12 Eylül 1980 askeri darbesi için;
ABD dönemin başkanı Jemmy Carter “Bizim çocuklar Türkiye'de darbe yaptı." demişti.
Darbeciler onların çocuklarıysa milletin çocukları olamazlar.
Son günler de birtakım kışkırtmalar gözlemliyoruz.
Oyuna gelmeyin gençler.
Ülkemiz 12 Eylül 1980 darbesine götürülürken bu ülkede gençler birbine kırdırılmış sabah solcuları öldürmede kullanılan silahlar öğleden sonra sağcıların öldürülmesinde kullanıldırılmıştı.
Çok can yandı. Çok gencimiz hayatını kaybetti yapmayın etmeyin oyuna gelmeyin.
Provakasyonlara gelmeyin sizi kim kışkırtıyor ona bakın ve yaptığınız eylem ne işe yarar ona bakın. Geçmişten ders alın. Canınız yanar pişmanlık fayda etmez.
Tekrar ediyorum oyuna gelmeyin eğitiminizi tamamlayın ülkenize ve insanlığa faydalı olun. 12 Eylül mağduru olarak sizleri uyarıyorum. Ülkemizin geleceğisiniz.
Unutmayın!
Ayrıca; demokrasiden ve halktan umudunu kesenler, akıl almaz bir şekilde kimyaları bozulmuşlar veya gerçek yüzlerini gösterir duruma gelmişler diye düşünenler azımsanacak gibi değil!
Bu konu da cümle kuranlar çok dikkat etmeli maksatları "darbe çığırtganlığı" değilse tabi.
Darbe sevicileri genellikle en demokrat oldukları, ilerici oldukları, medeni oldukları iddiasında bulunurlar ve maalesef Atatürk’ün arkasına saklanmayı da ihmal etmezler ve ayrıca onlara göre halk "şapkası yağlı cahiller"dir. Hem onların oyu ile kendi oyları nasıl aynı sayılır?! diye düşünürler maalesef kendilerini ayrıcalıklı görürler.
Önemine binaen ifade ediyor, soruyorum.
CHP genel başkan yardımcısının ABD ve AB’den ülkemize demokrasi önerisi teklifinde bulunurken, ABD’nin ve müttefiklerinin Suriye'ye Irak’a demokrasi getirmek iddiası ile çullanıp bölgeyi yerle yeksan ettiklerini bilmiyor olması düşünülebilir mi?! İzmir Belediye Başkanı’nın Peygamberimize hakaret içeren Charlie Hebdo çizerlerini, davet ederken Fransa'da olanları bilmiyor olabilir mi?!
İstanbul Belediye Başkanı’nın Türkçe Kur'an akutmasını, ezanın Türkçe okunması dönemini unutmuş; halkın hassasiyetini ve dinen de mümkün olmadığını bilmiyor olabilir mi?!
CHP’li eski bakan Fikri Sağlar'ın "başörtülü hakim" çıkışı hakime hanımların vereceği kararları şüpheli ve tartışılır hale getirme teşebbüsünden başka nasıl anlaşılır?
Gazeteci namlı bir şahsın vatandaşları ahmak yerine koyarak Erdoğan'ın gitmesini askeri müdahaleyle olabileceğini ancak bunu yapacak kişinin olduğunu sanmadığını fakat yangın deprem gibi olayları hatırlattığı laf salatasının sonunda halkın idrakini yok sayarak sözümona yorum kılıfı içinde halkı ayaklanmaya daveti şeklinde anlaşılacağını bilmiyor olabilir mi!
Emekli bir Paşa’nın seçim falan deyip sonunda Menderes hatırlatması yapması talihsizliktir. Umarız dikkatsizlik sonucu olmuş olsun.
Ayrıca bir hayretim de hem tarihi yanılgı içinde olması hemde bu konuşmaları sırasında darbeleri telin etmemelerinedir. Bu söylediklerini halk nasıl okur demeliler.
Vatandaşlarımız yoğurdu üfleyerek yemektedir. Bunların üst üste gelmesinin tesadüfi olmadığını düşündürmek, vatandaşı enjdişeye sevk etmek hiç de doğru değildir.
Mesele vatandaş nezdinde ciddi bulunmakta, devletin konuya hassasiyetle yaklaşması moral değerler bakımından zorunlu kılmaktadır. Devlet bu meseleyi dikkatle takip etmeli ve gereğini yapmalıdır.
Bazılarının demokrasi falan teranelerine bakmayıp hatta arkalarında kimler olduğuna aldırış etmeden gereği HUKUK çerçevesinde ve adil olarak yapılmazsa bu ve buna benzer ÖRTÜLÜ korkakça önerileri demokrasi kılıfı içinde çokça dinleriz, dinlemek istemiyoruz.
Kaldı ki halk endişesinin haklılığına inanır ve tehlike görürse 15 temmuz'da olduğu gibi gereğini yapmaktan bir an bile tereddüt etmez.
Mamafih halk görev beklemez gereğini yapar idrak sahibidir. Kim hain kim demokrat kim vatanperver gayet iyi bilir. Halk bilir de bazıları ne hikmetse halkın idraki ile alay ederler. Bilmezler ki halk idrakini çok defa en kritik zamanlarda göstermiştir.
Halk bu nevi korkakça yapılan önermelerin kalkışma hevesi olduğunu düşünmektedir.
Sözü uzatmaya gerek yok!
Türkiye'de hiçbir şeyin tesadüfi olmadığı düşüncesinden hareketle;
Milli birlik sağlanmalı siyasal ayrışma bırakılmalıdır.
Biz bu filmi Marş'ta, Çorum'da, Tokat'ta ve ülkenin pek çok yerinde ÜNİVERSİTELERDE defalarca gördük. Provakatörler bilsinki artık görmek istemiyoruz.
Alevisi, sünnisi hep birlikte elimizin tersiyle itecek ve reddedeceğiz.
Millet olarak bir daha harici ve dahili ihanet şebekelerinin piyonu olmayacağız diye sesimizi yükseltmeli, ayağımızı sağlam basmalıyız. HİÇBİR OLAYI HAFİFE ALMADAN GEREKLİ TEDBİRLER ALINMALI MİLLET UYANDIRILMALIDIR.
Önce vatan ve millet
Başka Türkiye yok!
Vesselam
|
||||||||
|