Reklamı Geç
HABER DETAY
Söz Vermek & Söz Ahlakı
BNCMEDYAHABER.COM yazarlarımızdan Halis Özdemir'in "öz Vermek ve Söz Ahlakı" Başlıklı köşe yazısı
13 Ağustos 2020 - Perşembe 07:28
YAŞAM

Söz Vermek & Söz Ahlakı 

“Ey iman edenler!

Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir kusur ve kabahattir.” (Sâf/62)

İlahi hitabına muhatabız.

“Söz namustur” kültürü ve geleneği hayatımızın olmazsa olmaz düsturlarındandı.

Şimdilerde pek hatırlanmayan, yaşı ellinin altında olanların bilemeyebileceği, yitirdiğimiz değerlerimizden bir değerimiz “SÖZ VERMEKTİ”. Şahit gerekmezdi, yeter ki söz verilmiş olsun. “Söz Senettir” anlayışı topluma hakimdi.

Alışverişlerde senet, kefil, şahit gerekmezdi söz vermek yeterli idi.

Sonra ne oldu da söz, senet olmaktan çıktı ve SENET de anlamını yitirdi?

Şimdi senet yeterli değil, KEFİL gerekli hatta bazen o da yetmez İPOTEK gerekli hale geldi.

Toplumda güven tuzla buz oldu.

Bize ne oldu?

Söz vermeye dair arkadaşlarla sohbet ettiğimiz sırada anlattığım iki hikayeyi siz değerli okurlarımla da paylaşmamı rica ettikleri için arz ediyorum.

Umarım muhasebe için bir vesile olur.

Söz vermeye, pazarlıkta hayırlaşmaya dair, merhum Erbakan hocamızın merhum kardeşi Kemalettin beyin bir vesile ile bana anlattığı ilginç olay ile bizzat kendi yaşadığım ilginç olayı sizlerle paylaşmak isterim.

Birinci hikaye 1975’li yıllarda geçiyor.

Benim de bir dönem yöneticiliğini yaptığım gazete basımı için matbaa tesisleri kurmak üzere İstanbul Topkapı’da bir arsa almaya karar veriliyor ve yer tespiti yapılıyor. Arsanın kapalı çarşının gayrimüslim asıllı bir tüccarına ait olduğu bilgisi ile üç kişilik bir heyet oluşturuluyor ve önceden değer tespiti yapılıp satıcı gayrimüslim vatandaşın yanına üç kişilik heyet gidiyor, yer için satış bedelini soruyorlar. Bekledikleri değerin çok altında bir miktara el sıkışıyorlar.

Satıcı bir hafta içinde kaporanın getirilmesi, on beş gün sonra da arsa bedelinin tamamının getirilmesi kaydı ile “yer sizindir hayrını görün” diyor.

Bundan sonrasına lütfen dikkat!

Arsayı almak üzere gönderilen üç kişiden birisi aynı gün tekrar yerin sahibi olan gayrimüslim vatandaşın yanına gidiyor ve aynı arsa için anlaşılan miktarın iki katını teklif ediyor.

Arsa sahibi GAYRIMÜSLİM teklifle gelen şahsa hitaben;

Siz öğleden öce gelen arkadaşlardan birisiniz

“Ben yeri sattım, hayırlaştım, satın almak istiyorsanız alanlara gidin teklifinizi onlara yapın lütfen” diyor.

Bizim MÜSLİM alıcı; “Tamam ama henüz size para vermediler, paranızı almadınız” diyor.

 

Bunu üzerine satıcı gayrimüslim vatandaş; “Bir hafta içinde kaporanın getirilmesi on beş gün içinde de arsa bedelinin tamamının getirilmesi şartı ile hayırlaştım. Kapora ve arsa bedelini anlaştığımız günde getirmezlerse ancak o zaman mal benimdir. Şu anda mal onların, satarlarsa teklifinizi onlara yapın” diyor.

Gayrimüslim (Ermeni) vatandaş SÖZÜNÜN sahibi olarak sabah sadece “Hayrını görün mal sizindir!” sözleriyle onayladığı anlaşmasını İKİ KAT FAZLA PARA teklifine rağmen bozmuyor.

Gayrimüslim vatandaş aynı davranışı bugün de sergiler mi bilemem, topyekün insanlıkta eksen kayması var ancak her toplumda değişim farklı süratte gerçekleşiyor.

 

Yazının devamı için Linki Tıklayınız!...

http://www.bncmedyahaber.com/yazar-soz-vermek-soz-ahlaki-140.html

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.