Öncelikle Sayın Tansu Çiller hanımefendiye gerçekleri anlatmasının milli zorunluluk olduğunu ve süreci millete anlatmasının Türkiye'nin geleceği açısından da çok önemli olduğunu hatırlatmak isterim.
Kapatma davası açan Başsavcı Vural Savaş katıldığı TV programlarından birinde pişmanlığını anlatmış, RP'nin kapatılmasının sonuçlarını görünce o zaman anlamış ama onun pişmanlığı, aldanmışlığı bir işe yaramamıştır.
Refah Partisi 16 Ocak 1998 yılında kapatılmıştı. Daha öncesinde;
Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi kapatılmıştı ve tabi arkasından çok geçmeden Fazilet Partisi de kapatılmış bu da yetmemiş, İsrail Cumhurbaşkanı Haim Weizmann;"Erbakan'ı on metre kalınlığında betona gömdük" demişti. Artık Erbakan'a siyaset yasağı getirilmiş başına gelmedik kalmamıştı. Mal varlığına hacizler koyulmuş kamu oyunda ise "Erbakan affedildi" asılsız haberleri yayılmıştı.. Erbakan'a yapılanlara en çok Siyonistler sevinmişlerdi.
Erbakan'a yapılanları anlamadan,
Refah Partisinin ve Erbakan'ın partilerinin kapatılmasını anlamadan Türkiye'de ne yapılmak isteniyor anlaşılamaz.
Refah Yol Hükümeti kimler tarafından yıkılmıştır. Erbakan'ın önü kimler tarafından kesilmiştir.
Süleyman Demirel ve Fetönün rolü;
Fetö Demirel'e o tarihlerde en yakını olan Nurettin Veren'i iki defa önemli ve acil olarak gönderiyor ve önce 'asker rahatsız' sonraki gidişinde ise 'asker müdahale edecek' mesajını gönderiyor. Mesajı alan Demirel'in yüzü bembeyaz oldu diye televizyonlarda anlatmıştı Veren. Demirel hükümetin yıkılması için o tarihten sonra hummalı çalışmaya girmişti.
1995 yılında Refah Partisi yüzde 22 oy alarak birinci parti olmuştu. Hoca, heyeti DYP’ye göndermiş ve; “Bu hükûmette RP’nin bulunma zorunluluğu var. Eğer RP hükûmette bulunmazsa Türkiye ile Suriye’yi savaştıracaklar, Müslüman kanı akacak. Onun için gerekirse DYP’ye Başbakanlığı verin!” diyor önemini ifade için.
Hatırlayınız Türkiye o tarihte Suriye sınırına asker yığmış savaş için emir bekler hâlde idi.
Şimdi düşünebiliyor musunuz? Suriye ve Türkiye arasında ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz tarafından “1990 sonrası Suriye–Türkiye arasında savaş çıkacak!" öngürüsü ile o tarihte Suriye savaşı önlenmişti.
Bir başka hatıra ise REFAH-YOL Hükûmeti yıkılmasını takip eden Ramazan ayında AVRASYA BİR /ASAM Vakfında iftar yemeğine davet edilmiştim.
İftar yemeğine katılım bir hayli yüksek olmuştu. Katılımcılar arasında Ümit Özdağ'ın babası Türkeş'in 60 ihtilali sırasında arkadaşı olan Muzaffer Özdağ da vardı. Orada bulunanlar kendisine çok saygı gösteriyorlardı.
Bu şahıs konuşması sırasında oldukça önemli konulara temas ederek;
“Devlet siyasî partilerin oy oranlarını tespit için ülkemizde on altı yerleşim biriminde kamuoyu yoklaması yapar ve seçim sonuçlarında çok yakın sonuç çıkar.
Bu merkezlerden birisi olan Ankara Kızılcahamam’da büyükçe bir köye de ben gittim orada üç gün kaldım. Halk Refah-Yol hükûmetinden çok memnundu ve ikna içinde çok konuşmama rağmen ikna çabalarım netice vermedi. Hâlbuki köylü daha önce çoğunluk olarak ANAP'a destek veriyorlardı.
Anket yaptım. Refah Partisi'nin oyu yüzde kırkın üzerinde görünüyordu. Diğer on beş bölgeden gelen rakamlara göre Refah Partisi'nin oy oranı yüzde 42 ile yüzde 46 civarında çıkıyordu, eğer hükûmeti şimdi yıkmazsak Erbakan’ı bir daha ülke yönetiminden indiremeyeceğimizi gördük onun için hükûmeti yıktık.” dedi.
Refah Yol hükümetinin kapatılması sırasında rol alanlar, elini ovuşturanlar, ihanet edenler...
Önce Refah Partisi'nin hükümet kurmasına karşı çıktılar. Daha sonra Refah Yol hükümetini yıktılar.
Refah Yol hükümeti güvenoyu çalışmalarımı, merhum Türkeş'le ve diğer görüşmelerimi yazdığım makalelerimde ve Erbakan'la Siyasi Yolculuğum kitabımda ve 28 Şubat makalelerimde genişçe anlattım. Oradan okuyabilirsiniz.
Kısaca hatırlatmak isterim.
Merhum Erbakan D-8'i kurdu. D-8 ülkeleri ile alışverişte doları aradan çıkarmak istemiş bunun sonucunda doların tahtı ve ülkeleri kontrol ve baskı aracı büyük darbe yiyecekti. Bartır/Mal Takası anlaşması yapmış ve bunun ikinci aşaması ise D-60'lar olarak açıklamıştı. D-8 kuruluşunda imzası bulunan devlet başkanlarının siyasi sonu oldu. Emperyalist ABD buna yol vermediği gibi topyekün cezalandırdı. Bunu yaparken yerli işbirlikçileri dibine kadar kullandı. Baş aktörler; Atatürk'ü ağzından bırakmayanlar, daha sonra birbirlerini ihbar eden ve ABD'den bu iş için kimin ne kadar aylık aldıklarını açıklayan ünlü namlı "işbirlikçi" gazete ve televizyonculardı.
Erbakan kamu iktisadi kuruluşu olan ve kendisinin yaptığı fabrikalara sermaye ve yol vermiş üretime aktif olarak girmelerini sağlamıştı.
Ülkede çiftçi halinden nemnundu. İthalat sırasında yabancılara ödenecek paraları çiftçiye vermiş hem döviz çıkmamış hem çiftçinin malı para etmişti.
Emekli ve memur verdiği zamlarla hayatının en müreffeh dönemini yaşamaktaydı.
Emekli ve çalışanlar yüksek ücret aldığı için alışveriş yapıyor, alışveriş olduğu için üretim artıyordu.
Erbakan başbakanlığı sırasında dışardan bir dolar borç almamış 110 milyar dolar dış borcu 109 milyar dolar olarak devretmişti.
Erbakan DENK BÜTÇE yapmıştı.
Erbakan HAVUZ SİSTEMİNİ/KAMU TEK hesabını kurmuş devletin paralarının hortumlanmasının önüne geçmişti.
Refah Yol Hükümeti'nin yıkılması ve Refah Partisi'nin kapatılmasının arkasındaki gerçekleri anlamak için RP'nin kapatılmasından sonra kurulan hükümetin icraatlarına bakalım.
1-Havuz sistemine son verildi, soygun hortumu tekrar rantiyeye çevrildi.
2-Suriye'ye müdahale edildi. Irak, Suriye, Yemen yerle yeksan edildi.
3-D-8'in fonksiyon icra etmesinin önüne geçildi.
4-Erbakan Başbakanlığı sırasında DIŞ BORÇ almamış, kalkınmayı iç kaynak ve soygunları önleyerek yapmıştı. O günden bu güne ülkemizin dış borcu beş yüz milyar doların üzerine çıkmıştır.
5-Kuran kursları kapatılmış, İmam Hatip Liseleri kapatılmış,
7- İmam Hatip Liseleri'nin kapatılması FETÖ'nün Türkiye geneline yayılmasına zemin hazırlamış, Türkiye'de mütedeyyin aileler "bunlar inanan insanlar" diyerek çocuklarını emanet etmişler, ülkenin başarılı öğrencileri böylece ağlarına düşmüştü.
8-Başörtüsü zulmü tavan yapmış,
9-İnanan mütedeyyin insanlar üzerine baskı ve zulüm hat safhaya gelmiştir.
10-Türkiye'nin kalkınması durdurulmuştur.
Daha fazla maddeleri sıralamak mümkündür.
Muzaffer Özdağ'ın ifadesine göre Refah Partisi'nin önü kesilmeliydi çünkü RP'nin oy oranı yüzde 42-46 bandına çıkmış bunun üzerine Refah Partisi ardından da Fazilet Partisi kapatılmış ve daha sonra Ak parti kurulmuş, Ak Parti yüzde 34 oyla iktidar olmuştur.
Merhum Erbakan'ın önünün kesilmesinde rolü olan tiyatral gösterilerden Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve bir kaç minibüsle Ankara'ya siyah cübbeler ellerinde sırıklarla gelenler ve onları devleti yıkacak "şeriatçı" olarak sunan basın ve hükümetin yıkılmasından sonra devleti yağmalayan bazı basın patronları.
Genel kurmaya gidip hükümet aleyhine elleri çatlayana kadar alkışlayan hakimler!.
Vicdanınız rahat mı?
Ülkenin yağmalanmasına,
Bankaların hortumlanmasına sebep olmadınızmı?
ABD'den "kurtarıcı" getirip soygunu başarı gibi gösterenler!
Eğer ahiret inancınız varsa bu gün ortaya çıkın ve gerçekleri anlatın.
Anlatın ki kim kimdir, kim kime çalışıyor, ve ülkeyi nasıl, ne karşılığı soydurdunuz anlatın artık.
Biz de bilelim "değer miydi"!!!
Bundan böyle ülkeyi yönetmeye talip olanlar İBRET alsınlar.
İstiklal marşı şairimiz merhum M.Akif Ersoy'dan;
Geçmişten adam hisse kaparmış...
Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Vesselam
|
||
|