Pakraduniler: Kripto Yahudiler ve Madenlerimiz!
Öncelikle şunu belirtmeliyim: Kim neye inanıyor, Yahudi, Ermeni veya inanmıyor, bizi ilgilendirmiyor! Bizi ilgilendirenler ve üzerinde durmamız gereken husus kripto/gizli oluşları, ülkemiz aleyhine faaliyet yapmış olmalarıdır. Bunların isimleri, ünvanları, şirketleri vardır. Çoğu zaman isimleri Müslüman isimlerdir.
Mesela Abdullah Öcalan'ın ismi Artin'dir. Ermenidir. Kimse bahsetmez! Yıllarca Türkiye’ye karşı savaşan PKK, PYD ve türevlerinin üst düzey yöneticilerinin çoğu Ermenidir. Türkiye aleyhine faaliyette bulunan Ermenilerin bir kısmı kendilerini Kürt ve Alevi olarak tanıtırlar. Oysa gerçek Aleviler Müslüman Türkmenlerdir. Bu gibiler Aleviliği zırh olarak kullanmaktadırlar. Aleviliği bir inançtan öte “kültür” olarak tanımladıkları için tanımamız mümkündür.
Bugünkü yazımda sizlere namaz kılan, oruç tutan, çocuklarını Kuran kursuna gönderen Müslüman görünen Pakradunilerden bahsedeceğim. Bu konuda Merhum Şevket Eygi'nin makaleleri ve Profesör Abraham Galanti'nin Pakraduniler hakkında yazdığı Fransızca küçük kitap broşürü yayınlamıştır.
“Pakraduniler Türkiye’nin çok önemli bir realitesidir. Türkiyemizde birkaç çeşit kripto halk vardır. Kripto demek iki kimlikli ve kendisini gizleyen demektir. İşte Sabataycıları herkes biliyor. İsimleri diyelim ki Naim, Vedat gibi Müslüman ismidir. Öldüğü vakit genellikle Şişli’deki Teşvikiye Camii’ne getirirler. Serveti müsaitse Zeytinburnu Mezarlığı’na gömerler ama Müslüman değildirler. Harry Ojalvo isimli yaşlı bir Yahudi Aksiyon dergisinde bunların nüfusunun 1.5 milyon olduğunu söylemişti. Uzman adam. Pakraduniler’e gelince; bunlar sır içinde sırdır. Katmerli esrar… Üç kimliklidir bunlar. Birinci kimlikleri Müslümanlıktır. Oruç tutarlar, cuma namazına giderler, çocuklarını Kur’an kursuna gönderirler. İkinci kimlikleri Ermeniliktir. En alt kimlikleri ise Yahudiliktir.”
Düşünebiliyor musunuz oruç tutarlar cumaya giderler çocuklarını kuran kursuna gönderirler…….
Güzel ülkem! Gizli aşikar düşmanları olan ülkem! Benim ülkemi ve benim vatandaşlarımı Allah koruyor! Bir yanda gaflet içinde ülkenin altını oyanlar bir yanda hıyanet içinde altını oyanlar! Çok şükür ayaktayız!
Erzincan İliç’te yaşanan maden kazası sonrası ülkemizin nasıl yağmalandığını da öğrenmiş olduk! İddialara göre altın çıkaran şirket Kanadalı bir şirket, ortağı Türk(!). Türk vatandaşı demek daha doğru olur sanırım. Bilmiyoruz kripto mudur? İşte bu altın madenini çıkaran şirket milyarlarca dolarlık altınımızı ülkemizden adeta çalmış bize de birkaç yüz milyon dolar ve siyanürlenmiş, zehirlenmiş vatan toprağı bırakmış!
Yine iddialara göre; oran yüzde 2'imiş. Dünyanın neresinde var yüzde iki gibi bir oranla altın madeni çıkarmak? Artık emin olun sömürge ülkeleri Afrika’da bile yok desek yeridir! Dünya siyanürle altın çıkarmayı bırakmıştır. İstisnasız bütün maden anlaşmaları incelenmeli ve dünyada nasıl çıkarılıyorsa ve ne oranda kâr paylaşımı yapılıyorsa bunun yapılması lazım!
Bu şirketlerin sahipleri kimler? Yabancı ortaklıklarının oranı nedir? Ülkemizden şirket adına kaç dönüm toprak satın almışlar?
“Sorular soru içinde Akıl olmaların zoru içinde”
Ülkemiz Pakraduni, kripto Yahudi ve türevlerinin tesirinden, organizesinden ve yerli işbirlikçi hainlerden kurtarılmalıdır. Yazıktır günahtır bu millete! Ülkemiz dünyanın en zengin yer altı ve yer üstü zenginliklerine sahipken maalesef ülke nüfusunun yüzde ellisi açlık sınırının altında hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Öncelikle Parlementoyu, sivil toplum örgütlerini, gazetecileri göreve davet ediyorum! Ey milletvekillerimiz, TBMM’de bulunanlar! Emekli maaşları asgari ücretin yedi katı civarında, maaşları on katı civarında olan vekillerimiz! Erzincan maden ocağında ülke adeta soyulurken iktidarı muhalefeti farketmeksizin soruyorum Allah aşkına siz neredeydiniz? Merakımı bağışlayın! Asla unutulmaması gereken milletine, devletine hizmet etmektedir. Milletvekilliği ne büyük sorumluluk istiyor! Milletvekilliği, Bakanlık, belediye başkanlığı, genel müdürlük gibi yetkili makamda bulunmak, ateşten gömlektir! Gereğini, görevini yapmayan ihmal edenlerin vay haline! Ey gazeteci kimliği taşıyanlar ve desteklediği siyasi yapının sözcülüğüne soyunan bazıları için söylüyorum, her gün televizyonlarda milletin kafasını şişireceğinize, gazete köşelerinde parti propandasını güya çok bilir edası ile yapacağınıza yüreğiniz yetiyorsa gerçekleri söyleyin! Söyleyin ki hem millete hem devlete hizmetiniz olsun ve hem de desteklediğiniz siyasi yapıya yol göstermiş ve uyarmış olursunuz. Sivil toplum örgütleri, iş adamları, meslek kuruluşları ve buna benzer kurum ve kuruluşlar yarından tezi yok bu konularda uzmanlara raporlar hazırlatmalı ve devlete sunmalısınız! Ülkeye hizmet, ve sorumluluk böyle olsa gerek.
Vesselam
|
||
|