II. Haçlı Seferi, Anadolu Selçuklu Direnci, Haşhaşilerin Kiralık Savaşı, Papa’nın Kaygıları ve Nûreddin Mahmud Zengî’nin Zaferi
1148 yılı, Orta Doğu’nun tarihinde önemli bir döneme işaret eder: İkinci Haçlı Seferi. Mezopotamya ve Anadolu’da II. Haçlı ordusunun bölgeyi istila girişimlerine karşı, Nûreddin Mahmud Zengî’nin direnişi ve Anadolu Selçuklu Devleti’nin stratejik rolü, bu seferi unutulmaz kılan etmenlerden biri oldu. Ancak, bu karmaşık dönemin öne çıkan unsurlarından biri de Haşhaşiler’in kiralık olarak devreye girmesi oldu.
Haçlı ordusunun büyüklüğü ve Avrupa’dan gelen güç, Papa’nın çağrısı ve Saint Bernard’ın liderliğindeki çabalarla belirlenmişti. Ancak, Anadolu Selçuklu toprakları, Haçlılar için beklenmedik zorluklar barındırıyordu.
Anadolu Selçuklu Devleti, Kral VII. Louis’nin hakimiyet sahalarından kolayca geçip gitmesine izin vermedi. Kısacası, Haçlılar, 50 yıl önceki atalarının aksine Anadolu’da kolay bir yolculuk yapamadılar. Denizli’de ağır bir yenilgi aldılar ve VII. Louis, Türklerle daha ağır bir mağlubiyetten kaçınmak amacıyla II.Raymond’un hakimiyetindeki Antakya Kontluğu’na geri çekildi. Zengi’nin direnci ve bölgedeki stratejik dengelerin değişimi, Haçlı ordusunu zor durumda bıraktı. Bu duruma rağmen Antakya Kontluğu’nda, Raymond ve Joscelin, Haçlıların moral bulmasını sağlamak ve bölgedeki kontrolü güçlendirmek amacıyla Urfa’yı geri almak için harekete geçtiler. Antakya Kontluğu’na yardım etmelerini istediler ancak VII.Louis, ordusunu dinlendirdikten sonra Kudüs’e geçme niyetini açıklayarak bu talebi reddetti.
Kral VII. Louis, Şam'ı geri alma arzusuyla Akka’da gerçekleşen istişareden sonra Halep ve Şam’ı kuşatmak üzere ordusuyla harekete geçti. Ancak, Şam’da haçlı ordusu olağanüstü bir dirençle karşılaştı. Bu direncin üzerine Zengi ‘nin de Şam’a doğru yola çıktığını öğrenen VII. Kral Louise ordusunu Zengi ve kale arasındak bir dirençle karşı karşıya bırakmak istemedi. Anadolu’da da yaşadığı mağlubiyetle yüzleşen ve Fransa’daki iktidarını da düşünerek, Kral Fransa’ya geri dönmeye karar verdi ve bu nedenle Şam kuşatmasından çekildi. II. Haçlı seferleri, başladıktan kısa bir süre sonra bu olaylar nedeniyle sona ermek zorunda kaldı.
Bu durum, Nurettin Zengi’nin büyük bir güven kazanmasına yol açtı. Zengi, kendine olan bu aşırı güvenin kısa bir süre sonra başına bela olacağından habersizdi!..
Bu kritik dönemde, Haşhaşiler adlı örgüt devreye girdi. Haşhaşiler, özellikle 1090’lı yıllarda Hasan Sabbah’ın liderliğinde Selçuklulara karşı gerçekleştirdikleri suikastlerle ün kazanmış bir örgüttü. Ancak, bu seferde Haşhaşiler, Raymond ve Joscelin gibi bölgedeki aktörler tarafından kiralık olarak kullanıldı.
Raymond ve Joscelin , stratejik zeka ve entrikalarına bir boyut daha ekleyerek Haşhaşiler’i devreye soktular. Bu örgüt, önceki dönemde hem Selçuklulara hem de Haçlılara karşı korku salmıştı. Ancak şimdi, özellikle Zengi’nin güçlenmesini durdurmak amacıyla kiralık olarak devreye girmişlerdi.
Haşhaşiler, sahte bir haber ve istihbarat bilgisi aracılığıyla Zengi’yi tuzağa çekerek onun ölüm ile karşı karşıya kalmasını sağladılar ve pusuda Joscelin ve Raymond’a yardım ettiler. Nûreddin Mahmud Zengî, Zengiler Atabeyliginin batı sınırından komutasındaki ordu ile çıkmıştı ki pusuya düşürüldü.
Raymond ve Joscelin’nin manipülasyonu ve stratejik planları sayesinde, Zengi’nin üzerine kurulan tuzak etkili bir şekilde işledi.
Bu entrikralar ile Zengi’nin pusuya düşürülmesinin ardından bölgedeki dengelerin değişmesi kaçınılmazdı. Suriye'de Ali Vefa komutasındaki Haşhaşilere Zengiler birçok kez darbe vurmuşlarıdı. Bu sebeple Haşhaşiler haçlılara iyiden iyiye yaklaşmışlardı. Bu dönemde Haşhaşilerin kiralık olarak devreye girmesi, İkinci Haçlı Seferi’nin karmaşık hikayesine bir katman daha ekledi.
Yenilginin ardından stratejisini yeniden belirleyen Zengi, sabırla hamlelerini planladı, serhat boylarındaki birliklerini güçlendirdi ve istihbarat ağını genişletti. Antakya Kontluğu ve Haçlı Krallığı’nı ele geçirmek için aralıksız bir kontrol sağlayarak ikmal yollarını tamamen ele geçirdi.
Antakya Kontluğu’nu kuşatmak yerine, Zengi stratejisi gereği İnab Kalesi’ni kuşattı. Bu haber üzerine Raymond, İnab Kalesi’ne doğru hareket edince Zengi’nin komutanı Şirkoh hem İnab Kalesi hem Raymond’un komutasındaki Antakya Kontluğu ordusunun arasındaki iki ateş arasında kalacaklarını öne sürerek geri çekilmelerini önerdi ve Zengi’nin kuşatma stratejisine karşı çıktı. Böylelikle 2 ateş hattında kalmanın önüne geçmek istedi. Zengi, kuşatmayı kaldırmalarını istedi ve kuşatma kaldırıldı.
Ancak İnab’a ulaşan Hatay Kontu Raymond, Zengi’nin izini bulamadı. Orduyu dinlendirmek amacıyla geceyi İnap önünde konaklatmaya karar verdi. Oysaki Zengi, geri çekilmemişti ve ordusunu tepenin arkasındaki düzlükte saklamıştı. Zengi’nin stratejik kararı, gün ağarırken meyvelerini vermeye başladı.
Antakya Kontluğu’nun ordusu henüz uykulu bir haldeyken, Zengi saldırıya geçti. İlk saldırı başarılı oldu, ancak Raymond, Kalkanlı süvarilerini öne çekerek Zengi’nin ordusunu yavaşlattı ve hatta artık toprağa düşen askerler Zengi’nin askerleriydi. Bunun farkına varan Zengi, Antakya Kontluğu’nun sağ ve solt kanatlarındaki zırhsız zayıf noktası olan haşhasileri hedef alarak üstünlüğü ele geçirdi ve Raymond’u İnab’ta ağır bir yenilgiye uğrattı.
Eş zamanlı olarak Joscelin ile hesaplaşmayı ise Emir Şamsüddevle Yakup’a havale eden Zengi, Raymond’u İnab’ta mağlup ederken, Emir Şamsüddevle Yakup’da Joscelin’i kurduğu tuzak sayesinde birliğini mağlup edip ele geçirdi. Sonra Joselin Halep’e gönderildi. Yaraları iyileştirilerek zindana atıldı.
Bu dönemde öne çıkan Papa’nın raporu ise, Avrupa’daki demografik değişimlere dikkat çekerek Haçlı ordusunun büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Ancak Avrupa’da insan kalmıyor ve Papa bu durumdan kaynaklanan endişelerini vurguluyor. Papa’nın bu kaygıları, Haçlıların karşılaştığı zorlukları daha da derinleştiriyor. Papa raporunda belirttiği gibi, Haçlı ordusunun oluşumunda büyük çaba sarf eden Saint Bernard, Fransa’nın demografik yapısının 7 kadına 1 erkek düşecek şekilde değiştiğini ifade etmiştir.
Yine ayrıca; Nurettin Mahmud Zengi’nin stratejik zekası, Anadolu Selçuklu Devleti’nin direnci, Haşhaşiler’in kiralık olarak savaşması ve Papa’nın kaygıları, bu dönemin karmaşığını ve bölgedeki entrikaların derinliğini gösteriyor. İkinci Haçlı Seferi’nin bu ayrıntılı hikayesi ise Orta Doğu’nun tarihinde unutulmaz bir sayfa olarak kalmaya devam edecek ve Zengi’nin, Selahaddin Eyyubi’nin yolundan gidenlerin her daim önünü açacaktır!..
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-sosyal-medya-platformlarInda-dolasan-deprem-yalanlarI-897.html
|
||
|