Türkiye Yüz Yılının İlk ayları!..
Ülkemiz yoğun bir seçim ortamından çıkarak Türkiye yy.nın ilk ayları hatta ilk günleri zamlarla başladı. Çalışan ve emeklilerin ücretlerinde artış ayı olduğu için bir taraftan da bu kesimlerin maaşlarına yapılacak enflasyon ve refah payı artışları sağlandı. Askeri ücrete yapılan zam tatmin edici olmasa bile kısmen iyi oldu denilebilir. İşçi ve Memurların gelirlerinde yapılan iyileştirmeler yine tatmin etmese bile idare eder düzeyde idi. Geriye kalan ülkenin azımsanmayacak çoğunluğunu sağlayan emeklilere yapılacak maaş artışı kalmıştı.
Memur emeklileri aynen memurlarda olduğu gibi Toplu iş sözleşmesi ve enflasyon farkı maaşlara yansıtılması gerekli idi. SSK ve BAĞKUR emeklilerinde ise son altı ayı içeren TÜFE fiyat artışı endeksinin tamamı yansıtılmakta idi. Bu bağlamda Memur emeklisi ortalama 17 SSK ve BAĞKUR emeklileri ise ortalama 19 oranında maaşlarına zam yapılması öngörülmüştü. Hal böyle iken her iki kesiminde maaşlarına iyileştirme adına memura Yüzde 8 SSK ve BAĞKUR emeklisine ortalama Yüzde 5 ilave zam yapıldı. Ancak daha önce hatırlanacağı üzere 7.500 TL. altı maaşlar 7.500 TL. seviyesine çekilmişti. Üzerine konan rakam kök maaşa ilave edilmediği için maaşı bir önceki dönem 7.500 TL. ye çekilen emekli bu Yüzde 25'lik zamdan faydalanamadı. Çünkü anılan zam kök ücrete yansıtıldığı zaman zaten 7.500 ve altı rakamlara tekabül ettiği için maaşları sabit kaldı.
Kısaca Mevcut Türkiye Yüz Yılında Cumhur Başkanlığı Hükümet sisteminin dar gelirliye uyguladığı maaş artırımı bu şekilde oldu.
Anayasan ikinci maddesi der ki ‘’Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.’’
Emekliye yapılan zam Anayasanın ikinci maddesinde yer alan sosyal devlet anlayışına tamamen aykırı bir durumdur.
Emekliler gazetecilerin, tıklanma sayısı peşinde koşan internet sitelerinin alay konusu oldu. Neredeyse şubat ayından bu yana her gün emeklilerle alakalı binlerce maaş zammı konuşuldu. Umutlar verildi. Sonuç ise koca bir hüsran oldu. Emekli vatandaşlarımız açlık sınırı altında yaşamaya mecbur kılındı. 21 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın ekonomik buhranın faturasını emeklilere ödetmek istemesi, tek suçlu emekliymiş gibi davranması kabul edilebilir bir durum değildir. Depremin faturası emekliye ödettirildi. Bu haksızlıktır ve bu adil değildir. Televizyonlarda her gün emekliye farklı zam senaryoları üreten iktidar yanlısı yorumcular sus pus oldular. Sanki bu ülkede hiç emekli yokmuş gibi davranmaktadırlar. Sadece zammı az bulduk demekle yetindiler. Oysa toplumun en fakir kesimi emeklilerdir. Siz emeklileri ölümü gösterip sıtmaya razı edemezsiniz. Bazı yandaş yorumcular(!) ‘’ Reis Emeklinin gönlünü ocakta alır’’ diyor. Bu söylem hak edilen ücretin verilmesi değil gönül alma olarak değerlendirilmektedir. İşte emeklinin bu konular ağırına gitmektedir. Mesele maaş zammından da öte emeklinin gururunun incinmesi mevzusudur. MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ ’nin haklı çıkışından sonra haç yolu gözler gibi Cumhur Başkanımızın NATO toplantısından gelmesi beklenmiş hatta Sayın BAHÇELİ ve Cumhur Başkanımızın görüşmesi merakla beklenmiştir. Bu safhada bile medya emeklide çok büyük beklenti oluşturmuş. Sonuç ise hüsran olmuştur. Emekli de tansiyon vardır. Kalp vardır. Şeker vardır. Ömrünün en güzel yılların bu ülkeye hizmetle geçiren ve ödediği primlerle emekli olan vatandaşlarımız hak ettiği huzuru ve yaşamı istemektedirler. Kimsenin sadakasına ihtiyaçları yoktur. Hak ettiklerini istemektedirler.
Toplumu farklı kesimlerine verilen maaş iyileştirmeleri arasındaki farklılıklar toplumda var olan kutuplaşmayı daha da derinleştirmiştir. Şu an tüm sosyal medya mecraları İmamın maaşını konuşmaktadır. Mesele imam veya diğerlerinin aldıkları maaş olmasa da kutuplaşmanın fitili buradan ateşlenmek istenmektedir.
Sonuç olarak emeklideki hayal kırıklığı kolay kolay geçecek gibi durmamaktadır. Bu haksızlığın mutlak siyasi bedeli olacaktır. İnsanların verdiği oydan pişmanlık duyması çok kötü bir duygudur.
Geçmişin temelini çalışarak oluşturan bu günün emeklileri kendilerine ödettirilen bedel ile Türkiye yüzyılının da temelini oluşturmuşlardır.
Ne diyelim Mevla ülkemize başka bir afet vermesin ve emekliler bir daha bedel ödemeye maruz kalmasınlar.
|
||
|