Birkaç gündür izahı zor görünecek miktarda serveti kısa sürede elde ettiği düşünülen bir zibidi gündemi meşgul ediyor. Bu kişiyi dikkate değer kılan kendisinin bahse konu konularda çok hassas olduğu bilinen ve düşünülen iktidar partisinin genel merkezinde çalışıyor olmasıdır.
Bu pislikler ortaya dökülünce çarşı pazar karıştı. Muhalefet cenahı bel altı demenin bile hafif kalacağı şekilde insafsız ve orantısız bir şekilde saldırıya geçti. Hani neredeyse Ak Parti teşkilatlarında bedava uyuşturucu servisi yapılmaktır diyecekler. Bu zaten beklenen bir şeydi. Muhalefet cenahının iktidara karşı herhangi bir konuda eleştiri sınırlarında kaldığını hiç görülmediği için bu duruma şaşıran olmadı.
Bir de içlerinde benim de bulunduğum bizim cenahtan bir kısımlar ise acaba yanlış mı anlaşılırım tedirginliğini de elden bırakmadan konunun yanlışlığına dediğindi. O kişinin bu kadar hızlı olarak oralarda semirmesinin nasıl mümkün olduğuna dair değerlendirmeler yapıldı. Bunların içerisinde özellikle de gençlik kolları başta olmak üzere Cumhurbaşkanımızın “dindar gençlik” yetiştirme hedefine olan uzaklığa işaret eden özeleştiri davetleri yaptılar.
Açıkçası bizim cenahın bu konudaki değerlendirmelerinde kantarın topuzunun çok kaçtığını görmedim. Bununla birlikte; parti içinden bir kısımları gereksiz bir savunma pozisyonu alarak, partinin yıpranması gerekçesi ile bu tarz eleştirilerin yapılmamasını isteyen çıkışlar yaptılar. Hatta muhalefetin içerisindeki; taciz, tecavüz vb ahlaksızlıkları gerekçe göstererek ibrenin bu tarafta hiç kalmaması gerektiğini söyleyenler bile oldu.
Muhalefet gerçekten temiz mi?
Aksine; teşkilatlarında taciz ve tecavüz vakaları olduğu, bunları kapatmak için kırk takla attıkları vakidir. Yine seçim otobüsünde travesti ile basılan teşkilat mensupları oldu. Hatta ramazan günü içkili âlem yapan ve dahi ülkeyi yönetmeye talip adaylarının bile “abazayım” diyerek kadını taciz ettiğinin konuşulduğu da doğrudur.
O zaman niye kendimizi eleştiriyoruz?
Bu sorunun cevabı üstte muhalefete dair yazdıklarımızda gizli. Onların çirkinlikleri bu davanın mensuplarına yakışmaz da ondan.
Bu sebeple;
Onlar bu şekilde aymaz ve ahlaksız oldukları için biz onlarla beraber değiliz. Aksine tertemiz olan bu davadayız. Beyaz gömlekten bile beyaz olan bu dava en küçük bir lekeyi kaldırmaz da ondan bu kadar hassasız. Bu dava bir iki zibidinin uçkuruna feda edilemeyecek kadar büyük de ondan üzerine titriyoruz. Ülkeyi yönetmekte olan bir hareketin düşmana koz vermemek üzere dikkatli olması gerektiği için biz hop oturup hop kalkıyoruz.
Bu dava kişilerden, milletvekillerinden, ağır ağabeylerden daha büyük de ondan dikkat edin diye eleştiri yapıyoruz. Bu dava âlem-i İslam’ın geleceği için çok hassas bir noktada da ondan böyle konuşuyoruz.
Biz bu hareketin liderinin bunca badireye rağmen tertemiz kaldığını ve dimdik duruşundan vazgeçmediğini bildiğimiz için, bu millete ve ümmete olan sevdasına şahit olduğumuz için onun ardında yürüyoruz. Yürümeye devam edeceğiz.
O zaman dikkat!..
O zaman biraz dikkat edilsin demek hakkımız olsun. Muhalefette neler var onlara bakın diyerek kendimizi muhalefetle aynı kefeye koyma yanlışlığına düşmeyelim. Bizim gibi kardeşçe ve sağduyulu uyaranları da art niyetliler olarak değerlendirmeyelim.
Aynen o zibidide olduğu gibi, yanlışı tespit edilen olduğunda gereğinin yapılmış olması kesinlikle takdire şayan. İşte bu konuda muhalefetin yapamadığını yapmak farktır. Ancak lütfen daha baştan bunların dikkatle araştırılması gerekirdi dediğimizde de kızmayın. Ayrıca olay sosyal medyaya düşmeden önce uzun süre geçmiş.
Kısacası;
Bu hareketin gençlik kolları, kadın kolları ve diğer birimleri elbette incitilmesin. Bununla birlikte gençlik, eğitim, kadın ve aile konularında her uyarı yapana da partiyi yıpratıyorsun demeyelim. Kardeşlerin uyarısı dikkate alınmazsa rakibin yumruğu balyoz gibi iner. Allah korusun.
Aklını başına alanlardan olalım diye dua ile vesselam...
|
||
|