Aslında bu şekilde ihdas edilmiş hiçbir günü kutlamıyorum. Buna kendimin ve başkalarının doğum günleri de dâhil. Hatta iyi niyetli bazı dostlar bana doğum günü kutlama mesajı göndermesin ben de enerjimi buna harcamayayım diye sosyal medya hesaplarımda doğum tarihlerimi paylaşmam.
Ancak eğer çağrıma muhatap bulursam Dünya Kadınlar Gününü ben de kutlayacağım. Söz hem de öyle böyle değil kutlayacağım. Hem de birilerinin önünü sonunu düşünmeden ayetli ve hadisli paylaşımlarını dahi es geçip fena halde kutlayacağım.
Ancak bazı şartlarım var.
Mesela birileri bana aşağıdaki konularda taahhüt verebilirse kutlama konusunda herkesi teşvik de edeceğim.
Şöyle ki;
Sadece bu yıl için bile olsa yapılacak hiçbir kutlamada; evin kadın için güvensiz bir yer olduğuna dair ima dahi edilmeyeceği garantisi verilirse,
Namus ve iffeti kınanma sebebi olarak gören mesajlar verilmeyeceği garanti edilirse,
Geleneklerin, inançların, korkuların pabucunu dama atın diyerek değerlerimize savaş açan dil ve davranıştan vazgeçilirse,
Kadını ya da erkeği ayrıcalıklı tutmayı değil, aileyi adaletle yürütmeye teşvik edileceği garanti edilirse,
Bütün erkekleri ve de babaları kadın düşmanı, dayakçı şerefsiz istismarcı gösteren toptancı dil ve anlayıştan vazgeçilirse,
Sınırsız ve kuralsız bir cinselliğin özgürlük alanı olduğu, bu konuda kadın ve erkeğin istediği gibi davranabileceği savunulmazsa,
Feminizm bir din ve tartışmasız bir tabu gibi bize dayatılmaktan vazgeçilirse,
Evde çocuklarına bakan, onları yetiştiren anneyi yani evdeki kadını itibarsız gören küçümseyen bakış açısı ve dilden vazgeçilecekse,
Emeği sömürülen, asgari ücrete mahkûm edilen, yuvasından kopartılan kadını sözüm ona çalışan kadın olarak görüp desteklenirken, anne olan kadını ev hanımı diyerek küçümseyen jargondan vazgeçilecekse,
Kadın hakları diye; benim bedenim, benim kararım kimse karışamaz; sevişirim evlenmem, hamile kalırım doğurmam şeklinde ifade edilen aymazlık ve ahlaksızlığın savunulmaz olacağı garanti edilirse,
Kadın hakları diyerek kadını bir cinsel obje olarak gören zihniyete mahkûm edilmekten vazgeçilecekse,
Kadın hakları ve feminizm adı altında dinle, tesettürle, namusla, iffetle yürütülen apaçık mücadeleden vazgeçilecekse,
Kadın hakları diyerek; Baba diye medyada, filmlerde, reklamlarda, mizahta ve her yerde beceriksiz, pısırık, hiçbir sorunu çözemeyen, evde otoritesi hiç olmayan kartondan bir nesne portresi oluşturmaya ve babalığın saygınlığını yok etmeye dönük çabalara bir son verilecekse,
Eve, aileye karşı sadakati, bağlılığı küçümseyen sadakate karşı gelmeyi kutsayan aileye savaş açmış bir anlayışa son verilecekse,
Evi değil sokağı teşvik eden, eve değil sokağa bağlı olmaya çağıran anarşist jargondan vazgeçilecekse,
Kadın erkek eşitliği denen safsata ve masalın fıtrata aykırı olduğu, bu masalın ailenin yuvanın kadının ve erkeğin düşmanı olduğu, eşitlik yerine sevgi ve saygıyla bezenmiş bir adaletin fıtri olduğu kabul edilecekse,
Özellikle son dönem aileye karşı yıkıcı dalganın sığınağı ve dayanağı olan İstanbul sözleşmesinden vazgeçilecekse,
Kadının ve erkeğin cinselliğini ulu orta yaşayıp sergilemesini cesaret ve çağdaşlık olarak gören anlayıştan vazgeçilecekse,
Kadın ve erkeği birbirine düşman ve rakip değil, birbirini tamamlayan iki yarım olarak gören bir duruş sergilenecekse,
Kısacası Feminizmin kadın hakları ve kadınların özgürlüğü ile alakalı bir ideoloji olmadığı aslında kadına ve cinselliğine daha kolay ulaşma özgürlüğü (!) olduğu anlaşılacak ve bilinecekse,
Söz veriyorum ben de KADINLAR GÜNÜNÜ kutlayacağım. “Yahu kutlamazsan kutlama senin dediklerin olacak şey değil. Sana mı muhtaçlar?” diyecek olanlara derim ki;
Ben de biliyorum yazdıklarımın dikkate alınmayacağını, akıntıya karşı kürek çekmek kabilinden bile olsa tarafımı duruşumu belirteyim dedim.
Sözün sonu bütün kavga ve gürültü çabalarına rağmen sevgi, sekinet ve sükûnetin merkezi olarak yuvayı işaret eden âlemlerin Rabbine aittir:
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum, 30/21.)
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun…” (Tahrim, 66/6.) ilahi uyarısına kulak verenlerden olabilelim diye dua ile…
Vesselam!
|
||
|