GELENEKSEL TABİR İLE “İB..LİK” VE FUHŞİYAT NASIL MEŞRULAŞTIRILIR?
Artık bu işler ayağa düştü, arsızca, fütursuzca kutsal değere saldırılıyor ve alay konusu yapılıyor. Bir yandan dışarıdaki İslamifobik çevrelerin saldırıları, öte yandan onların içerideki işbirlikçileri, ahlaksızlığı, fuhşiyatı, edepsizliği, ib..liği onur diye takdim etmeye devam ediyorlar.
Bunun son örneklerinden biri de kadir gecesi, bir hava yolu şirketinin çalışanlarından geldi. Neyse ki, bu edepsizlerin işine son verildi, ama bu edepsizliğe sahip çıkanlar da oldu.
Bizim geleneğimizde, insan birine hakaret ettiği zaman “ib..” kelimesini kullanmış ise ona “puşt, kaypak, arsız, namussuz, güvenilmez adam, şahsiyetsiz” kişi demiş olur ve onu aşağılamış olursunuz. Çağımız öyle bir propaganda çağı haline geldi ki artık “ib..” diyerek birine hakaret edemiyorsunuz. İb..ye ib.. diyemiyorsunuz, LGBTİ diyorsunuz. LGBTİ’nin ne manaya geldiğini bilmediğiniz için her halde doğal bir hak, insani bir şey sanıyorsunuz. Kelimenin manasını deştiğinizde ib..likten daha feci bir şey olduğunu anlıyorsunuz. Niçin böyle yapıyorlar? LGBTİQ+ gibi kelimelerin arkasına gizleyerek insanlarımızın anlayamayacağı, bilemeyeceği sapıklığın, azgınlığın fahişeliğin, yoldan çıkmışlığın adeta yarışı yapılmaktadır.
Peki, LGBTİQ+ ne anlama gelmektedir?
Önce bu çevreler İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde pozitif ayırımcılığa sahip, dezavantajlı bir topluluk ve onlar bu yedikleri halt ile onur duyuyorlar. Bazı partiler ve holdingler, hatta belediyeler de bunlara destek veriyor.
Peki LGBTİQ+ ne demek? Dikkat bu harflerle ifade edilen durumları Türkçe söylerseniz, hakaret, edepsizlik, ahlaksızlık oluyor.
Şimdi önce bunu açıklayalım.
L : LEZBİYEN; Kadın kadına sapkın ilişki.
G: GAY; Erkek erkeğe sapkın ilişki.
B: BİSEKSÜEL; Aynı anda kadın, kadın ve erkekle!.. erkek, erkek ve kadınla ilişki.
T: TRANS; Erkeklikten kadınlığa, kadınlıktan erkekliğe ameliyat ile geçiş yapmış azmışlık ve azgınlıkta zirve yapmış kişi
İ: İNTERSEKS; ikili ilişki (hem erkeksi hem de kadınsı cinsiyet özelliklerine sahip olan insanların durumunu belirtir yani iki cinsiyetle ilişki)
Q: QUERY; Fantezide sınır tanımamak yani zoofili (hayvanlarla), pedofili (küçük çocuklarla) artık akla hayale gelmez türlü sapkınlıklar.
+: Hayal gücü zorlanarak yeni sapıklıklar ve ensest ilişkiler bulma yarışı (Zevk için her şey mubah fikrinde sınır tanımamak)
İşte günlük hayatta duyduğumuz, küresel çetenin insanlığa dayattığı LGBTİQ+ nın esas manası bu!.. Özgürlük verilmesini istedikleri ise yukarıda bizim dahi yazarken yüzümüzün kızardığı elimizin titrediği bu sapkın davranış ve filler.
Geçmişte grup seks, eş değiştirme (swinger), ensest ilişki gibi davranışları kınar yüz kızartıcı bulur, söz edilmesinden rahatsız olurduk. Küresel çetenin insanlığı ifsat etme projeleri bu davranışları yolda bırakacak çirkinliktedir. Azgın fiillerin meşrulaştırması sonucu ahlaki değerlerimiz yerle yeksan olmaktadır. Demokrasi ve özgürlük adına insan hakları adına hareket ettiğini söyleyen bu azgın zümre sapık papazlar bularak nikâh kıydırmakta, bu evlilikleri dini açıdan da meşrulaştırmak istemektedirler. Hatta birkaç nikâh kıyıldığı ile ilgili haberleri medyadan okumuştuk.
İnsanın biyolojik yapısına baktığımız zaman her organın bir işlevi bir görevi vardır ve bu o göreve uygun vazife yapsın diye yaratılmıştır.
İnsan parmağıyla göremez. Kulağı ile yemek yiyemez, burnu ile de küçük abdestini yapamaz. İnsan zümresinin dişi ve erkekteki organ yapısı bellidir. Bunların boyutları derinliği uzunluğu mütenasip yaratılmıştır. Erkeğin cinsel organı atın penisi kadar iri, tavşanınki kadar küçük olsa insan nesli devam etmezdi. Bu organların etrafında bu organları destekleyen diğer organlara bakıldığında üreme işlevini yerine getirmek için şekillenmiştir. Büyük abdest organını kadın cinsel organı gibi kullanmak yaratılışın tabii dokusuna aykırıdır. Hayvanlar âleminde dahi hiçbir hayvanda yukarıda bahsettiğimiz şekilde bir eşcinsel, sapık, bir ilişkiye rastlayamazsınız. Köpekler – kurtlar - aslanlar - kaplanlar – ayılar - kendi füruğu (altsoyları) ile asla ilişkiye girmezler. Cenab-ı Hak Teâlâ bu hayvanların yanlış ilişki kurmasının yolunu bu fiilleri onların aklından fikrinden çıkartarak kapatmıştır. Yüce Allah insan vücudu üzerinde bir şey yapılmasını istemediği fiilleri acı duygusu ile veya ıstırap verici bir engelleme ile mani olmaktadır. Ancak insan yanlışlardan aklını kullanarak uzaklaşması istendiğinden, iradesine geniş yetki verilmiş, vahiyle yasaklar tebliğ edilmiştir. Eğer sapıklıkta sınır tanımaz iseniz köpeklerden ve ayılardan daha aşağı statüyü kabul etmiş oluyorsunuz.
Sapıklık, hayvanlar âleminde bilinmeyen bir konudur. Hayvanlar sapık işler asla yapmaz. Sadece insanoğluna iradi olarak hareket etme özelliği verildiği için azmanın şımarmanın türlü türlü yolunu bulmaktadır.
Biz, kutsal metinlerden biliyoruz ki livata, ibnelik, gayri tabi mukaranet büyük suçtur ve Cenab-ı Allah tarafından şiddetle cezalandırılmıştır. Normalde hiçbir insan cesedi durduk yere taşlaşmaz ceset çürümeye meyillidir. Ölü insan 3- 5 bin yıl içinde tamamen kül ve toprak haline gelir. Ama LGBTİQ+ ifadesi ile anlattığımız fiilleri işleyen POMPEO halkı, yerle yeksan edilerek yok edilmiş, cesetleri de taşlaştırılarak yüzlerindeki azap ifadesi ile birlikte, bu güne kadar bir ibret vesikası olarak gelmiştir.
LUT kavminin başına geleni de zaten herkes biliyor. Anlatmaya gerek yok. İşin geldiği bu noktada artık gökkuşağın her rengi yanında yeşil sermaye gibi mesela yeşil feministler, yeşil Kemalistler de var.
Şimdi Gelelim Aleyna Tilki Meselesine
Galiba Alayna Tilki hiç ölmeyeceğini sanıyor!.. Yada İnsanın dünyaya bir defa gelip yok olacağını, hesap vermeyeceğini düşünüyor. Dünyanın kadim (devamlı) olduğunu zannediyor. Ya da para hırsı gözünü bürümüş her şeyin dünyan ibaret olduğunu zannediyor. Motosikletin üzerinde soyunma sahneleri, yatakların yorganların üzerinde çırıl çıplak topuklu ayakkabılar ile zıplamalar, dans etmeler, acayip acayip hareketler, erkek mi, kadın mı olduğu belli olmayan bir tipin elinden tutup, ailesine görünmeden kendi yatak odasına sokmalar. Acayip bir müzik ve ezoterik sahneler…
Şimdi bu hareketlerden hangi manayı çıkartırsınız? Ey namuslu kızlar! benim gibi cinsiyeti belirsiz bireyle birlikte olunuz. Ailenizden gizli yatak odanıza istediğinizi alın çılgınlar gibi hareket edin. Şımardıkça şımarın, azdıkça azın, çıplaklıkta teşhircilikte sınır tanımayın mesajı verilmektedir.
Acaba bunları niçin yapmaktadır?
Yıllar önce Altın Kelebek ödülünde “Tilki” ye bu kıyafeti kim giydirdi demiş ve bu işin perde arkasına şöyle bir bakmıştık. Yüzbinlerin izleyip okuduğu makaleye ve konu ile alakalı yapmış olduğum programa bu linkten ulaşabilirsiniz.
2018’de bu konuyu gündeme getirdiğimde o güne kadarki süreçten bahsetmiştim. Şimdi konuyu şöyle hatırlama babından özetleyelim.
“Monarch projesi”; illuminatiye (antichrist) hizmet edip ruhunu şeytana satan birçok dünya starına uygulanan bir zihin kontrolüdür. Ayrıca Monarch bir kelebek türünün adıdır.
Monarch kelebeklerinin 3 evresi vardır.
1- Kurtçuk
2- Koza
3- Kelebek oluş
Bu evreleri ‘Monarch Projesi’ne uyguladığınızda bakın nasıl bir tablo çıkıyor ortaya..
1- Keşfedilmeyen sanatçıları ya da kurbanların keşfedip şeytana hizmet etmeye başlamadan önceki döneme “kurtçuk” adı veriliyor.
2- Keşfedilip, programlanıp şeytanın kölesi olduğu hizmete hazır hale getirildiği döneme döneme “Koza” deniyor.
3- Şeytanın hizmetinde gelişip büyüyüp yükselişine ve şeytana hizmet etmesine ise “kelebek olma” hali şeklinde ifade ediliyor.
Aleyna Tilki, altın kelebek ödül töreninde kırmızı kıyafeti, başındaki kırmızı boynuzlar, elindeki kelebek gitarı ile dünya’da birçok örneği olduğu gibi, sanki müzik piyasasını yöneten şeytani grupların bir parçası gibi davranıyordu. Eli ile de satanist işareti yapıyor ve kendini buraya çıkaran güce diyerek sanki şükranlarını sunuyordu.
Tekrar sormak gerekir… Bunlar tamamen tesadüf mü? Bilmem.
(Yanda paylaştığım fotoğrafı ve yazının sonundaki videoyu inceleyiniz)
Eğer durum böyle ise ki istemem. Bir genç kızın karanlık güçlerin elinde oyuncak olması ve dünya’yı kasıp kavuran bir belanın emirlerini uygulayarak gençlerimize kötü örnek olması aklıselim sahibi herkesi derinden yaralar. Bir evladımızı daha elimizde tutamamanın ve karanlık mihraklara yem etmenin burukluğu ile yaşamak ağır gelir insana…
Tablo bu ise, yazık bize ki.. Yine treni kaçırdık. Gözümüzün önünde büyütülen kelebeği yine göremedik ve engel olamadık.. Eyvah bize ki yine küçük bir kızın elinden tutamadık.. Ona büyüklük, ağabeylik, ablalık yapamadık.
Şimdi şeytanın emrinde olmayan kelebeklerin yani kendi evlatlarımızın kurtçuk olma halinden (bebek) koza halinden (genç) ve kelebek (Yaradan’ına, ailesine, milletine, hayırlı bir birey) olma haline kadar bizler melek olacağız geleceğimiz yavrularımızı şeytanlara ve onların sinsi tuzaklarına yem etmeyeceğiz.
Ama şunu iyi biliniz ki mahşere kadar bazen timsah gözyaşları ile bazen de Allah’ın adını kullanıp belamlar gibi gelip bizleri yoldan çıkarmaya zehirlemeye çalışacaklardır.
Peki, bizim safımız doğrunun yanında olup, eşrefi mahlûkat olmak mı? Yoksa yanlış işlere imza atıp şeytanın arkadaşı şeytanlaşan insan olmak mı olacak? Karar bizim!…
Allah milletimizi bu şer odaklarının fitnesinden korusun.
Unutmayalım ki, haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır. Size dokunmayan yılan bin yaşarsa, gün gelir size de uğrar. Bu olaylar artık sokağa taştı. Medya bunlara çanak tutuyor, batılı fonların desteklediği STKları var, bunlara destek veren sermaye ve barolar var ve dindar çevrelerde ise derin sessizlik söz konusu. Bu çevreler bu konuda yönetimin adım atmasını bekliyorlar ama yönetime yakın çevreler İstanbul Sözleşmesinin omurgasını oluşturan “toplumsal cinsiyet” kavramını “adalet” (toplumsal adalet) etiketi ile savunmaya devam ediyorlar. Ve tabi bilim ocağı olması gereken üniversitelerin adını kullanabiliyorlar.
Ezcümle bir belediye çöpleri görmezlikten gelirse önce mahalle sonra tüm belediye daha sonra tüm şehir kokar.
Evinizde klozete bırakılanların üzerine sifon çekilmez ise önce banyo sonra ev daha sonra apartman kokar.
Bu işin "şüyuu vukuunu geçti." Peki siz ne zaman sifonu çekeceksiniz?
Mevlana'nın şu veciz sözü ile bitirelim.
"Bir cümle yeter sözden anlayana, Destan yazsan fark etmez laftan anlamayana."
|
||||||||||||||
|