Reklamı Geç
YAZARLAR
MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA
Muhammet BİNİCİ
20 Nisan 2022 - Çarşamba 16:15

 

MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA

 

Sinema günümüzde herkesin ilgiyle takip ettiği ve sevdiği bir sanat dalıdır. Sinemanın bulunuşu dünya için devrim niteliğinde bir olay olarak kabul edilir. Sinema sanata yeni bir boyut kazandırır ve birçok sanat dalından daha fazla ilgiyle karşılanır. Hemen herkes, çocuğundan yaşlısına sinemaya bir kez olsun gitmiştir ya da evlerinde sinema filmi seyretmiştir. Herkese ulaşan ve herkese dokunmayı başaran bir sanat dalı olduğu için sinemanın önemi giderek artmıştır.


Louis ve Auguste Lumiere kardeşlerin kamera ve projektörün bir arada olduğu "Sinematograf" aletini icat ettikten sonra sanattan çok bir belgeleme aracı olarak keşfedilen dünya sinemasında, ilk film gösterimleri de Lumiere Kardeşler'in çektikleri kısa filmlerle birlikte 1895'te başladı.


Edwin Porter, “Büyük Tren Soygunu” isimli sinema tarihinin en önemli eserlerinden biri olan filmi çekti. Büyük Tren Soygunu isimli film günümüz sinemasını oluşturan film olarak kabul edilir.


1902'de İngiliz mucit Edward Raymond Turner tarafından çekilen, “papağan”, dünyanın ilk renkli sinema filmi olarak kayıtlara geçti.


1906'da Avustralya'da 70 dakikalık bir film gösterime girdi ve o zamana kadar yapılmış en uzun film oldu.


Sessiz sinema döneminde ayrıca 1911'de ilk kez filmlerin başında jenerik yayınlanırken, sektör yavaş yavaş Hollywood'a kaydı. Hollywood, film sektörünü sanayi haline getirdi. 1914’ten sonra sessiz filmden sesli film dönemine geçildi.


Sesli sinemayla birlikte, filmlerdeki gerçeklik duygusu arttı, izleyici sayılarındaki artış, ABD'de büyük şirketlerin egemenliğini ve bu şirketlerin kitlesel olarak film çektikleri stüdyo sistemini güçlendirdi. Filmcilik sanayi dalı haline geldi.


İlk Türk sineması 19 Mart 1910'da "Milli Sinema" adıyla kuruldu, Türkiye'de sinemanın kurumlaşması 1915'te gerçekleştirildi. Enver Paşa, 1915'te Merkez Ordu Sinema Dairesi'ni (MOSD) kurarak, Türk Sineması'nın kurumlaşmasının temellerini attı. "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı belgesel Türk Sineması'nın ilk eseridir. 1922'de çekilen "Ateşten Gömlek" adlı filmle Türkiye’de sinemacılık başladı.


1960’a kadar olan dönemde yabancı filmler Türk sinemasında önemli rol oynadı ve çok izlendi, bu filmler arasında özellikle ABD ve Mısır yapımı filmler önemli yer tuttu. 


Piyasa hâkimiyeti 1967'den itibaren yapımı hızla artan renkli filmlere geçtiği bu dönemde ayrıca Türk sineması, ABD sinemasının önüne geçti ve birçok yeni yapımcı ortaya çıktı. "Yeşilçam" olarak da adlandırılan bu dönemde, 1966'da Türk Sineması 241 filmle, dünya uzun metraj film üretimi sıralamasında 4. sırayı aldı. Yapım, üretim ve dağıtım gücü açısından bu dönem, ayrıca Türk Sineması'nın altın çağı olarak belirtilmektedir. Bütün bu başarının yanında filmlerde içerik yoktu, havadan sudan konuları ele alan, köylü kurnazlıklarını hikâye eden inek şaban türü filmlerden ibaretti.


1995'ten sonra video, VCD ve DVD formatlarının yaygınlaşarak alternatif izleme alanlarının ortaya çıkması ile sinema sektöründe ayrıca bir düşüş yaşandı.


2004'te çıkarılan 5224 sayılı "Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması İle Desteklenmesi Hakkında Kanun" ile Türk Sinemasına devlet desteği sağlandı, daha sonra çıkartılan “Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile sektöre geniş imkânlar sağlandı.


Bütün bu gelişmelere paralel olarak, senaryo, mizanpaj, sahne endüstrisinde büyük değişiklikler oldu, sinema sektörüne sanal stüdyo tekniği girdi. Sinema filmlerini masa başından üretme, daha kalabalık oyuncular tarafından oynanıyormuş hissi vermek gibi teknikler devreye girdi. Özellikle video işleme ve montaj tekniklerindeki gelişmeler sinema sektörüne gerçek ötesi sahneler çekme, işleme ve yayınlama gücü kazandırdı. Metaverse (sanal gerçeklik) kavramının sinema sektörüne girmesi film çekimi ve yayınlanmasına yeni bir boyut getirecek çapta yeni bir dönüşüme sebep olması beklenmektedir.


Sinemanın kültür ihracında önemli bir rol oynamaya başladığı dönemde Türk sineması mantık itibariyle yerinde saydı. “Türkiye’de Sinema Sansür Tarihi” isimli 3 ciltlik kitap yayınlandı. Bu kitap 1932-1988 arasında Film Denetleme Kurullarının aldığı sansür kararlarını kapsıyor. Burada alınan sansür kararlarına baktığımızda Türk sinemasının milli kültür ekseninde çalışamayacağı; milli, özgün eserler üretemeyeceği açıktır. Nitekim film isimleri ve sahnelerde geçen konuşmalara bakıldığında Türk sinemasının soytarılığın ötesine geçmesine müsaade edilmediği görülmektedir.


Film isimlerinden örnekler: Salako Akıllı Kirve, Abuk Subuk Bir Film, Düttürü Dünya, Yağmur Yağarsa Anırırım, Kaçamak, Karakomik


Filmlerde geçen ifadeler: Yeşilçam’ın Carmen’i olacağım… Sinemada estetik olan çıplaklığa evet diyorum… Kararsız kız sinemayı seçti… Ne kadar sallarsan salla, dona düşer son damla…


Türkiye’de Sinema Sansür Tarihi kitabında yer alan ve 1932-1988 arasında Film Denetleme Kurullarının aldığı kararlardan bazılarını aşağıda sunuyoruz:


Yapımcı ve Yönetmen Ali Osman Emirosmanoğlu, Türkay Şoray’ın oynadığı Birleşen Yollar’ın (1970) önce sansür kurulundan geçemediğini anlattı. Sonra Yücel Çakmaklı ile Ankara’ya giderler. Hatırlı kişiler devreye girer ve film Feyza’nın rüyasının sonunda Kâbe’yi gördüğü sahnenin çıkarılması şartıyla vize alır.


Kezban: Tabutun ilahilerle mezara götürülmesi  (1957)

Dağlar Sahibi Yörük Efe: Hat levhası (1959)

Tilki Leman: Çarşaflı ve eli değnekli görünen ihtiyar kadın (1958)

Kanlı Pınar: Şeytan doldurur ifadesi (1957)

Hicran Yarası: Eyüp Camiindeki tekbir sesleri (1958)

Zamane Çocukları: Mevlit sahneleri (1962)

İbo Krallar Kralı: Hafız kelimesi (1963)

Oku Beşikten Mezara Kadar: Hocanın Kuran kursunda ders vermesi (1972)

Çöl Kızı Cemile: Ezan ve namaz kısmı çıkartılsın (1938)

Canavar: Ezan çıkartılsın (1948)

Boş Beşik: Çocuğa ezan sesi ile isim konması (1952)

Haram Lokma: Öğretmenin ibrikle abdest alması (1963)

Zafer Yıldızı: Cepheye giden askerlerin namaz kılması (1958)

Beş Hasta Var: Mezara gidip dua edilmesi sahnesinin kaldırılması (1956)

Yüz Liraya Evlenilmez: Kuran-ı Kerim öpülen sahnenin çıkartılması

Bu kararlar milli İslami kimliğin inkârından başka bir şey değildir.
               

Bu kararlardan anlaşılacağı üzere Türk sinemasının milli aksiyon üretmesi, milli kimlik değerlerini, ahlakı koruyacak iş yapmasının imkânı ihtimali yoktur. Sansür kurulları adeta İslam’a ve milli değerlere karşı düşmanca tavır takınmıştır. Bu durum Türk sinemasının gelişmesini kösteklemiş, Türk seyircileri yabancı film ve dizileri izlemeye zorlamıştır.


Uzun yıllar Türk sinema izleyicileri Amerikan, Hint ve Güney Amerika yapımı filmleri izledi. Türk sinema sektörü endüstriyel manada film çekim platformlarına sahip olamadı. Sinemacılık sektörü ABD’nin dünya hâkimiyetinde önemli rol oynadı. Okla uçak düşüren rambo filmleri, bombanın tesir etmediği gerçeküstü insan tiplemeleri Amerika’nın yenilmezliği ve üstünlüğü fikrini derinden derine işledi. Batı kaynaklı bazı filmlerin korku sahneleri, psikopat insan tiplemeleri ile toplumların halet-i ruhiyesini bozdu. İnsanlara cinayet işlemenin yeni yöntemlerini öğretti. Milletimizin ahlakını, örf ve adetlerini bozması bir tarafa insan ilişkilerini değiştiren egoist bir yapı oluşmasına zemin hazırladı.


Maalesef Türk sinema sektörü ve birçok aktörün milli İslami kimliğimizi temsil eden mantığa sahip olmaması, bu bozulmada önemli rol oynadı. Bu gidişatın değiştirilmesi şart oldu.


"Adanış Kutsal Kavga" filmi Türk sinema sektörüne yeniden canlılık getirecek bir çekim olarak görülmektedir. Sinema sahnelerindeki hareketlilik, rambo filmlerinin çok üstündedir. Filmin konusunun işlendiği senaryo mükemmelin üstündedir. Bu filmle birlikte Türk sinema sektörünün yükselişe geçeceği, insanlığa yön verecek ahlaki değerleri aşılayacak bir vasıf kazanacağı değerlendirilmelidir.

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-madenlerimiz-yeni-teknolojilerin-hammaddesi-bizi-bekleyen-tehlikeler-788.html

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

Diğer Yazıları

Milli Güç Yolunda Eğitim: Aile ve Savunma Sanayii
Yapay zekâ ile yönlendirilen katliamlar
Genç avukatların sessiz çığlığı: İntiharın eşiğinden dönüş
Sosyal medya ve yalanlar: Yeni düzenlemelerle güvenli bir gelecek!
Sinyal savaşları: Çağrı cihazları ve telsiz patlamalarının gerçek sebepleri
Öngörünün Gücü ve Milli Teknoloji Hamlesi
Türkiye’nin vicdanını sarsan kayıp! Asıl soru: ‘Acı Son Narin’in mi?’ Yoksa Bizim mi?
Narin’i Konuşuyoruz, Peki Sessiz ve Gölgede Kalan Diğer 31 Çocuk?
Karaburun’da Huzur ve Konfor ve Ege’nin Gizli Hazinesi
Cancan ve Umudun Işığı
“ÇANAKKALE” den Giremediler, “ÇANAK” tan Girdiler
Vicdansızlığın Perdesi Aralanıyor!..
Adaletin Çığlığı ve Vicdan Testi
Evlilik ve Toplum, Tehditler ve Çözüm Önerileri
15 Temmuz “Dört Vesayetin Sonu
​Toplumsal Vicdanın Zaferi ve Görünmeyen Kahramanların Mücadelesi
Geliyor Gelmekte Olan!.. Biyolojik Terör Kapımızda!..
Eğitimin Pilotları: Geleceği İnşa Eden ve Zorluklara Göğüs Geren Öğretmenlerimiz
Okul Kıyafetleri ve Toplumsal Ayrışma! Kocaeli Olayının Düşündürdükleri!
Köpek lobisi ve toplum üzerindeki etkileri
Algıların Köpek Dansı: Adalet ve Sorumluluk Arasındaki İnce Çizgi
Çocuklar Neden Camiye Gitmek İstemiyor?
Yaşlıların Bir Araya Gelerek Ancak Bir Kirayı Ödeyebilmesi: Bir İroni mi, Yoksa Dram mı?
Bayramın Derin Anlamları ve Bir Ömre Sığdırılan Hasret
Dönüşüm rüzgarı: Bir halkın direnişi ve gelecek arayışı
Siyasi Liderlerin Eğitim ve Nitelik Seviyesinin Toplum Yönetimindeki Önemi
Moskova'daki Terör Saldırısı ve Biyolojik Savaşın Gölgesinde Dünya: 4. Dünya Savaşı'nın Ayak İzleri
Geleceğimizin Kıyameti “Asbest,” Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşümün Karanlık Yüzü
Gökdelenlerin Gölgesindeki İroni: Depremler, Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşüm
Zihinsel esaret: Afyonların ardındaki gerçek tehlike ve islami değerlere sadık kalma çağrısı
Görünmeyen Düşman: Kutuplaştırma ve İdeolojik Savaş
Dikey Yapılaşma ve Mahalle Kültürünün Erozyonu: Bir Hikâyenin Ardında Saklı Öğütler ve Tehlikeler
Alın Size Mektup!.. Alın Size Belge!.. İşte Danya’nın Mektubu Filistin’in ve Danya’nın Sessiz Çığlığı!..
TFF’nin Sponsorluk Skandalı, Futbolda Çizgi Aşımı ve Toplumsal Bilinç Uyarısı!..
Çifte Standartlar ve Sessiz Çığlık - Epstein Davası Üzerinden İslam Dünyasına Sesleniş
Süper Kupa Olayları ve Ardındaki Sorular - Türkiye Futbol Federasyonu, Protokol Detayları ve Toplumsal Dinamikler
Yılbaşı Kutlamalarının Dini Perspektiflere Göre Derinlemesine Analizi
Teğmen Krizi ve Askerlik Anlayışı: Geçmişten Günümüze Derin Bir Bakış
Balfour Deklarasyonu ile Başlayan Filistin'in Kırık Hikâyesi
Abdülhamit ve Herzl Penceresinden Yahudilerin Filistin Toprakları Üzerine Kirli Planı
II. Haçlı Seferi, Anadolu Selçuklu Direnci, Haşhaşilerin Kiralık Savaşı, Papa'nın Kaygıları ve Nûreddin Mahmud Zengî'nin Zaferi
SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA DOLAŞAN DEPREM YALANLARI
Yaşarken Enkaz Haline Gelenleri Kim Kurtaracak?
Oysa ülkeyi yönetenlerin Hz. Ömer olması gerekmiyor muydu?
BATI ile yatıp, BATIL ile kalkmak: KURAN-I KERİM’E TEKME ATMAK!..
Ramazan Ayında Şehvetin Azması (!)
GELENEKSEL TABİR İLE “İB..LİK” VE FUHŞİYAT NASIL MEŞRULAŞTIRILIR?
Metropolden Köye, Köyden Mezraya
Madenlerimiz Yeni Teknolojilerin Hammaddesi & Bizi Bekleyen Tehlikeler
DİLİPAK, MAHKEMEDEKİ SAVUNMASINDA “ASLINDA SAVUNDUĞUM KİŞİLER TARAFINDAN SUÇLANDIM.”
METAVERSE (SANAL GERÇEKLİK)
KÜRESEL SALGIN İNSANLIĞI ÇARESİZLİĞE SÜRÜKLÜYOR!..
YAHUDİLİĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI
Eşcinseller Neden 20 Yıl Daha Az Yaşıyor!..
9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ'NDE İSLAMİ EĞİTİM
Göç ve Göçmen Meselesi
1 Teklifim Var!.. Hem 500 Kat Fazla Verim Elde Edelim! Hem de Ormanlarımız Geri Gelsin!
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -2-
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -1-
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -IV-
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -III-
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -II-
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -I-
Filistin Meselesi ve Tarihten Günümüze Yahudiler!.
Tek Kuşak Tek Yol Projesi ve Çin Hegemonyası
Hayvanlar Alemine Dönüş
Tehlike'nin Farkında mısınız? Dünyada - Türkiye'de ETCEP Uygulaması ve Topluma Yansıması
Şimdi Dünyayı Ne Bekliyor?
Kurtuluşa Giden Yolculuk BENİM AİLEM -1-
Benim Ailem
Küresel Soykırım
Dil (Ses) Eğitimi
Tarihsel ve Stratejik Anlamda İstanbul’un Girit ve Diğer Depremlerle Bağlantısı - Büyük İstanbul Depremi
Dikkat!.. Yeni Tehlikenin Adı Mavi Bebek (Blue Baby)
bncmedyahaber.com Yazarı Muhammet Binici Kimdir?