Adam sende neyime lazım!
Veya Neme Lazım Dendiği Zaman!
"Neme lazımcılık" sorumsuz davranmak insanın özel hayatında telafisi imkansız sonuçlar doğurduğu gibi neme lazım tavrı ile sorumsuz davranmak toplum içinde aynı şekilde sonuçlar vermekte vatan perver insan olmak erdemine aykırılık teşkil etmektedir. Hakeza "haksızlık karşısında susmak" neme lazımcılık yapmak; " dilsiz şeytan" durumuna düşmektir.
Neme lazımcı tavrı Osmanlı döneminde 500 yıl önce yaşamış dönemin ünlü alimi Yahya Efendi Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı anlamlı veciz mektubunda ifade etmiştir.
Top kapı sarayında sergilenen 500 sene önce yazılmış mektup bu güne, bundan sonrasına da umarım rehber olur.
Kanuni Sultan Süleyman dönemi Osmanlı'nın en güçlü olduğu dönemlerdendir. Kanuni "Osmanlı Devleti’nin ilerleyen zamanlar da inişe geçermi çökmeye yüz tutar mı?” diye merak eder ve sorunun cevabını almak için dönemin ünlü Türk alimi Yahya Efendi’ye Sadrazamını gönderir. Sadrazam görüşmeden döndüğünde; Kanuni verilen cevabı merak etmektedir ve "ne dedi" diye sorar
Sadrazam cevabı söyler;
“Neme lazım dendiği zaman..!”
Kanuni, “Başka bir şey söylemedi mi?”
“Hayır padişahım. Bir tek cümle söyledi.”
Bu cevabı uzun bir süre düşünen Kanuni, sonunda alim Yahya Efendiye mektup yazar, bunun ne anlama geldiğinin açıklanmasını ister. “Çeşitli yorumlar yapıyorum, ama doğrusu nedir, onu ancak siz söylersiniz” der.
Ve ünlü alim Yahya Efendi de bir mektup yazıp, Kanuni’ye gönderir...
Adı geçen mektuba göre;
“Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzluk sıradan bir hale gelirse, işitenler de “neme lazım” deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse…
Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse.
Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse...
İşte o zaman devletin sonu görünür.
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır. Halkın güven ve itimadı sarsılır. Asayiş kurumlarına itaat hissi kaybolur. Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması mukadder ve kaçınılmaz hale gelir..”
Yahya Efendi beş yüz yıl önce bu tesbit ve uyarılar da bulunmuş. Allah rahmet eylesin.
Zaman zaman yazılarımızın bazı dostlarımızı üzdüğünün farkındayım ancak yıkıcı olmamak yapıcı olmak kaydıyla eleştiri yapmak önerilerde bulunmak yapılan yanlışlardan dönülmesini teklif etmek başta yönetenlerin ülkenin ve insanların hayrınadır. Uyarı ve öneri dostluğun gereğidir.
Kaldı ki bazı hususlar millidir dinidir ülkenin ve insanların geleceğini ilgilendirdiği gibi şahsi değildir.
Dilipakın "bize bakan dinden soğuyor" sözünü duymamazlıktan mı gelelim!
Toplumsal AHLAKİ ÇÖKÜŞÜ görmemezlikten mi gelelim. Dile getirmeyip uyarmayalım mı?
Yabancılar için örneğin İngiliz, Fransız gibi Çanakkale'de savaştığımız, sarıkamışta kendilerine karşı vatan savunması yaparken binlerce şehit verdiğimiz Ruslara, Doğu Türkistan'da kardeşlerimize tarihte eşine az rastlanır SOYKIRIM ve zulüm yapan YAYILMACI İŞGALCİ politika yürüten KOMİNİST ÇİN li yabancılara İkiyüz elli bin doları beş yıl Türkiye'de tutmak şartı ile "Türk vatandaşlığı"için yeterli görmemizi, Çanakkale'de dünya tarihinde örneği olmayan destan yazılan VATAN SAVUNMASINI "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ" yapan ŞEHİTLERİMİZİN RUHUNU İNCİTMEZ Mİ!!!? Sorumsuz muhterislerin benim mülküm benim şirketim benim toprağım mantığı ile hareket eden gözü doymazların yabancılara TOPRAK SATIŞI na, Kaynak sularımızın yabancılara satışına , Sigorta şirketleri ve madenlerimizin eşine az rastlanır tarzda "miras yedi" yaklaşımına itiraz etmeyip uyarmayalım mı? Sorumsuz muhterisleri durdurmak için yöneticilerin yasal düzenleme yapmaları uyarısında bulunmayalım mı ? Türkiye'de toplam nüfusumuzun yüzde onundan fazla yabancı yaşamakta adeta "ipini koparanın" kaçak yollarla gelip Türkiye'de elini kolunu sallayarak dolaştığını ve güvenlik sorunu teşkil ettiğini yazıp uyarmayalım mı?
Suriye'den adını dahi pekçoğumuzun bilmediği ülkelerden Türkiye'ye gelenler yetmezmiş gibi şimdide Afganistan'dan büyük bir göç dalgasından bahsedilmekte şu anda ise neidiğü belirsiz "sığınmacıya benzemeyen ABD nin Afganistan da paralı milislerinin büyük guruplar halinde ülkeye sokulmakta olduğu gerçeği insanı dehşete düşürmeye yetiyor, tehlikeye işaret etmeyelim mi. ABD PARALI MİLİSLERİ TÜRKİYEDEDE KULLANMAYACAĞI NE MALUM! Buna dair bir tedbir alınıyormu diye sormayalım mı?
Bunu bilmek hakkımızdır. Türkiye'ye beş milyonda Afganlı gelirse ülkenin siyasi ortamı ve iç barışı tehdit ettiğini ve siyasi iktidarı beklenmedik sıkıntılara düşüreceği den bahsedip uyarmayalım mı? Siyasi parti farketmeksizin yönetimi ele geçirenler tarafından uygulanan adeta "BULUNMAZ BURSA KUMAŞI" bazı bürokratların birkaç yerden ayrı ayrı maaş almalarının doğru olmadığını haram olacağını halkın büyük tepkisinin olduğunu söylemeyelim mi!
Örneğin CHP önderliğinde millet ittifakının önemli ortağı HDP nin ORMANLARIMIZI YAKAN DAĞ KADROLARI olmasına askerlerimizi şehit etmesine ülkeyi kaosa sürüklemek için yıllarca ülkenin enerjisini canını kanını almasına rağmen ittifak için CHP nin ve Millet ittifakı ortaklarının görmemezlikten gelmesine özellikle sayın Kılıçdaroğlu'nun hamaset yapmasını bizde görmemezlikten mi gelelim.
Gerek iktidar gerek muhalefet partileri ülkemizi yöneten veya yönetmeye aday partilerdir SORGULAYACAĞIZ ELEŞTİRECEĞİZ VE ÖNERİLERDE bulunacağız.
İyi işler de tebrik ve teşekkür eder şükranlarımızı arz ederken yanlışlar da uyarmak hatır gönül işi olmadığı bilinci ile hareket etmek bizim için vatandaşlık sorumluluğudur.
Neme lazımcılık yapmadan sorumluluğumuzun bilinci ile hareket etmek ayrıca da dosluğumuzun gereğidir.
Kalın sağlıcakla
Vesselam
|
||
|