Darbeler Tarihi ve Adım Adım 15 Temmuz ihaneti (2)
1960 darbesi 12 Eylül 1980 darbesini 80 darbesi 28 şubat’ı 28 Şubat 15 Temmuz hain hareketinin yolunu açmıştır.
15 Temmuz ihanet girişimi hiç kuşkunuz olmasın 12 Eylül harekatı ile de ilişkilidir!
Darbeler adeta bir sonraki darbenin yol taşlarını döşemiştir.
15 Temmuza giden süreç çok önceden başlatılmıştır.
“Cemaat” olarak lanse edilen yapı ile ilgili olarak 1978 yılında yaşanılan bir olayı anlatarak başlamak isterim.
Bu olayın canlı tanığı ve anlatanı Sultanbeyli eski belediye başkanı olan Ali Nabi Koçak’tır!
Ali Nabi Hocadan aktararak: “O tarihte İlim Yayma Cemiyeti yönetiminde bulunuyordum. Bir gün İlim Yayma Cemiyetine albay üniformalı bir subay geldi, elinde ilim yayma olarak burs verdiğimiz öğrencilerin listesi vardı. Gelen üniformalı albay kendisinin istihbarat subayı olduğunu ifade ettikten sonra “Cemiyetinizde Fethullah Gülen cemaatine mensup yüzlerce öğrenciye burs veriyorsunuz. Bu cemaati CIA kurdu ve yönetiyor bu listede ismi geçenlerin bursunu derhal kesin! dedi ve gitti.
Bizler cemiyet yönetimi olarak şok olduk ve bu durumu aramızda tartışmaya başladık. Tartışmamızdan sonuç alamayınca bu konuyu Fethullah Gülen’i ve Erbakan’ı davet ederek kendilerine soralım kararı çıktı.
Erbakan'ın toplantıda bulunacağını Fethullah Gülen bilirse gelmez dedim. Bunun üzerine Erbakan'ın toplantıya geleceğini söylemeden Gülen'i davet ettik. Fatih’te Emek İş Hanının üst katı uygun bir yerdi. Orada bir araya geldik. Gülen Erbakan'ın da orada olduğunu görünce şaşırdı.
Erbakan uzun uzun siyonistlerin faaliyetlerini anlattı ve Gülen’e dönerek sen nasıl böyle bir ihanete alet olursun minvalindeki konuşmalar yaptı. Gülen Erbakan'ın anlattıklarına hiç cevap vermiyor yere bakıyordu. Namaz vakti sıkışmıştı. Konuşmaya namazdan sonra devam ederiz diyerek herkes abdest almak üzere kalktı. Tabi Gülen de abdest almaya kalktı. Bizler namazın ilk sünnetini kıldığımızda baktık ki Gülen oradan sessizce ayrılmış!”
Anlaşılacağı üzere hikaye uzun!!!!
Ülkemizde ve İslam dünyasında DİN ÜZERİNDEN yürütülen ihanetler saymakla bitmez!
Diyarbakır Ulu Camiinde dahi İSLAM Alimi sıfatı ile vaazlar yapan İngiliz ajanı Lawrence’ı bilmeyen yok gibidir.
Bin yılı aşkın zamandır yürütülen ORYANTALİST faaliyetler hız kesmeden sürmektedir!
Yani inananları can evinden İNANCINDAN vurmaktalar!
Çok dikkatli olmak zorundayız!
Bugün devletin kayıtlarına FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ olarak giren yapının DİN ve DİNDARLIK üzerinden yürümesi, halka kendini kabul ettirilmesi ve mensuplarına ÖĞRETİLERİ üzerinde durulmamaktadır.
Bu işin bir başka ve önemli yanıdır!
Asıl mücadele fikri yapısı ve DİNİ ve AKAİDİ olarak irdelenmeli ve akaidi sapmalar halka anlatılmalıdır.
Bu ülkenin harici düşmanları kadar sinsi yerli iş birlikçilerinin olduğunu asla unutmadan onların oyunlarına ve tertiplerine karşı da son derece uyanık ve müteyakkız olmalıyız!
Türkiye herhangi bir ülke gibi yan gelip yatma yeri değildir!
Türkiye bütün dünyanın gıpta ve düşmanların hasetlikle baktığı yerdir! Unutmayalım ki ecdadımız bu vatanı bizlere canları ile kanları ile bedel ödeyerek bıraktılar!
Onun için başta darbeler olmak üzere olanlardan ibret almalı ders çıkarmalıyız!
Bizim anlatacaklarımız! 12 Eylül askeri müdahalesinin sonrasında ABD Başkanı Jimmy Carter’ın “Bizim çocuklar Türkiye’de yönetimi devraldı.” diye tarif ettiği şahıslar ve 15 Temmuzda halkın üzerine tank süren iş birlikçilerdir!
Darbeler! Kökü dışarda olan yerli iş birlikçilerle acımasız enstrümanların kullanıldığı insanın ve insana dair hiçbir değerin gözetilmediği eylemin adıdır darbe!
Bu dışarıdan müdahalelerle vatanımız kanlı darbelere muhatap olmuştur!
Devam edecek...
|
||
|