Sözde, “Kadına Şiddeti” engellemek için imzalanan İstanbul Sözleşmesi, kadının haklarını korumak yerine, ailelerin hayatlarını yıkmaya devam ediyor. Süresiz Nafaka, İstanbul Sözleşmesi ve Genç Evlilik Mağdurları, İstanbul’da bir araya geldi. Dev buluşmada konuşan, Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Erol Şahin, İstanbul Sözleşmesi’nin aileleri yıktığını, eş cinselliği yayan, toplumu çürüten İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı iftira kanunun iptal edilmesi gerektiğini söyledi.
İstanbul Sözleşmesi Mağdurları, 6284 Beyana Dayalı Yasa Mağdurları, Süresiz Nafaka Mağdurları, Çocuk Haczi Mağdurları, İftira sonrası hapiste olan aile yakınları, erken evlilik sonrası babaları hapiste olan çocuklar İstanbul’da “Aile Dernekleri ve Platform Birliği” toplantısına katıldı. Sadece kadının beyanıyla; delil, bulgu ve şahit olmadan hüküm veren, 6284 sayılı iftira kanununu esas alan mahkemeler sebebiyle, bu kanun maddesinden cezaevlerinde yatanların 81‘i, iftiraya uğrayan mağdur erkeklerden oluşuyor.
6284 Sayılı İftira Kanunu Kaldırılsın
Aile Dernekleri ve Platform Birliği” toplantısında, Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Erol Şahin önemli açıklamalarda bulundu. Erol Şahin toplantıda şu açıklamaları yaptı: Kadın ve çocuğun beyanı esas alındığında adaletsizliğin bir kere daha gösterildiğine şahit oluyoruz. Şöyle bir durum var. Kadının beyanı esas olunca halk daha da tehlike altındadır. Düşünün ki ben bu hikâyeyi kafamdan uydurmuyorum, yaşanmış bir olay. Biliyorsunuz günümüzde köpek hırsızları olsun veya başka şekilde artık çocukları ve kadınları da bu konuda hırsız olarak yetiştiriyorlar. Kadının beyanı esas olunca maalesef herkes bu fırsatı değerlendiriyor. Çocukları kullanıyorlar. Çocuklar telefonunuzu, değerli bir eşyanızı paranızı filan çaldığında siz de suçüstü yakaladığınızda, o çocuk ve kadının "Ben hırsızlık yapmadım. O kişi bana karşı tacizde bulundu" demesi bile yeterli. Hatta delil bulgu yok. Kadın ve çocuğun hırsızlık sabıkası bile olsa beyanları var. O kadın ve çocuk ne olursa olsun böyle bir beyanda bulunduysa, hem mağdurken suçlu durumuna sizler düşüyorsunuz. Hem de toplum nezdinde itibarınız ve onurunuz yerle bir olarak. Yani; ya hırsız, arsıza itaat edeceksiniz ya da sapık damgasını yiyeceksiniz… Suçluyu da mağdur ve mazlum durumunda değerlendirebilen bu adalet sistemine de başınıza gelmeden fark edin istiyoruz.
6284 Sayılı İftira Kanun’a dikkat çeken Başkan Erol Şahin, sadece kadının beyanıyla; delil, bulgu ve şahit olmadan hüküm veren, 6284 Sayılı İftira Kanunu’nun kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı. Şahin, “Sizce kadının beyanı esas olunca çocuk ve kadını koruyor mu? Yoksa fırsatçılar tam tersi burada çocuk ve kadını kullanıyor mu? Kadın hakları kavramları suistimal mi ediyor..? Haklarımız, subjektif beyanlar ile kadının beyanı esasla denilerek korunmasını istemiyoruz. Delil bulgu şahit olmalıdır. Daha fazla kadınlar ve çocuklar yalnızlaştırılıp kullanılmasın istiyoruz. Birileri bu sanal çatışmadan maddi rant elde etmesin diyoruz. Ceza evinde “ İstanbul Sözleşmesi 6284 suçtan 81 i iftira mağdurudur” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sözleşmesi Mağdurları, 6284 Beyana Dayalı Yasa Mağdurları, Süresiz Nafaka Mağdurları, Çocuk Haczi Mağdurları, İftira sonrası hapiste olan aile yakınları, erken evlilik sonrası babaları hapiste olan çocuklar İstanbul’da “Aile Dernekleri ve Platform Birliği” toplantısına katıldı. Sadece kadının beyanıyla; delil, bulgu ve şahit olmadan hüküm veren, 6284 sayılı iftira kanununu esas alan mahkemeler sebebiyle, bu kanun maddesinden cezaevlerinde yatanların 81‘i, iftiraya uğrayan mağdur erkeklerden oluşuyor.
6284 Sayılı İftira Kanunu Kaldırılsın
Aile Dernekleri ve Platform Birliği” toplantısında, Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Erol Şahin önemli açıklamalarda bulundu. Erol Şahin toplantıda şu açıklamaları yaptı: Kadın ve çocuğun beyanı esas alındığında adaletsizliğin bir kere daha gösterildiğine şahit oluyoruz. Şöyle bir durum var. Kadının beyanı esas olunca halk daha da tehlike altındadır. Düşünün ki ben bu hikâyeyi kafamdan uydurmuyorum, yaşanmış bir olay. Biliyorsunuz günümüzde köpek hırsızları olsun veya başka şekilde artık çocukları ve kadınları da bu konuda hırsız olarak yetiştiriyorlar. Kadının beyanı esas olunca maalesef herkes bu fırsatı değerlendiriyor. Çocukları kullanıyorlar. Çocuklar telefonunuzu, değerli bir eşyanızı paranızı filan çaldığında siz de suçüstü yakaladığınızda, o çocuk ve kadının "Ben hırsızlık yapmadım. O kişi bana karşı tacizde bulundu" demesi bile yeterli. Hatta delil bulgu yok. Kadın ve çocuğun hırsızlık sabıkası bile olsa beyanları var. O kadın ve çocuk ne olursa olsun böyle bir beyanda bulunduysa, hem mağdurken suçlu durumuna sizler düşüyorsunuz. Hem de toplum nezdinde itibarınız ve onurunuz yerle bir olarak. Yani; ya hırsız, arsıza itaat edeceksiniz ya da sapık damgasını yiyeceksiniz… Suçluyu da mağdur ve mazlum durumunda değerlendirebilen bu adalet sistemine de başınıza gelmeden fark edin istiyoruz.
6284 Sayılı İftira Kanun’a dikkat çeken Başkan Erol Şahin, sadece kadının beyanıyla; delil, bulgu ve şahit olmadan hüküm veren, 6284 Sayılı İftira Kanunu’nun kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı. Şahin, “Sizce kadının beyanı esas olunca çocuk ve kadını koruyor mu? Yoksa fırsatçılar tam tersi burada çocuk ve kadını kullanıyor mu? Kadın hakları kavramları suistimal mi ediyor..? Haklarımız, subjektif beyanlar ile kadının beyanı esasla denilerek korunmasını istemiyoruz. Delil bulgu şahit olmalıdır. Daha fazla kadınlar ve çocuklar yalnızlaştırılıp kullanılmasın istiyoruz. Birileri bu sanal çatışmadan maddi rant elde etmesin diyoruz. Ceza evinde “ İstanbul Sözleşmesi 6284 suçtan 81 i iftira mağdurudur” ifadelerini kullandı.