FİNLANDİYA’NIN NATO’YA GİRİŞ
NATO, SSCB ve Varşova Paktı dağıldıktan sonra sürekli genişlemektedir. Soğuk Savaş'tan sonra 1990'da Almanya birleşti. İki Almanya’da NATO’ya girmiş oldu. 1999'da Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti örgüte dahil oldu. 2004'te yedi ülke, 2009 yılında Arnavutluk ve Hırvatistan, 2017 yılında Karadağ, son olarak da 27 Mart 2020 tarihinde Kuzey Makedonya NATO'ya üye oldu ve örgütteki üye devlet sayısı 30'a yükseldi. Şu an İsveç adaylık sırasında. NATO’ya katılmamış ve katılmaya istekli ülkeler; Ukrayna, Moldovya, Bosna-Hersek’tir. Avusturya, İsviçre tarafsız ülkeler, Sırbistan tereddütlü ülke. Aşağıdaki haritada görüldüğü üzere NATO ilk kurulduğunda ABD dâhil 11 ülke tarafından kurulmuştur. Bunlar; ABD, Kanada, İngiltere; Fransa, Norveç, İtalya, Hollanda, Danimarka, Belçika, Portekiz ve İzlanda… NATO Soğuk Savaş dönemi dahil olmak üzere kademe kademe genişleyerek bütün Avrupa’yı kaplamıştır.
NATO’NUN GENİŞLEME HARİTASI
Hatta bir ara SSCB dağıldıktan sonra Rusya Federasyonu’nun içendeki Atlantikçi kanat Rusya’nın NATO’ya katılmasını istemiştir. Daha sonra Rusya Federasyonu içindeki Avrasyacı kanat ülke yönetimine hâkim olunca NATO’ya katılmak gündemden düşmüş, eski SSCB alanlarına tekrar hâkimiyet kurmak hedefine dönmüştür. Kolektif Güvenlik Teşkilatı, Şangay İşbirliği gibi teşkilatlar Rusya’nın gündeminde yer işgal etmiştir. Rusya bu meyanda Ukrayna’yı tekrar topraklarına katmak hevesine kapılmış, Ukrayna’nın Avrupa Birliğine kapılmasına meydan vermemek için 2014’den beri çaba içine girmiş, Kırım’dan başlayarak Ukrayna’yı işgal etmek hevesine kapılmıştır. NATO, Ukrayna ve Beyaz Rusya’yı da içine alacak kadar genişlerse ne olacaktır? Avrupa Birliği’nin kendi ordusunu kurmasını engellemeye yönelik bir hedef midir, bu genişlemenin hedefi Rusya Federasyonu’nu bir dalga daha dağıtmak mıdır? Bu hedeflerin her üçünü birlikte mi gerçekleştirmektir, burası henüz netleşmiş değil! Ancak Rusya-Ukrayna Savaşı Rusya’nın kaderini belirleyecektir. Rusya, ABD ve AB’nin birleşik gücüne karşı savaşmaktadır. Elinde nükleer silahlar vardır ancak kullanamayacaktır. Rusya’yı sindire sinire bitireceklerdir. NATO’nun hedefinin Ukrayna sınırlarını Kazakistan’a kadar uzatarak Rusya’nın Karadeniz’den çıkartılması olduğu anlaşılmaktadır. Küresel sermayeyi yöneten Yahudi lobisinin hedefi Rusya’yı 15-16. Yüzyılda olduğu gibi Kazan’ın batısı ve Polonya’nın doğusu arasına sıkışmış bölgesel güç sınırını aşmayan orta boy devlet haline getirmek olduğu anlaşılmaktadır. Rusya şimdiki gücünü korumaya devam ederse gelecekte İsrail ile İran, İsrail ile Mısır ve İsrail ile Türkiye arasında çıkartmayı düşündükleri savaşlara müdahale edebilir, bölge devletlerine yardım edebilir. Ukrayna savaşı geleceğin dünyasını şekillendirmede kilit bir savaştır. Bu savaşı Rusya kaybederse; NATO ve Küresel Sermaye, Rusya’da etnik milliyetçilik hareketlerini destekleyerek Rusya Federasyonu’nu kantonlarına kadar dağıtacaktır. Küresel sermaye Çin’e yatırım yaparak Çin’i liderlik seviyesinde kontrol altına almış, Rusya’ya askeri yardım yapmasını önlemektedir. Hatta Şi Jinping geçtiğimiz günlerde Moskova’ya yaptığı ziyaretten sonra Rusya ile yaptığı işbirliğinin askeri manada olmadığını enerji alanında birlikte çalışacaklarını söylemiştir. Yani Çin, küresel sermayenin gazabından korkmaktadır. Bu durumda Ukrayna Savaşı Rusya’nın aleyhinde bir dönüşüme uğrayacaktır. Bu konuyu Ukrayna Savaşı ile ilgili makalemizde etraflıca ele alıp değerlendireceğiz.
NATO’nun genişlemesinin amacı nedir? Rusya Federasyonu’nu dağıtmak, çembere almak ve kuşatmaktır. Avrupa’nın Rusya karşısındaki stratejik açıkları nerelerdedir? Baltık Denizi (Rusların bu Denizde Kalilingrad üzerinden çıkışı bulunmaktadır.) ve Brents Denizi’dir. Şayet NATO, Brents Denizi’ne hâkim olursa Kanada ve ABD’nin kutup üzerinden gelecek Rus tehdidine karşı anavatanı uzaktan korunmuş olur. Norveç ve İsveç’in NATO’ya katılmasıyla topyekûn İskandinav yarımadası NATO’nun kalesi haline gelecek böylece ABD’nin uzaktan savunması hisara dönüşerek küresel sermayenin iki merkezi olan ABD ve İngiltere emniyete alınacaktır. Bu gün Finlandiya’nın NATO’ya katılmasıyla birlikte bu halka tamamlanmıştır. İsveç’in katılması ise Türkiye’ye tatmin edici cevapların verilmesi ve Rasmus Paludan gibi İslam düşmanlığı zırvasıyla uğraşan ve kimi istihbarat örgütlerinin el altından desteklediği unsurların susturulmasıyla mümkün hale gelecektir.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: NATO sürekli genişleyerek Rusya’yı tehdit göstererek ve gücünü abartarak AB’nin ordu kurmasına mani olmaktadır. Böylece bir taşla iki kuş vurmaktadır. Avrupa ülkelerini kışkırtarak Ukrayna’ya yardım etmeye zorlayarak Rusya’yı giderek çembere almaktadır. Ukrayna Savaşı’nın bitmesini müteakip Rusya’nın parçalanma süreci başlatılacaktır.
TABLO-1 ve 2 ‘de NATO’nun genişleme aşamaları gösterilmiştir.
NATO’nun bütün genişleme istikametleri Rusya’nın aleyhine olmuştur, Rusya Soğuk Savaş’ın bitiminden beri sürekli gerilemektedir. Daha önce Varşova Paktı’na dahil olan; Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya ve Baltık Cumhuriyetlerini (Estonya, Letonya, Litvanya) ve buna ilave olarak eski Yugoslavya içinde yer alan (Makedonya, Karadağ, Slovenya, Hırvatistan) 4 devlet ve Arnavutluk’u NATO’ya kaptırmıştır. Son 30 yılda Rusya Federasyonu sürekli gerilemektedir. Sürekli toprak ve güç kaybetmektedir. Savaşsız, tanksız-topsuz kendi hâkimiyet alanındaki toprakları kaybederek gerilemiş, şimdi sıra anavatanına gelmiştir.
|
||
|