Al sana medeniyet al sana tarih!
Uygarlık ve medeniyet denilince;
bazen bir yazıyı, makaleyi okurken arşivlemek kayıt altına almak istersinizya işte bu yazı onlardan birisi olduğunu yazının tamamını okuduğunuzda düşüneceğiniz türden bir çalışma yazısıdır.
Buyrunuz…
UYGAR kelimesi Doğu Türkistan’da yaşayan yirminci yüzyılda Çin zulmü altında inim inim inleyen yok edilmekle karşı karşıya olan UYGUR’lardan neşet etmiş, tarihi süreç içinde, uygarlar, uygurlar’a dönüşmüştür.
Uygarlığın beşiği Doğu Türkistan, Uygur Müslümanlarıdır.
İslam medeniyeti, Müslüman Türk ahlakı, İslam medeniyeti periferisinde düşünmek, siyasal ve sosyal yaşam alanlarında İslam medeniyetinin izini sürmek ve medeniyetimiz ile aramıza örülen duvarları yıkmak gelecek inşaası açısından son derece önemlidir.
Bunu yapabilir miyiz?
Evet yaparız.
Nasıl?
Öncelikle kendimiz olarak, kompleksten sıyrılarak ve
bilmediğimiz medeniyetimizi tanıyarak.
Genç nesile aktararak.
Batı medeniyeti olarak sunulan gelişmenin, zenginliğin, bilimin, teknolojinin SADECE batı medeniyetinin ürünü olduğu, bilimin kaynağı olduğu yalanını önce bizim kavrayıp sonra da batı hayranlarına anlatmalıyız.
Batı toplumlarının bugün geldikleri baş döndürücü gelişmelerin temelinde Müslüman ve Türk bilim adamlarının çok önemli katkılarının olduğu gerçeğini ne kadarımız bilmekteyiz?
Bilime ve uygarlığın temelinde katkısı olan bilim adamlarımızı unutmamalı ve unutturmamalıyız.
Batı medeniyeti olarak sunulan kazandıkları teknolojik üstünlüğü insanlığın mutluluğuna değil, insanlığa tahakküm ve zulüm için kullanıldığına şahitlik etmekteyiz.
Merhum Mehmet Akif’in “Tek dişi kalmış canavar” olarak ifade ettiği, özetlediği batı düşünme perkspektifinin/anlayışının ve tarihinin sömürü, katliam, zulüm demek olduğunu, gücü üstün tutan anlayışta olduklarını bilerek, anlatarak.
Anlamak ve anlatmak için çok uzağa gitmeye gerek yok.
İşte medeniyet (!) karneleri…
Bosna’ya bakınız kendilerine teslim olmuş sivil halkı çocuk kadın yaşlı demeden binlercesinin katlini seyretmişlerdir.
Irak’a bakınız, Suriye’ye bakınız kan revan içinde.
Yemen’e bakınız aynı duruma düşürüldü.
Ellerindeki petrol ve kaynakları almak için yaktılar yıktılar.
Sömürülen Afrika’ya bakınız
Daha dün denecek kadar yakın tarihlerine bakınız siyahilere, kızılderililere yapılanlara, siyahilerin İNSAN sayılmadığı ve yirminci yüzyılın başlarında KÖLE yapılmalarına bakınız.
Medeniyet inşaasından ve MEDENİYET tarihinden bahsetmek mümkün değildir.
İslam medeniyetinin, tarihimizin hiçbir yerinde bu ve buna benzer zulüm ve katliamdan bahsedilemez. Katliam, sömürü ve zulme rastlanılamaz.
Ancak tarihimizi bilmemiz gerekiyor. Tarihimizi acımasız batı tarihçilerinden öğrenmeye kalkarsanız bunları öğrenmeniz mümkün değildir.
Onların zihin altında “Türkler Barbardır”, çünkü Türkler Müslümandır.
Müslüman Türk Milletinin tarihinin hiçbir döneminde utanılacak sahifeye rastlayamazsınız.
İmanları gereği olarak “Kul hakkı” ve “Güzel ahlak” eksenli düşünmek, içselleşmiş ve kültür ve medeniyet olarak yaşamlarında yerini almıştır.
Bilim konusuna gelince; öncelikle dünyada çığır açan bilim adamlarımızı ve bilim tarihimizi bilmemiz gerekiyor.
Medeniyet/uygarlık denildiğinde ise,
Doğu Türkistan’daki Müslüman Uygur Türk kardeşlerimizin daha önceleri ulaştıkları uygarlıktan dolayı UYGAR Türkleri olarak anılmakta olduklarını, şimdilerde UYGUR Türkleri şeklinde ifade edildiğini bilmeliyiz.
Uygarlık/Medeniyetten bahsedilecekse İslam coğrafyası ve Müslüman Türk bilim adamlarımızdan bahsedilmeden medeniyetten, medeniyetimizden, ilimden, bilimden bahsedilebilir mi?
Rahmet ve şükranla andığımız, birkaçı müstesna çoğunun ise Türkistanlı öncü bilim ve ilim adamlarımızı ise anlatmadan geçmemiz mümkün değildir.
Vesselam.
(devam edecek)
|
||
|