Reklamı Geç
YAZARLAR
Kuzuyu Kurda Teslim Eden Sistemden Hayır Gelir mi?
Dr. Ercan ÖZÇELİK / Yazar, Eğitimci, Sağlık Yöneticisi
13 Ağustos 2021 - Cuma 11:08

 

Kuzuyu Kurda Teslim Eden Sistemden Hayır Gelir mi?

 

Her ne kadar, ülkemizdeki hükumet sistemi değişmiş, Bakanlar Kurulunun yapısı, üyeleri ve yetkileri itibarı ile farklılaşmış ise de kurumların yönetiminde halen en etkili sistem olarak bakanlık teşkilatları hüküm sürmektedir.
 

Bazı kurumların veya alanların, aynı Bakanlık çatısı altında birleştirilmesi, görünüşte pratiklik ve tasarruf gibi gözükse de aslında yönetimde kolaylık ve sindirimde rahatlık için yapılmış gibidir!
 

Ne demek istediğimi örnekler üzerinden açıklayayım:

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı asla birlikte olmaması gereken bakanlıklardır. Burada Çevre kısmı kuzu, Şehircilik de kurt gibi güçlü ve baskındır. Çevre yapısının Şehircilikle birlikte aynı ekiple yönetilmesi ve uyuma zorlanması, hırslı müteahhitlerin ve rant fırsatçılarının karşısında zayıflatılması sonucunu doğurur. Çünkü, ekonomik gücü yönetenler, hem siyasette hem de bürokraside her zaman daha etkilidirler!
 

Tarım ve Orman Bakanlığının da bir arada olması sistematik ve mantıksal bir hatadır! Çünkü birinin varlığı ve gelişimi, diğerinin yokluğunu ve gerilemesini gerektirir. Orman alanları iki nedenle yok edilir: Ya doğrudan imar ve iskana açılır veya tarım alanlarına çevrilir. Orman kısmı her zaman üvey evlat gibi zayıf ve korumasız kalır. Tarım önemli ve gereklidir ama Ormanlar ile dost olduğu söylenemez. O yüzden ayrı ve objektif ekipler tarafından yönetilmeleri ve gözetilmeleri gerekir.


 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da başarısız bir eşleşme örneğidir. Çalışma kısmı üretime odaklı iken, sosyal güvenlik kısmı ise prim ödeyenler ve korunan kesimler özelinde tüketime ve harcamaya odaklıdır. Mevcut Bakanlık teşkilatı incelendiğinde, tamamen çalışma odaklı yapılandığı, sosyal güvenlik tarafını temsil eden Sosyal Güvenlik Kurumu / SGK'nın sadece ilgili kuruluşlar sekmesinde eğreti bir ilişki içinde kaldığı görülecektir.
 

SGK'nın bağlı olması gereken yer aslında Sağlık Bakanlığıdır! Buna karşılık Sağlık Bakanlığının da ülkenin en büyük hastane işletmecisi ve SGK'nın müşterisi gibi davranmayı bırakarak, asıl görevi olan sağlığın korunması, hizmet ve ürün kalite standartlarının belirlenmesi, denetlenmesi, sağlık sektöründeki ilaç, medikal, biyomedikal gibi paydaşların tescil ve ruhsatlandırılması, halk sağlığının geliştirilmesi, koruyucu ve 1. basamak sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması gibi alanlara odaklanması gerekir. Şu anda sağlığın fiilen patronu SGK gibidir. Çünkü en büyük sağlık harcamalarını yapan, kurallarını koyan ve uygulatan konumdadır. SGK'nın Sağlık Bakanlığı çatısı altında olması gerekir. Hastanelerin de yerel yönetimler ve üniversiteler tarafına geçmesi lazımdır.
 

Bir de adı ile müsemma olamayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız var! Aile Bakanlığı ama nedense teşkilatında sadece kadınlar, çocuklar ve yaşlılar var! Erkek denilen insan cinsi yok sayılmış! Zaten neredeyse bütün Aile Bakanlarımız feminist örgütlerin doğrudan temsilcileri veya bunların icazetleriyle gösterilen adaylardan seçildi. Bakanlığın taşra teşkilatları da silme kadınlardan teşkil edilince, aslında Kadın Bakanlığı demek gerekirken, Aile Bakanlığı denilmesi bu gerçeği ve sonucu değiştirmiyor! Bu yapıdan hasıl olan kanun ve diğer mevzuatların, ülkeyi nasıl bir sosyal yangın alanına çevirdiğini hep birlikte yaşayarak görüyoruz. Türkiye'de aile kurumu, hiç bir zaman bu kadar savunmasız ve saldırı altında kalmamıştı!
 

Sistematik sorunlar, günübirlik çözümler ile yok edilemez. Önce kurumsal yapılarımızı düzeltmemiz gerekiyor.

 

Allah yardımcımız olsun...

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://bncmedyahaber.com/yazar-orman-yanginlari-bizi-nelerle-yuzlestirdi-632.html

 

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

Diğer Yazıları

Vatandaşa Banknot Zulmü Neden Yapılıyor?
Doğruyu Söylemekle Doğruyu Yaşamak Aynı Şey Değildir!
Sağlık Sistemimizi Çökerten Taşeronlaşma ve Kışkırtılmış Talep Sorunları
Türkiye Varlık Fonu’nu Anayasamıza Uymaya Davet Ediyorum!
Anayasa Değişikliği Yapılacaksa İstediklerimiz ve İstemediklerimiz Nelerdir?
Devlet Memurlarının Talepleri Nelerdir?
İklim Dayatmalarını Ne Kadar Biliyoruz?
Çoktan Kaybettiğimiz Bir Cephe: #Pornografi
Siyonizmle Mücadele Helal Gıdadan Başlar!
Yargı Paketlerinde Neler Olmalıydı?
Karşılıksız Çeke Ceza Varsa, Karşılıksız Vaatlere de Olmalı!
Başıboş Köpekler İçin Kim, Ne Diyor?
Emeklilere Yapılan Haksızlıklar ve Sonuçları
Seçimleri #Önceİnsan Diyebilenler Kazansın!
CHP’de Özgür Özel Dönemi Nasıl Olur?
Aşk Olsun Sana HAMAS!
İhmal Edilen Kahramanlar-4: #İnfazKorumaMemurları
YÖK'e Yok Artık Demek Lazım!
Kimler Bakan OLMASIN?
Mağdur Zorbalığı
Bir İstihdam Hastalığı: #Çalışanİşsizler
İhmal Edilen Kahramanlar-3: #Assubaylar
İhmal Edilen Kahramanlar-2: #UzmanÇavuşlar
İhmal Edilen Kahramanlar-1: #GüvenlikKorucuları
Memurların Durumu Devletimize Yakışıyor mu?
EYT Yangınını SGK Personeli Nasıl Söndürsün?
Kamu Hizmetleri Çakma Kadrolarla Yürütülemez!
Bağ-Kur’lunun Çilesi Ne Zaman Bitecek?
Anne-Baba İle Yaşanan Her An Nimettir!
EYT Mevzusu Neden Bu Kadar Karıştı?
EMEĞİ KAMU SÖMÜRÜRİSE! BAŞKASINA NE DİYELİM?
Erkeklere Düşmanlığınızın Bir Ölçüsü Yok mu?
Zor Ama Haklı Bir Talep: #EhliyetAffı
Bütün kervanlar yolda düzülmek zorunda mı?
YÖK Mağduru Akademisyenler
Milli Eğitimin Akıl Almaz İhmali!..
Hayatta Başıboşluğa Yer Yoktur!
657’nin Kanayan Yarası: #YHS Personeli
Sağlıkta #İsraf Sorunlarımız
Anlaşılamayan Özel İnsanlarımız: #Disleksi
Sessiz İstifayı Biliyorduk!. Ya Sessiz Boşanma?!
Sinsi ve Kadim Düşmanımız: #İSRAF -1
Şimdi Gönül Köprülerini Onarma Zamanı!
Tasması Olmayan Her Köpek Başıboştur!
Ani Ölümleri Neden Sorgulamıyor ve Araştırmıyoruz?
Başıboş Köpek Terörünün Sorumlusu Belediyelerdir!
Devletimizi, Kendi Yumruğu ile Nakavt Ettirmeyelim!
#Sessizİstila: Gerçek mi, Proje mi, Paranoya mı?
İstanbul Sözleşmesinin Davası Bile Facia!
Krize Dönen Meselemiz: #BaşıboşKöpekler
İletişebildiğimiz Kadar Etkiliyiz!
Konuşulmayan Felaketimiz: #SütkardeşEvliliği
Süresiz Nafaka Sorununa Çözümler Hakkında
Yeni Bir Ramazan Ayına Daha Kavuşurken
Eğri Tezgâhtan Doğru Mamul Çıkmaz!
Boşanmanın Davası Olur mu?
Kadın-Erkek İlişkisinde Şiddetin Temelleri
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Esas Hedefi İslam’dır!
Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları Ne Yapıyor?
28 Şubat Dönemi Geri Gelebilir mi?
Ümitvar Olalım, Güzel Gelişmeler de Var!
Bir Cinayetin Anatomisi, Algı ve Olgu Gerçeği
Hanımefendiler, Asıl Düşmanınız Kim Biliyor musunuz?
Yasalarla Çökertilen Aileyi Genelgeler Doğrultamaz!
İlköğretimde Sınıfta Kalma Geri Gelmelidir!
Bütün Suç Sabetaycılarda mı?
Mutlu Bir Evlilik İçin: Erkekler Söylesin! Kadınlar Göstersin!
“Kadına Pozitif Ayrımcılık” Erkeğe Zulmün Süslü İfadesidir!
Hastalıklarımızdan Dersimizi Alabiliyor muyuz?
Hayvan Hakları Yasası Değişti. Sorunlar Çözüldü mü?
Erkeklere Yönelik Şiddete Dur Diyecek Yok mu?
Kamuda Yeni Trend Örgütsel Mobbing mi Oldu?
Camdan Köşklerde Oturanlar, Başkasına Taş Atmasınlar!
Orman Yangınları Bizi Nelerle Yüzleştirdi?
Erkeklerin Namus ve Şerefleri Kadınlara Emanettir!
Mutluluğun Sırrı Haddini Bilmekte Saklı!
Hayatımızdan Allah’ı Çıkardık, Nefsine Zulmedenlerden Olduk!
İstanbul Sözleşmesi Bitti. Şimdi Ne Yapmalıyız?
Neden Bütün Şerli Yollar İstanbul Sözleşmesine Çıkıyor?
Sağlık Personeli Neden Mutsuz ve Umutsuz?
Emekçilerin Baş Belası: Gelir Vergisi Matrahı
Allah Kimseyi Gördüğünden Geri Koymasın!
Modası Asla Geçmeyen Şeyler: Hamaset ve Cerbeze
İstanbul Sözleşmesi Ateşe Çağırıyor!
Ehliyet ve Liyakatten Neler Anlıyoruz?
Sadece Lafta Bıraktığımız Şeyler: Ehliyet ve Liyakat
Allah Adildir, Kullarının Çoğu Zalimdir!
Paradigmamızı Değiştirmemiz Lazım!
Ben Babamdan Öğrendim!
Başımızdaki Belaları, Aslında Biz Erkekler Çağırdık!
Kökü Kazınacak Geleneklerimiz de Var!
Neden #ÖnceAİLE Demeliyiz?
Süslü Kelimeler Acı Gerçekleri Kapatamaz!
Ben Babamı Değil, Kendimi Yıkadım Aslında