Türk demek Müslüman demektir.
Böyle olduğunu Türkiye dışına özellikle Avrupa'ya çıktığınızda anlarsınız. Arnavutluk'ta ihtiyar bir kadının Türküm demesi aslında tam da budur.
Türklerin kahir ekseriyeti Müslümandır.
Asırlarca İslam'ın bayraktarlığını yapmışlar yapmaya devam edecek olan ümmettir.
Türk denilince ne anlaşılır; Türklerin dünyadaki nüfusları, inançları ve bulundukları coğrafyada etkilerini bilmek gerekir.
Makalelerimde dünyaya yön veren Türk ve Müslüman bilim ve ilim adamlarından bahsetmiştim. Bugün bilimin gelişmesinde bilim insanlarımızın tesir ve öncülüğü su götürmez bir gerçektir.
Maalesef ülkemizde Türk denince "ırkçılık" yapıldığı anlaşılsın istenmiş ve sanki Türk demek ayıpmış gibi bir algı oluşturulmuştur.
Oysa kendi tarihlerini ve geçmişlerini bilmeyen milletlerin sonları hazindir.
Türk tarihinde ırkçılık hiç olmamıştır. Tabi ırkçılık yapanlar olmuştur ancak kıymeti harbiyesi yoktur çünkü Türklerin kahir ekseriyeti Müslümandır ve Irkçılık İslam'da yasaktır. Kerihtir.
Türk tarihçi ve sosyologları Türkü tarif ederlerken ırk olarak tarif etmezler. Türkü inançta, dilde, gelenekte, bayrak ve vatan sevgisinde aynı düşünce ve hissiyat olarak görmektedirler. Devletine, bayrağına, milletine, inancına bağlı olmak Türk Milletinin mensubu olmak için yeterli görülmektedir.
Türklüğe sırt dönmek kimliksizleşmeye, tarihine sırt dönmeye, daha da kötüsü barbar Batı'nın tarifi ile kendini tahrif etmeye kadar iş vardırılmaktadır.
Ünlü seyyah İbn'i Batuta seyahatnamesinde Türkleri anlatırken bakınız nasıl tarif ediyor; "İstanbul'u Türklerin fethetmesinden önce sokaklarında insan dışkıları ve pislikten, pis kokudan yürünemezdi. Türkler İstanbul'u fethettikten sonra sokakları tertemiz olmuş, koku ve insan pisliklerinden eser kalmamıştı, Türklerin İstanbul'a geldikleri her şeyinden belli oluyordu." diyor.
Batılıların defi hacet için tuvalet inşaalarının tarihi iki yüz yılı geçmemektedir. Yıkanmaları ise daha felaket hikayeler barındırmaktadır.
Dünyada ise yaklaşık dörtyüz milyon Türk yaşamakta ve dünya dilleri arasında yaygınlık bakımından Türkçe dördüncü sıralardadır.
Yüzyıl önce Türk Devletinin şemsiyesi altında olan Suriye, Irak, Yemen, Libya ve diğerleri can mal emniyeti huzuru içinde yaşamaktaydılar. Bugün Türkiye'nin şemsiyesi altında yaşamış milletlerin tercihlerine bırakılsın emin olunuz hemen tamamı tekrar Türk devletinin hamiyetperver ve adil şemsiyesi altına girmeye dünden razılar ancak satılmış işbirlikçi yöneticiler bu durumu asla istemezler.
Türk Milleti; Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Gürcü ve diğerlerinden oluşmaktadır.
Dünyada Müslüman Topluluklar ve Müslüman Türk birliğinin kurulması Türkiye'nin önderliği ile gerçekleşecektir.
Yiğit düştüğü yerden kalkar.
Türkiye'nin tarihi birikim ve tecrübesi bu beklentiyi doğurmaktadır. Onun için her fırsatta ifade etmekteyiz: "Dünya mazlumların kurtuluşu ve içinde bulundukları sıkıntılarından kurtuluş umutları Türkiye'dir. Mazlum milletlerin beklentileri Türkiye'ye sorumluluk yüklemektedir.
Onun için Azerbaycan'ın yanındayız onun için Doğu Türkistan'ın Uygur Müslümanlarının yanındayız, onun için nerede mazlum millet var ise onun yanıdayız.
Önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi;
Rusya'da ve özerk bölgelerde yaşayan Müslüman Türk nüfusu hiç de yabana atılacak oranda değildir.
Rusya'da bağımsızlığını kazanmış Türk Devletleri Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Azerbaycan devletleri olduğu gibi henüz Rusya içinde bağımsızlık günlerini sayan; Başkurdistan, Yakutistan gibi Federatif Türk Cumhuriyetleri mevcut. Bu bölgeler maden ve petrol açısından Rusya'nın en önemli kaynaklarıdır. Bu bakımdan Rusya'nın zenginliklerini bünyelerinde barındırmaktadırlar.
Ve inşallah mazlum milletlerin, Müslüman toplulukların ve Halkı Müslüman Türk Devletlerinin birlik ve beraberliğini Türkiye ve aziz Türk milleti sağlayacaktır. Bu şerefli görev milletimize nasip olacaktır.
Yeter ki kendi gücümüzün ve sorumluluklarımızın farkına varalım.
Haziran 2020
Vesselam
|
||||||||||||||||||||||||||||||||
|