EVLADIN SÜRESİZ MAHKÛM OLDU ANNE!
Nerden bilirdim ki mutlu bir yuva hayaliyle kurduğum yuva yıkılırken bir ömür mahkûm olacağımı? Oysa ki ben nikâh memurunun "İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta" sözüne "Evet" diyen eşe aldandım. Bu söz sadece dilde imiş, yürekte yaşanmıyormuş. Bunu ayaklarım takılıp tökezleyip düştüğüm zaman, eşim beni terk ettiğinde anladım.
Evlenirken erkek "hamal’’ misali, yükle yükleyebildiğin kadar sırtına. Üstüne binen ağırlıktan eğilmiş, bükülmüş kimin umrunda? Erkek dediğin ya parası olmalı ya güçlü olmalı ya da her zorluğun üstesinden gelmeli! "Borçla mı aldı eşyayı? Aman be borç yiğidin kamçısıdır, çalışır öder." derler. Parası yoksa "Neden boyundan büyük işlere kalkar ki? Evlenmesin." derler. Erkek daha yolun başında yalnızdır ve evlendiğinde dahi dört duvar içinde yalnız kalacaktır.
Aldanmayın; "Söz, nişan, kına masraflarını sen yap. Evlendiğimizde altınları bozdurur, öderiz canım." sözlerine. Bu sözler sadece iyi günler için geçerlidir.
Boşanma sürecinde eşim benden habersiz bozdurdu altınları. Yalan beyanı ile hak etmedikleri altınları tekrar geri istediler. Sadece bozdurulan altınları değil alıp gittikleri altınları da istediler mahkemede. Evlilik ile girdiğimiz bu çıkmaz yolda, boşanma ile dipsiz kuyuya attılar bizi. Diri diri gömdüler attıkları kuyuya.
"Tanışma ile başlayan bu çileli yolculuk, boşanma ile son bulacak." demeyi çok isterdim. Bitmiyor maalesef. Ölene kadar mahkûm olduğun, boşandığın insandan bağlarını maddi anlamda kurtaramadığın bir sistem kurmuşlar. Bunun adına da "kadının hakları" demişler. Ömür boyu nafaka yetmezmiş gibi maddi ve manevi tazminat uydurması sol kroşe ile yere serdiler bizi. Yetmedi kadının intikam hırsından dolayı işsiz kaldığımızda nafakayı ödeyemediğimiz her ay için 3 ay tazyik hapsine attınız. Boşanma davasında haklı çıkacak diye her türlü ahlaksızca iftiralarına kılıf uydurmak için 6284 kadının sözlü beyanını bela ettiniz bize.
Suçum; evlenmek. Ölünce son bulacak süresiz nafakaya mahkûm oldu oğlun anne. Maddi manevi yıpratılmış bir yüreğin yeniden sevmesi, güven duyması ve yuva kurması hayal artık. Yusuflar öldü anne. Aile yitirildi. İnsanlık seyirci, Devlet sessiz, feministler ve dış mihraklar zafer sarhoşluğuyla her türlü ahlaksızlıkla meydanlarda cirit atmakta.
|
||||||||||||||||||||
|