Değerli okurlarım bu yazımda Doğu Türkistan meselesi için Tarihçi Yazar Oğuz Çetinoğlu Abimizle yaptığımız röportajı köşeme taşıyorum.
Oğuz Çetnoğlu: Son zamanlarda Doğu Türkistan’dan gelen haberler insanın içini acıtıyor. Doğu Türkistan hakkında vereceğiniz bilgilerle röportajımıza başlayabilir miyiz?
Suat Gün: 1949’da altın tepsi içinde Kızıl Çin’e armağan edilen Doğu Türkistan o gün bu gün zulüm altında inim inim inliyor. Çin’in ağır imha politikası olmasaydı, bu gün 100 milyonu aşması gereken Doğu Türkistan’da Türk nüfusu 20.000.000’un altında sâbit kalmıştır.
Çetinoğlu: Neden?
Gün: Doğu Türkistan Türkleri, örf ve âdetlerine, Müslümanlığa sıkı sıkıya bağladırlar. Onları 1000 yıllık vatanlarında, asimle edilemeyeceğini, Çinlileştirilemeyeceğini anladılar. Genç erkekleri, iş vaadiyle Çin’in uzak bölgelerine gönderip yerleştiriyorlar. Orada 3-5 kişilik azınlık hâlinde yaşamaya mahkûm edilerek, kültürlerinden ve dinlerinden uzaklaştırılmaya çalışıyorlar. Genç kızları ise Çinli gençlerle evlendiriyorlar, yeni evlilere ev veriyorlar. Onları da bu şekilde asimle ediyorlar. İmkânı olan Doğu Türkistanlılar, Afganistan’a, Pakistan’a Türkiye’ye ve Suudî Arabistan’a kaçıyorlar. On binlerce Doğu Türkistanlı Müslüman Türk, iftiralara mâruz kalıyor. İftirâlar ciddiye alınıyor, göstermelik mahkemelerde ve tek celsede mahkûm ediliyor ve bir daha kendilerinden haber alınamıyor.
Çetinoğlu: Ne yapılıyor?
Gün: Uzak şehirlerdeki hapishânelere gönderiliyor. Akrabaları imkânsızlık sebebiyle ziyâret edemiyor. Aynı şehirdeki hapishânede bir yakınını ziyâret edenler, içeridekinin suç ortağı addedilip o da hapse atılıyor. Böylece ziyâretler de önleniyor.
Çetinoğlu: İnsanca yaşama hakkı için sessiz protesto yürüyüşlerine katılanların tevkif edildiği haberleri geliyor…
Gün: Onları da sözde eğitim kamplarına alıyorlar. Orada işkenceye tâbi tutuluyorlar ve sözde medeniyet dersi veriyorlar.
Çetinoğlu: Çinliler ve medeniyet?! Ne alâkası var?
Gün: Haklısınız. Söylemiştim. Doğu Türkistanlılar dinlerine son derecede bağlıdırlar. İslâmiyet saf ve temizdir. Doğu Türkistanlılar, Sahâbe sadakatiyle dinlerinin gereklerini yerine getirmeye çalışan insanlardır. Onların medeniyet derslerine ihtiyacı yoktur. Doğu Türkistanlılar Çinlilere medeniyet dersi verecek kapasitedirler. İslâm din olarak bütün dinlerden üstündür. İslam medeniyeti gelmiş geçmiş yeryüzündeki en insanî medeniyettir. İslâm ahlakı kâinattaki en üstün ahlak, medeniyet, fazilet ve meziyettir. Durum böyle iken 5000 yıllık ilkel bir kültürü temsil eden, böcek –cücük, yılan-tosbağa, hamamböceği-fare dâhil her şeyi yiyen, canlı canlı maymun beynini kaşıklayan bir cehalet çukurundan İslam’a ve Müslümanlara medeniyet öğretmesi kabul edilemez.
Çetinoğlu: Duyuyoruz ki; Pekin, Doğu Türkistan’da insanlık dışı toplama kampları kurmuştur. Aileleri parçalamak için halkı dağıtmaktadır.
Gün: Evet, Camileri yıkmakta, İslam dinin öğretilmesini engellemekte millî kültüre ait her değeri imha etmektedir. Müslüman din adamlarına istihbaratçı / casus gözü ile bakılmaktadır. Halkın en basit ibâdetleri yapması engellenmekte, kılık kıyafet dâhil İslam’ı ifâde eden her şey suç kabul edilmektedir. Ailelerin yanına Çin’li erkekler dağıtılarak aile mahremiyeti aile namusu kirletilmektedir. Böyle bir zulüm dünya tarihi boyunca hiçbir ülkede görülmemiştir. Mısır firavunlarının dahi aklına gelmeyen bu zulümler haddi aşmıştır.
Çetinoğlu: Çinliler, işkence metotlarının mûcidi olarak bilinir. ‘Zulüm’ derken bu işkenceleri kast ediyor olmalısınız.
Gün: Mısır firavunlarının İsrail halkının doğan erkek çocuklarını öldürmesinin bir sebebi vardı. Bu sebep te bilindiği üzere (Kuran anlatımına / haber vermesine göre) bir kâhinin Firavun’a bildirmesi ile ortaya çıkmıştı. İsrail oğullarından bir erkek çocuğu dünyaya gelecek (Firavun’un) sizin saltanatınızı yıkacak haberidir. Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı zulmün Eski Mısır’daki gibi herhangi bir gerekçesi de yoktur. Doğu Türkistan’ın Çin’in başına musallat olacak bir tehlikesi de yoktur. Doğu Türkistan ve Çin Müslümanları Çin’in İslam dünyasına açılan kapısıdır. Çin’in İslam dünyasındaki itibarının korunması ve millî kimliğinin muhafazasının kalesidir. Son zamanlarda hızla yürütülen Çin’in Hıristiyanlaştırılması projesi ve Batının kuklası yapılması hedefinin en büyük engelidir.
Çetinoğlu: Doğu Türkistan’daki Müslüman Türkler, Papalığın hazırladığı ‘Bu bin yılda Asya’yı Hıristiyan yapacağız’ projesinin engeli olarak mı görülüyor?
Gün: Çin’in ideoloji ayağını bu gün Çin Komünist Partisi ve Şi Cinping temsil etmektedir. Bu gün Çin kendi millî değerlerine düşman mason bir ekip tarafından yönetilmektedir. Bu ekibin takip ettiği kültür ve Çin’deki İslam varlığını imha politikasının sonucu şimdiden bellidir. Yarım asra varmadan Çin anahtar teslimi Hıristiyan yapılacak, Papa’ya teslim edilecektir. Böylece Çin köleleştirilecek, batının karın tokluğuna çalışan ucuz işgücünü oluşturacak aynı Güney Amerika yerli medeniyetleri gibi tarihten silinecektir.
Doğu Türkistan ve Çin Müslümanları Çin’in köleleşmesine karşı emniyet kilididir. Batıya karşı savunmasının bel direğidir. Nitekim Nazi ordularına karşı Rus imparatorluğunu kurtaran Orta Asya Türklüğü olmuştur. O zamanki Alman Orgenerallerinden Alfred Jodl Ortasya’dan gelen Türk birliklerinin karşı taarruzları başladığında aynen şöyle demiştir: ‘Mermi yağmuru altında zayiata aldırmadan, tereddütsüz / korkusuz taarruza devam eden bu askerler karşısında hiçbir dünya ordusu duramaz.’ Nitekim Alman ordusu da duramamış, anavatanını, Berlin dâhil her şeyini kaybetmiştir.
Çetinoğlu: Türkler, Çin’in çehresini değiştirebilirler diyorsunuz…
Gün: Evet! Çin, batının ırkçı politikalarına kapılarak elindeki kaliteli insan unsurunun değerini bilememektedir. Onları asimle etmeye uğraşırken kendisi batıya asimle olmaktadır. Rusya Federasyonunda da ciddi bir Müslüman nüfus vardır. Bu sayı Rusya nüfusunun üçte birine tekabül etmektedir. Putin’e en büyük destek Müslümanların oturduğu bölgelerden gelmiştir. Putin son seçimlerde en çok oyu Müslüman halklardan almıştır.
Çetinoğlu: Çin bünyesindeki cevherden haberdar değil mi?
Gün: Şi Cinping’in bilmediği nokta şudur: Avrupa’daki bütün ırkçı partilerin başkanları Yahudi’dir. İslamafobi bir projedir. Yakın zamanda Ukrayna’da seçimi kazanan Vladimir Zelenskiy Yahudi’dir. Komedyendir. Soytarının tekidir. Ukrayna’nın başına propaganda yolu ile musallat edilmiştir. Propaganda ile gerçek farklıdır. İslam; Büyük İsrail ve Batının üstünlüğü projesini engellediği için düşman ilan edilmiştir. Çin’in bu akıma kapılması yanlıştır. Kendi güvenlik duvarının dibini oyar.
İslam’ın kendisi tehlike değildir. Kışkırtılmış insanlar her kim olursa olsun her yerde tehlikelidir. Kendinizi başkalarını tehlikeli görmeye zorlarsanız, evhamınızın kurbanı olursunuz. Sizin düşmanca tutumunuz, onların gard almasına sebep olarak düşmanlık doğurur.
Tarihte birçok defa görülmüştür ki; moda akımlar, ideolojiler, devrimler hepsi boş işlerdir. Esas olan beka ve tarihî devamlılıktır. Çin tarihte rol almaya devam edecekse İslam kimliğine düşmanca davranmayı bir tarafa bırakıp kendi vatandaşlarını huzur içinde yaşatacak bir yol bulmalıdır. Günümüzde asimilasyonun çare olmadığını çocuklar bile biliyor. Aynı Çin halkı Formoza ve Kıta Çin’i olarak bölünmüştür. Çare asimilasyon değil Müslüman Çin halklarının gönlünü kazanarak İslam Dünyası ile bütünleşmektir. Çin Müslümanların kalbini kazanırsa içte ve dışta büyüyecek, dünya gücü olacaktır. Müslümanlarla işbirliğini (İçte ve dışta) sakatlarsa kendi kimliğini de kaybederek batının kontrolüne düşecektir. Çünkü batının ideolojik değerleriyle batıya üstünlük sağlamak mümkün değildir.
|
||
|