Atlantik İttifakı Çatlıyor mu? TÜRKİYE'NİN YAKIN GELECEĞİ (2)
Halis Özdemir / Gazeteci - Yazar - Program Yapımcısı
04 Mart 2023 - Cumartesi 22:16
Atlantik İttifakı Çatlıyor mu? TÜRKİYE'NİN YAKIN GELECEĞİ (2)
Hrıstiyan ve Yahudi çatışması nereye kadar?
Türkiye’ye saldırılar dört koldan sürüyor!
Türkiye’ye planlı olarak uygulanan finansal abluka kamu otoritesini sarsmaya yöneliktir. Yönetimi yetersiz, çaresiz göstermek kendilerine yerel iş birlikçi bulmak için de fırsattır. Ancak etkin ve yoğun uygulanan finansal kriz, ABD’nin hem içte taraflar hem de dışta karşıtlar arasındaki çok yönlü çatışmalarda Ortadoğu’da ABD’nin başta Ukrayna ve Doğu Akdenizdeki baskısı sonuç itibariyle Türkiye’ye uyguladıkları abluka da istedikleri sonucu vermemiştir. Türkiye’ye uygulanan ablukalardan özellikle finansal olanı Türkiye’yi ekonomik iflasa zorlamaktadır. Bu durumda iç cephede muhalefet oyunu ya görmüyor ya da fırsat olarak görüyor. Bunu zaman gösterecek! Türkiye’yi borç verilemeyecek duruma düşürmek istiyorlar. Sonuçta IMF’ye muhtaç olmasını isteyenler, zorunlu olarak oyunun içinde tutularak sonuç alınmaya çalışılacak. Türkiye, kendisine uygulanan ambargoya itiraz edemeyecek duruma getirilmek isteniyor. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar Türk halkı kendisine reva görülmek istenilenleri anlamakta ve iş birlikçileri artık tanımaktadır. Türkiye tarihi birikimi ve sorumluluğu ile jeopolitik açıdan yeni güç dengelerinde yer alacaktır.
Yeni inşa edicek Türkiye için, bugünkü Türkiye yöneticilerinin bu yeni gelişmeler karşısında Irak özellikle de Suriye meselesiyle bağlantılı bir kuşatmayı kırması gerektiğini bilmelidir.
1916 yılında Sykes-Picot antlaşması BOP çerçevesinde Osmanlı’dan alınan ve ödünç olarak Araplara verilen Irak ve Suriye topraklarının Araplardan geri alınması için başta ABD’nin BOP çerçevesinde 2003 yılında Ortadoğu’yu işgal etmesinin sebebi olduğu bilinen durumdur. Halihazırda Irak ve Suriye politikası, Rusya ve ABD ile Türkiye ve İran arasında tahterevalli oyunu gibi güç denge politikaları sırasında sıcak çatışmalara sebep oldu. Ancak bu süreçte hem Rusya hem de ABD güç kaybına uğradılar. Türkiye ise üstün jeopolitik konumu dolayısıyla dengeleyici bir güç olarak öne çıkması “yeni dünya düzeni” kurucularını telaşlandırmaktadır.
Türkiye Bölgesel etkin güç olma yolunda
Bunun için yapılması gerekenleri kısaca şöyle özetleyebiliriz:
-Türkiye’ye finansal operasyon yapanlar kimlerdir? Dahili iş birlikçileri kimlerdir?
-Türkiye’yi kaosa sürükleyerek askeri darbeden kimler medet ummaktadır?! Beklentileri nelerdir?
Sorularının cevaplarını bularak gerekli aksiyonları almak;
-Dünyadaki güç merkezlerinin Türkiye’ye karşı operasyonlarına Türkiye’nin jeostratejik imkanlarını kullanmak diyebiliriz.
Bunların sağlanması için Türkiye’de aydınlar politikacılar ve devleti yönetenlerin durumu iyi analiz etmeleri ilk adımdır. Diğer adım ise milli birliği sağlama yolunda etkin teşebbüslerde bulunulmaktır.
Türkiye ne İran ne de bölge ülkelerinden birisidir! Türkiye Lübnan da değildir. O nedenle Lübnan’da gerçekleştirilen ekonomik operasyon sonunda ülkenin iflası ile gelişen olaylar Türkiye’de meydana gelmeyecektir.
Türkiye’de askeri müdahale olur mu?
Öncelikle olmaz! Olamaz!
Olmaz ama yapmaktan yaptırmaktan geri durmayacaklardır. Türkiye’de çok denemişlerdir. 1960’ta ve 1980’de başarmışlar 28 Şubat ise yüz karası olarak tarihteki yerini almıştır. Türkiye o günlerdeki yaralarını sarmaya çalışmaktadır.
Finansal kriz çıkarmak hangi yöntemle olursa olsun Türkiye’ye müdahale için kullandıkları ana yollardan biridir.
- Finansal ihtiyaçların karşılanmasına mani olanlar kimlerdir ve bu sorun nasıl çözülür?
- Türkiye’yi ablukaya alarak, halkın huzursuzluğunu kaosa dönüştürerek istenilen askeri darbeden beklenti nedir?
- Güç merkezleri arasındaki güncel fay hatlarındaki kırılmaların hangi sebeplerle doğmaktadır? Ve nasıl sonuçlanabileceği öngörülmektedir?
Asrın Felaketi ile 11 vilayetimizde 15 milyon insan etkilenmiştir. Türkiye büyük can ve mal kaybına uğramış büyük acılar yaşamıştır. Türkiye tam da böyle bir ortamda seçime gitmektedir!
Zaman zaman dile getirilen “Türkiye tam bağımsız değil, tamamen kontrol altında da değil ve yakın gelecekte bu durumun değişeceğine dair emare yok dolayısıyla Türkiye’nin yapabilecekleri bu sebeple sınırlı, hatta yöneticilerin yüksek strateji ve entellektüelleri derinliğe sahip değil,” diyenler şunu bilmeliler; Türkiye son dönemde Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Ermenistan, Irak ve Suriye’de yürüttüğü strateji muhataplarına “çılgın Türklerin” hala hafife alınmayacağını öğretti!
Türkiye jeopolitik konumu ve gelecek öngörüsü açısından en önemli ülke konumundadır. Rothschild ailesinden üç kişinin öldürülmesi güç dengesini değiştirmekle kalmamış, Yahudiler ile Hristiyan Evangelistler arasında yol ayrılığına sebep olmuş aradaki güveni yok etmiştir! Ancak dünyanın ve Ortadoğu’nun dolayısıyla İsrail devletinin geleceği endişesi, ABD’de kendini gösteren Yahudiler ile Hıristiyanlar-Evangelistler arasındaki yol arkadaşlığının sonuna gelinmiş olmasıdır.
Bu olaylardan sonra dünya güç dengelerinde büyük kırılmalar yaşanır. En başta Ukrayna krizi ile dünyada güç dengeleri arasında kriz yaşanmasına sebep olmuştur!
Hristiyanlarla Yahudilerin Hz İsa’nın Kudüs’e ineceği inancı taraflar arasındaki çatışmayı derinleştirmiştir. Yollarını ayırmanın eşiğindedirler.