Reklamı Geç
YAZARLAR
Devletimizi, Kendi Yumruğu ile Nakavt Ettirmeyelim!
Dr. Ercan ÖZÇELİK / Yazar, Eğitimci, Sağlık Yöneticisi
24 Mayıs 2022 - Salı 16:28



Devletimizi, Kendi Yumruğu ile Nakavt Ettirmeyelim!

 

Devlet kendi yumruğu ile nakavt olur mu? Tabii ki olmaması lazım! Ama bu sonuca götüren uygulamaları ve buna karşı akılcı çözümleri de gördük yakın tarihimizde. Mesela, 28 Şubat döneminin ideolojik görüntülü, soygun amaçlı post modern darbesinin yapılma nedenleri arasında, rahmetli Başbakan Necmettin Erbakan ve ekibinin havuz sistemi gibi mükemmel çözümü de vardı. Çünkü şer odaklarının soygun hesaplarını bozmuş, kendi yumruğumuzla nakavt olmamıza karşı çıkmıştı. Kamu kurumları, işletme ihtiyaçları için gereken parayı özel bankalardan yüksek faizle almak zorunda kalıyor, bankalar da bu devlet kurumlarına yine devletin diğer kurumlarından topladıkları mevduatlar üzerinden borç vererek, devletin parasını devlete geri satıp hesapsız karlar elde ediyorlardı. Bu soygun düzenini durduran, havuz sistemi ile devletin parasını devlet için kullandıran Erbakan ve ekibini alaşağı etmeselerdi, belki de bir daha asla aynı tezgahı kuramayacaklardı. Kader hükmünü icra eyledi, bizler acziyetimizle seyretmek ve sonuçlarına katlanmak zorunda kaldık.

 

Bugün de benzer bir soygun düzenini kesintisiz yaşıyoruz! Ulaşabildiğim verilere göre, en son 2020 yılında kamu kurum ve kuruluşlarının elinde 113 Bin kadar motorlu taşıt bulunuyormuş. Söylenen rakamın aşağı yukarı aynı kaldığını varsayalım. Günümüz şartlarında ücretli otoyol ve köprülerin sayısında ve trafik kaynakları içindeki oranında önemli bir yükselme olduğunu biliyoruz. Kamu araçları ne yapıyor? Her kurum ve kuruluşun kendi özel bütçesi olduğu için genellikle acil durum veya vip konuklar gibi özel şartlar olmadıkça paralı yol ve köprü geçişlerini kullanmaktan imtina ediyor, veya en ucuz tarifeli olanı tercih ediyorlar! Çünkü kurum ve kuruluş yöneticileri kendilerine tahsis edilen kısıtlı bütçeyi aşmak istemiyorlar.

 

Kamu kurum ve kuruluşlarına ait araçların, parasız veya eski düşük tarifeli geçişleri kullanmaları devletin daha fazla yakıt giderine, aracın ve personelin daha uzun yolculuk nedeniyle zaman israfına, araçların aşınmasına, halkın kullandığı yollardaki trafiğin artmasına, terör ve sabotaj gibi olumsuzluklara daha fazla maruz kalma riskine yol açıyor. Yani toplam fayda ve maliyet kalemlerine bakacak olursak, devlet kendi yaptırdığı yol ve geçişleri bile kullanmaktan aciz kalıyor.

 

Öte yandan, kamu araçları paralı yol ve geçişleri kullanmasa da dengesizce verilen geçiş garantileri nedeniyle hazinemizden yapılan fark ödemeleri de kesintisiz devam ediyor!

 

Garabete bakar mısınız? Geçiş farkını eksiksiz ödemeye devam eden de Devlet, bütçeleri yetmediği için araçlarını paralı yol ve geçişlere sokamayan da Devlet! İki taraflı kanama hızla devam ediyor. Hiç olmazsa bir tarafı durdurmak mümkün değil mi?

 

Yüce Allah, bizlere hitaben çok sayıda ayet-i kerime içinde "Hâla aklınızı kullanmıyor musunuz?"(Al-i İmran/65), "Hiç düşünmez misiniz?"(Hud/51), "Hâla akıllanmaz mısınız?" (Enbiya/10) diye seslenmiştir. Edinilmiş tecrübelerimizden neden yararlanmıyoruz? Geçmişteki havuz sistemi gibi merkezi bir çözümü kamu araçları için de uygulamak, kolay ve etkili bir yöntem olacaktır.

 

​Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı altında Kamu Araçları Genel Müdürlüğü şeklinde bir teşkilat kurularak, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bütün araçların burada veritabanının tutulması, her türlü otoyol ve köprü geçişlerinde tanınacak merkezi "Kamu HGS" kartı tahsislerinin yapılması, paralı geçişlerinin doğrudan bu genel müdürlük tarafına fatura edilerek kendi bütçesinden ödenmesi doğru olacaktır. Bu şekilde kurum ve kuruluşların sırf bütçe baskısı yüzünden aşırı yakıt ve zaman kaybına uğramaları, araç ve personel verimliliğinden mahrum kalmaları önlenmiş olacaktır. Ayrıca, hazine zaten eksik kalan geçiş garantilerini ödediği için, aynı hizmetin birisi alınmasa da çifte bedel ödeme yükünden kurtulacaktır. Kamu araçları içinde elbette askeri, hassas, gizli görevli vb. niteliklerde olanlar da vardır. Kurulacak Kamu Araçları Genel Müdürlüğü bünyesinde her kritik kurumdan birer temsilci ataması ile kayıt ve işlemlerin güvenliği bilişim teknolojileri eşliğinde sağlanabilir.

 

Başlangıçta paralı otoyol ve geçişler için merkezi bütçe ve kontrol amacıyla kurulan bu teşkilatın, zaman içinde gelişerek kamu araç filosunu işletmeye yetkili gelişmiş bir pozisyona gelmesi de sağlanabilir. Bu gelişim sonucu Kamu Araçları Genel Müdürlüğü sayesinde kamu taşıt filosunun verimli kullanımı, değişim ve yenileme yönetimi, ihtiyaç analizi ve diğer giderlerin takibi yapılarak israf uygulamalarının önüne geçileceği gibi, taşıt alımlarında standart model ve işlevler gibi kontroller de yapılabilir. Olması gereken şey bir kanun düzenlemesi ile Kamu Araçları Genel Müdürlüğünü kurmak, paralı geçiş yönetimini vermek ve diğer rolleri için çalışmak hususunda Cumhurbaşkanlığına gerekli yetkileri tanımlamaktır. Elbette bu teşkilatın sağlam ve dirayetli bir ekiple kurulması, yeni sorunlara yol açmayacak kontrol mekanizmalarının da hazırlanması gereklidir. 

 

Önermek bizden, tevfik Allah'tan, faydalı bulursa uygulamak Sayın Cumhurbaşkanımızdan olsun!

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-sharpsessizistila-gercek-mi-proje-mi-paranoya-mi-813.html

 

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

Diğer Yazıları

Vatandaşa Banknot Zulmü Neden Yapılıyor?
Doğruyu Söylemekle Doğruyu Yaşamak Aynı Şey Değildir!
Sağlık Sistemimizi Çökerten Taşeronlaşma ve Kışkırtılmış Talep Sorunları
Türkiye Varlık Fonu’nu Anayasamıza Uymaya Davet Ediyorum!
Anayasa Değişikliği Yapılacaksa İstediklerimiz ve İstemediklerimiz Nelerdir?
Devlet Memurlarının Talepleri Nelerdir?
İklim Dayatmalarını Ne Kadar Biliyoruz?
Çoktan Kaybettiğimiz Bir Cephe: #Pornografi
Siyonizmle Mücadele Helal Gıdadan Başlar!
Yargı Paketlerinde Neler Olmalıydı?
Karşılıksız Çeke Ceza Varsa, Karşılıksız Vaatlere de Olmalı!
Başıboş Köpekler İçin Kim, Ne Diyor?
Emeklilere Yapılan Haksızlıklar ve Sonuçları
Seçimleri #Önceİnsan Diyebilenler Kazansın!
CHP’de Özgür Özel Dönemi Nasıl Olur?
Aşk Olsun Sana HAMAS!
İhmal Edilen Kahramanlar-4: #İnfazKorumaMemurları
YÖK'e Yok Artık Demek Lazım!
Kimler Bakan OLMASIN?
Mağdur Zorbalığı
Bir İstihdam Hastalığı: #Çalışanİşsizler
İhmal Edilen Kahramanlar-3: #Assubaylar
İhmal Edilen Kahramanlar-2: #UzmanÇavuşlar
İhmal Edilen Kahramanlar-1: #GüvenlikKorucuları
Memurların Durumu Devletimize Yakışıyor mu?
EYT Yangınını SGK Personeli Nasıl Söndürsün?
Kamu Hizmetleri Çakma Kadrolarla Yürütülemez!
Bağ-Kur’lunun Çilesi Ne Zaman Bitecek?
Anne-Baba İle Yaşanan Her An Nimettir!
EYT Mevzusu Neden Bu Kadar Karıştı?
EMEĞİ KAMU SÖMÜRÜRİSE! BAŞKASINA NE DİYELİM?
Erkeklere Düşmanlığınızın Bir Ölçüsü Yok mu?
Zor Ama Haklı Bir Talep: #EhliyetAffı
Bütün kervanlar yolda düzülmek zorunda mı?
YÖK Mağduru Akademisyenler
Milli Eğitimin Akıl Almaz İhmali!..
Hayatta Başıboşluğa Yer Yoktur!
657’nin Kanayan Yarası: #YHS Personeli
Sağlıkta #İsraf Sorunlarımız
Anlaşılamayan Özel İnsanlarımız: #Disleksi
Sessiz İstifayı Biliyorduk!. Ya Sessiz Boşanma?!
Sinsi ve Kadim Düşmanımız: #İSRAF -1
Şimdi Gönül Köprülerini Onarma Zamanı!
Tasması Olmayan Her Köpek Başıboştur!
Ani Ölümleri Neden Sorgulamıyor ve Araştırmıyoruz?
Başıboş Köpek Terörünün Sorumlusu Belediyelerdir!
#Sessizİstila: Gerçek mi, Proje mi, Paranoya mı?
İstanbul Sözleşmesinin Davası Bile Facia!
Krize Dönen Meselemiz: #BaşıboşKöpekler
İletişebildiğimiz Kadar Etkiliyiz!
Konuşulmayan Felaketimiz: #SütkardeşEvliliği
Süresiz Nafaka Sorununa Çözümler Hakkında
Yeni Bir Ramazan Ayına Daha Kavuşurken
Eğri Tezgâhtan Doğru Mamul Çıkmaz!
Boşanmanın Davası Olur mu?
Kadın-Erkek İlişkisinde Şiddetin Temelleri
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Esas Hedefi İslam’dır!
Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları Ne Yapıyor?
28 Şubat Dönemi Geri Gelebilir mi?
Ümitvar Olalım, Güzel Gelişmeler de Var!
Bir Cinayetin Anatomisi, Algı ve Olgu Gerçeği
Hanımefendiler, Asıl Düşmanınız Kim Biliyor musunuz?
Yasalarla Çökertilen Aileyi Genelgeler Doğrultamaz!
İlköğretimde Sınıfta Kalma Geri Gelmelidir!
Bütün Suç Sabetaycılarda mı?
Mutlu Bir Evlilik İçin: Erkekler Söylesin! Kadınlar Göstersin!
“Kadına Pozitif Ayrımcılık” Erkeğe Zulmün Süslü İfadesidir!
Hastalıklarımızdan Dersimizi Alabiliyor muyuz?
Hayvan Hakları Yasası Değişti. Sorunlar Çözüldü mü?
Erkeklere Yönelik Şiddete Dur Diyecek Yok mu?
Kamuda Yeni Trend Örgütsel Mobbing mi Oldu?
Camdan Köşklerde Oturanlar, Başkasına Taş Atmasınlar!
Kuzuyu Kurda Teslim Eden Sistemden Hayır Gelir mi?
Orman Yangınları Bizi Nelerle Yüzleştirdi?
Erkeklerin Namus ve Şerefleri Kadınlara Emanettir!
Mutluluğun Sırrı Haddini Bilmekte Saklı!
Hayatımızdan Allah’ı Çıkardık, Nefsine Zulmedenlerden Olduk!
İstanbul Sözleşmesi Bitti. Şimdi Ne Yapmalıyız?
Neden Bütün Şerli Yollar İstanbul Sözleşmesine Çıkıyor?
Sağlık Personeli Neden Mutsuz ve Umutsuz?
Emekçilerin Baş Belası: Gelir Vergisi Matrahı
Allah Kimseyi Gördüğünden Geri Koymasın!
Modası Asla Geçmeyen Şeyler: Hamaset ve Cerbeze
İstanbul Sözleşmesi Ateşe Çağırıyor!
Ehliyet ve Liyakatten Neler Anlıyoruz?
Sadece Lafta Bıraktığımız Şeyler: Ehliyet ve Liyakat
Allah Adildir, Kullarının Çoğu Zalimdir!
Paradigmamızı Değiştirmemiz Lazım!
Ben Babamdan Öğrendim!
Başımızdaki Belaları, Aslında Biz Erkekler Çağırdık!
Kökü Kazınacak Geleneklerimiz de Var!
Neden #ÖnceAİLE Demeliyiz?
Süslü Kelimeler Acı Gerçekleri Kapatamaz!
Ben Babamı Değil, Kendimi Yıkadım Aslında