın güneyinde 4 .0 ile 5..0 arasında deprem olacağını günler öncesinde yazmış ve takipçilerini de bilgilendirmişti. Dünya'da ve Türkiye’de olacak depremleri önceden tahmin eden ve bugüne kadar hiç yanılmayan Kadir Sütçü, Marmara ve İstanbul’da beklenen depremlere açıklık getirdi ve yakında zamanda Doğu Anadolu Bölgesi'nde deprem beklediğini söyledi. Peki hangi illerde deprem olma ihtimali var?
Türkiye’de Nerelerde Deprem Olacak?
Her gün 4 defa meteoroloji inceleyen, aynı zamanda uydu görüntülerinden, yeryüzündeki sıcaklığa ve basınca bakan Kadir Sütçü, karıncalarına da gözü gibi bakıyor. Marmara Bölgesin'deki depremleri incelemek için karınca labaratuvarını sürekli inceleyen Sütçü, “karıncaların ölmesi" Marmara Bölge’sinde deprem olacağına işarettir," dedi. Karıncaların ölümüyle deprem arasındaki ilişkiyi ise depremler oluşmadan önce magmadan gelen sıcaklık, fay hatlarını hareketlendirdiğini ve karıncaların ise ısınan fay hatlarının etkisiyle koloniler halinde öldüğünü belirtti. Karıncaların ölümü depreme işaret olduğu bu şekilde anladığını ifade etti.
Muhammet Binici'nin, Türkiye’de yakın zamanda nerede deprem bekliyorsunuz sorusunu yanıtlayan Sütçü, Doğu Anadolu da olarak yanıtladı. Doğu Anadolu da beklenen depremi birçok varsayıma dayandırdı ve şu ifadeleri kullandı:
“Elazığ – Malatya çevresi, Marmara denizinde tampon belli olmaz ise orada 4’lük 5’lik depremler olmaz ise; Doğu Anadolu da bir deprem meydana gelmesi bekleniyor. İran’da deprem meydana gelmez ise İran – Irak sınırında deprem meydana gelmez ise Türkiye’den bulutların geçişi (sütçü bulutları) eğer; Marmara Deniz’inde veya Ege Denizi’nde olacak depremler değil ise; "Malatya, Bingöl ve Elazığ" bölgesinde 5.0 üzerinde deprem olabilir, dedi.
Marmara Depremleri ve Kilitli Fay
Yakın zamanda Marmara Bölgesinde oluşan depremleri sıralayan Deprem Uzmanı Kadir Sütçü, “kilit fay” hattına dikkat çekti. Sütçü "Marmara depremi ve kilitli fay" için şu ifadeleri kullandı:
"Marmara Denizi ile ilgili 2005 yılında bir deprem meydana gelmiş. 2006’da bir deprem meydana gelmiş. 2007’de hiç deprem meydana gelmemiş. Yani fay şu anda hareket etmiyor demektir. 2008’de iki deprem. 2009’da dört deprem, 2010’da altı deprem, 2011 üç deprem, 2013 üç deprem, 2012’de beş deprem, 2014’de iki deprem, 2015’de dört deprem, 2016’da dört deprem, 2017’de üç deprem, 2018’de iki deprem, 2019’da on iki deprem ve 2020 yılında üç deprem meydana gelmiş. 2019 yılında on iki depremin 6 tanesi Silivri açıklarında, meydana gelmiş. Bilim insanlarının hiç beklemediği yerde deprem meydana gelmiş. Bu nedenle eğer 2019 da deprem fırtınası meydana gelen yer Silivri açıklarıysa; Silivri açıklarında sadece 2010 yılında 4.4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş. Kumburgaz açıklarında ise 2015 yılında 4.2 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş. Demek ki Marmara Denizinin içerisinde 4 yerde dörtlük kümeleşme var ise 4 tane kırık ayrı fay var demektir. 4’lük depremler fay kırıklarından olur tezinden hareket ediyorum. 4’lük depremin olduğu yerde enerji çıkıyorsa orda bir fay vardır, demektir. Bu 4 tane yerde Yalova açıklarında bugüne kadar 11 tane deprem oldu. 4’ün üzerinde, Kumburgaz açıklarında 1 tane deprem oldu ki oraya “kilitli fay” diyorum. Silivri açıklarında 7 tane, Tekirdağ açıklarında ise; 9 tane deprem meydana gelmiş.”
Peki kilitli fay ne demek, İstanbul için kilitli fay ne anlam ifade ediyor?
Kilitli Fay Demenizin Sebebi Nedir?
Osmanlı zamanında 1509 yılında meydana gelen Büyük İstanbul depremi konusunu gündeme getiren Kadir Sütçü, o dönemde padişahların yer altındaki basıncı ve sıcaklığı yeryüzüne çıkarmak için deprem kuyularının açıldığını fakat bunun depremi önlemede bir faydasının olmayacağını ifade etti. Çünkü fay hattındaki basıncı yukarı çıkarmak için fay hattına kadar 12 kilometre derinliğe inilmesi gerektiğini ancak bu şekilde basıncı ve sıcaklığı çıkartarak fay hattının harekete geçmesinin önlenebileceğini iddia etti. Depremi önlemek için sadece bir noktadan 12 kilometre kazı yapılmasının yetersiz olacağını, bunu fay boyunca yapılmasını gerektiğini söyledi. Ancak böyle bir kazı çalışması sonucunda fay hattına bırakılan hidrojen bombasının, yapay deprem meydana getireceğini; bu sebeple böyle bir şeyin yapılmasını hiçbir ülkenin izin vermeyeceğini söyledi. Sütçü devamında şu ifadeleri kullandı:
“Kilitli fay 1509 yılında kırılmış. 1509 yılında kırılan yer kilitli ise biz o kilidi açtırmak için ne çağıracağız, çilingirci. Çilingirci çağırırsak ve çilingirci bizim Marmara Denizi’ne gelip o fayı kırmaya çalışırsa boydan boya kırıyor. Çünkü Yalova açıklarıda, Silivri açıklarıda, Tekirdağ açıklarıda, ona bağlı. “Kilitli fay” dediğimiz yer orası. Orası şuana kadar sadece bir depremde, işaretini gösterdi. Ama Silivri açıklarında 2014 yılında sadece bir tane ile yerini göstermişti. Orası bir anda çoğaldı ve oradan enerji çıktı. Demek ki oradan çıkan enerji, eğer 7’lik enerji ise orada birikmiş ise 6’liği attı ama 7’lik bir deprem 6’lğin 30 kat fazla enerjisini biriktirir. 30 katın sadece bir tanesini attı daha, Geriye kaldı 29 kat enerji. O zaman kilitli hat diyor ki; ben geliyorum “diyor.
Peki Kilitli Fayın Kırılması Halinde Ne Nolur?
Deprem Uzmanı Sütçü kilitli fayın kırılması halinde ne olacağını da anlattı: “17 Ağustos 1999 depreminde 1026 parametre hareket edip, Üniversiteler hareket etmediyse bu insanların ölümüne kim sebep oldu? Yalova da bir “Termal Kaplıcaları” var. 1999 depremi öncesi termal sularının kimyası bozuluyor. Termalde çalışan kişi diyor ki; bizim termal sularımızın kimyası bozuldu gelin inceleyin. Bir ay sürekli yazıyor ama inceleyen yok. Yine Ercis’te bir ay tarla yandı metan gazı yüzünden. Basın verdi bunu, fakat inceleyen yok. Üniversiteler incelemeyecek peki kim inceleyecek bunu? Onun için vatandaş üniversitesi olması lazım. Vatandaş inceler onu. Çünkü vatandaş meraklıdır. Üniversitede en üst profesör gidin inceleyin demediği sürece inceleme yok. Onun işi başından aşmış ise iş bitti. Deprem olduktan sonra ha incelemişsin ha incelememişsin hiçbir önemi yok.1026 parametrenin içinde karıncalar var. Ben karıncaları 1999 yılında evimin bahçesinde erik ağacında kümeleştiğini gördüğüm zaman incelemeye karar verdim. Bu şekilde karınca laboratuvarımı kurup incelemelere başladım.”
Deprem Korkusu
Deprem Uzmanı Kadir Sütçü deprem korkusundan, bilim adamlarına ve Türkiye’deki Bilimsel çalışmalara ve NASA’ya kadar birçok konuda düşüncelerini diler getirdi. İşte Sütçü’nün o açılamaları: “Korkmak bilmemekten kaynaklanır. Bildiğin zaman korku gider. Depremden korkan mutlaka bizi takip etmeli. Bir şeyi bildikçe korku oradan gidiyor yerine bilmek kalıyor. Korkuyorsa evini sağlam yapmamıştır; yani Allah’ın verdiği aklı kullanamadı. Çocukların daha iyi bir gelecek bırakmak için boğazından kesip, binasını sağlam yapacaktı. Yapmadığı için korkuyor. Devlet burada suçlu değil, sana Allah akıl vermiş sen binanı sağlam yapacaksın.
İstanbul’da büyük bir deprem olursa bu enkazı kim kaldıracak devlet kalmaz ki zaten. İstanbul’da devlet kalmaz, İSTANBUL YOK OLUR. Yani Türkiye istanbul’u koruyamaz. O zaman yabancılar gelir. Yabancılar gelmeden önce şu grafiğe bakalım. Bizim çalışmalarımızın hepsi bilimsel; bilimsel olmayan hiçbir şey ile ilgilenmem. Deprem tahminlerini bilimsel olarak yapıyoruz. Bilimsel yaptığımız çalışmalarımıza Muhammet Binici haricinde kimse gelip bakmadı. Türkiye’de bilimsel çalışmaların yapılmadığı konusunda yapılan eleştirilere de yanıt veren Süçtü, Türkiye’de bilimsel çalışmalar yapılıyor. Bunun örneğini bizzat ben yaşadım. 2013 yılında Antalaya Kemer’de, 55 ülkeden gelen 400 akademisyene “Sütçü Bulutları”nı ve yüzde 80 başarımızı anlattık. Bunlar ülkelerine gittiği zaman o kitabı kapattılar. O kitabı neden açmıyorlar kendi ülkerinde? Hani derler ki; Türkiye’de bilime değer yok. Öyle bir şey yok. Dünya üzerinden gelen 400 bilim adamı neden kitapları kapattı. Bu sempozyumlar sadece gezi için yapılmış olmamalı. Bir kere o üniversitelerden aldıkları paraların hakkını versinler. Çünkü biz 21 yılda, gönüllü olarak hiç kimseden maaş almadan o kadar deneyi ve o kadar uydu görüntüsünü manuel olarak yükledim. Siz maaş olarak yaptığınız işin karşılığını verebildiniz mi? Hak ettiniz mi onu, diye soruyorum şimdi? Dünyaya soruyorum Türkiye ile alakası yok. Sakın Türkiye’dekiler alınmasınlar.
Bir tane bilim adamı tanıyorum Galile; niçin Galile? Galile termometreyi bulmuş sıcaklığı ölçmüş. Sıcaklığa etki eden faktörler arasına depremleri almamış. Onun öğrencisi kim? Öğrencisi onu bir adım geçmeliydi. Toricelli öğrencisi, Toricelli neyi bulmuş; barometreyi bulmuş. Basınca etki eden faktörleri yazarken, o da Galile’yi geçememiş. Peki Alberti’yi, Robert’i kim geçmiş hiç birisi geçememiş. Geçemediyse bana göre dünya da tek profesör var o da Galile’dir. Şu anda Galile’nin eksik bıraktığı yeri biz neyle görüyoruz. Galile o zaman teknoloji olsaydı görürdü zaten. Biz neyle görüyoruz. Bugünkü teknoloji ile görebiliyoruz. Neden bugünkü teknoloji ile görüyoruz. 1960 yılında uydu görüntüleri alınmaya başlanmış meteoroloji tarafından. Daha öncesi yok. O nedenle dünyada tek bir profesör tanıyorum; o da Galile’dir. Galile’den sonra gelenler profesör değil, Doçent veya Doktordur bana göre..
Nasa Depremleri Görüyor…
1960 yılından beri Dünya'yı uydu üzerinden izleyenler depremleri neden görmüyor. Acaba NASA görüyor da saklıyor mu? Bunu bilemem; ama NASA’nın bunu bilebileceğini uydudaki 620 kilometrede Hutbe denilen teleskop var. O teleskop yeryüzündeki karıncayı deve olarak gösterir. Basıncın nerede açıldığını görebilir. Büyük depremleri görür mü görmez mi onlarda kendileri söylesin. NASA açıklma yapsın anlaşalım onlarla da yani görüp görmediğini öğrenelim.
|
||||||||||||||||||||||||||||||||
|