Modernlik dini; tanrılar ve putlar açısından çok zengindir. Modası, kişisel tercihi, kadını, feminizmi ve faiz lobisi başta olmak üzere dokunanı yakan çok tanrılı bir dinidir bu. Bu dinin özgür düşünme ve çağdaşlık gibi safları inandıran hayal tanrıları da vardır. Bu tanrıların bağlıları biz Müslümanların dahi gıpta etmeleri gerekecek kadar inançlarına bağlıdırlar.
Onlara dokunmak, eleştirmek, dini, aklı ve bilimi gerekçe göstererek açıklamalar yapmak canına susamaktır. Katı, bağnaz, mutaassıp, dogmatik ve intikamcı bir dindir modernlik dini. Doğruları tartışılmaz ve karşı çıkılmazdır. Eğer birisi bir yerde karşı duruş sergilemiş ve etkisi de hatırı sayılır olmuşsa yani kendilerine zarar verecek bir potansiyele sahipse ya hemen ya da ortalık yatıştıktan sonra mutlaka intikamlarını alırlar.
Bu intikam bazen; bu alana yönelik en küçük eleştirinin hatta imanın, karşılığını bireysel ve sosyal linçle meydana gelir. Bazen de yürütülmekte olan hizmet ve görevlerden tard edilmekle.
Çok mu teorik oldu?
Öyleyse biraz örnek verelim; örneğin, faiz konusunda İslam dininin kurallarını ifade eden bir ilim adamının başına neler gelebileceğini yeterince gördüğümüzü düşünüyorum. Yine eşcinsellik lobisinin, kadın erkek ve aile ile ilgili konuların zülfü yare dokunmak kabilinden görülmeden konuşulabildiğini söylemek de mümkün değildir.
Nikâhsız birlikteliklerin kutsandığı bir çağda zinayı eleştirmek suç sayılır oldu demek neden abes olsun.
Kadın ve erkek tesettürüne dair dini ve ahlaki hatırlatmalarda bulunmak artık cesaretten ötesini ister oldu. Zira mahalleyi paylaştığınızı düşündükleriniz dahi dinin hükümleri yerine modernlik dininin: kişisel tercih ve moda putları için sizi kurban etmeye hazır beklemektedirler.
İstanbul sözleşmesi ve faiz lobisi putları
Bu konunun en öncelikle putları arasında faiz ve eşcinsellik lobisi gelmektedir bu doğru. Bu kapsamı İstanbul sözleşmesi ile kuşatan feminist ve eşcinsel putperestler, dokunanı yakma konusunda fena halde azimliler. Kadın hakları, kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitliği vb başlıklarla mecrasından saptırılmış hükümler ihdas etmeyi başarmışlar mazallah.
Yani İstanbul sözleşmesine karşı olmayı, kadına şiddete taraf olmak gibi akıldan yoksun bir saptırma ile tanımlıyorlar. Şiddet, kadına, erkeğe, çocuğa da olsa şiddettir dediğinizde gerici ve yobaz olmanız garantidir.
Özellikle ramazan, bayram vb. zamanlarda sanki yardım derneği gibi reklam filimleri çeken banka ve faiz lobisine dokunmak da yakıcı olmaktadır.
Somut bir örnekle tamam olsun;
Modernlik dini açısından “suç ve günah” kapsamındaki bütün sınırları ihlal etmiş olan Ayasofya Camii İmam Hatibi Mehmet BOYNUKALIN bu konudaki en taze örnektir.
Faiz ve feminist inançlılar hocaya tahammül edemediler. “Herkes işini yapsın” demek sureti ile onu tanrıların önüne attılar. Nihayetinde; ortalık sakinleşmiş gibi göründüğü bir anda intikamcı yönlerini harekete geçiren, Feminist vesayetin tanrılarına sunulan son kurban Boynukalın hocamız oldu. Ne diyelim; Müslüman etiketli feministler Gulu Gulu dansına başlasın. "Özlem"işlerdir.
Vesayet Balonu
Bu dahi gösterdi ki; Ayasofya imamı Boynukalın hocamızın görevi bırakmak zorunda kalması; “vesayetten kurtulduk” sözümüzün balondan başka bir şey olmadığının kanıtıdır.
Tevhidi ıskalamayanlardan olalım diye dua ile vesselam!
|
||||||||
|