Yüzleşmemiz Gereken Algı Oyunları
Güzele tepkili olmak, güzeli çirkin görmek, güzeli çirkinleştirmek için çaba göstermek de neyin nesi? Yok canım kim yapar ki böyle bir şeyi, diye düşünecek olursanız sadece birkaç dakika sosyal medyada kalmakla, ne demek istediğimi anlarsınız. Çok göreceli doğrularla, çok şaibeli gerçekler arasında, yanlışa savrulan dünya. Nasıl mı? Çok kolay, psikolojik bir savaş olan algı yanıltmalarıyla. Öylesine renkli sunuluyor ki yalanlar; pembe yalan, pembe düş, pembe hayal, pembe panjur oluyor en sonunda algılanan! Yalanı gidiyor pembesi kalıyor akıllarda. Öyle duygu sömürüleri yapılıyor ki, alakasız insanlar hiç taraf olmayacakları şeylerin peşinden sürükleniyor. Taraf olduğu konuya bertaraf olurken komiktir ki kendisini hala taraf sanıyor. Kısacası ak ile kara kadar net sınırlar, algılar aynasında birbirine karışıyor.
En çok da vicdani zaaflarla, merhamet üzerinden kuruluyor tezgâhlar. Çevre duyarlılığı, hayvan sevgisi, çocuk ve kadın kavramları ince ince işlenerek ayrıştırılan taraflar, merhametle bağdaşmayan fikirlerin ardınca kümeleniyorlar. Öyle bir savaş yürütülüyor ki sosyal medya ağlarında, güzelliğe düşman, çirkinliğe hayran bir nesil doğuyor, doğuruluyor adeta. Milli ve manevi değerler unutturulurken, insani güzellikler yerden yere vuruluyor. Bencillik hiç olmadığı kadar hoş gösteriliyor. Güvensizlik sistematik bir şekilde empoze ediliyor. Vicdan pazarında, vicdansızlık prim yapıyor perdeler arkasında. Vitrinler mi? Yürekler dayanmayacak kadar duygu sömürüsü ile yasta. Kavramlar öylesine darbe almış ki kadını koruyalım diye haykıranlar, kadının en güvenli limanını baltalıyorlar. Yuvasız kalan kuşlar gibi yuvasız kalıyor şimdi çocuklar. Öte yandan hayvan sevgisinden dem vurduğu için çocuğuna yazlık hayvan satın alanlar, hayvanı sıcak havalarda sevgiye alıştırıp, yaz bitince soğuk sokaklara atıyorlar. Merhametli insanlar, merhametle bağdaşmayan projelerin, vicdanlara sığmaz yol ayrımlarında kayboluyorlar. Birileri meydan okuyor sosyal medyada, ardından binler sürükleniyor ne olduğu bilinmez chanllengelerla(meydan okuma). Bir resim çiziliyor ve hadi çocuğunla yap resmini süsle pencereni deniliyor, tüm anneler pencerelere çekiliyor. İşin en ilginç tarafı bu sele çoğu zaman eğitimciler de kapılıyor. Bu resim neye hizmet eder, kimin fikridir diye sorulmuyor. Dağdan yuvarlanan kar taneleri gibi hızla büyüyen bir çığ oluşuyor. Birbirine çelme takıp düşüren gençler, evdeki yaşlılarla dalga geçen torunlar, bebeğini fırına ya da çamaşır makinasına koyup fotoğraf çeken tuhaf anneler, ekmeklere bile dantel ören yeni gelinler, aynı çığın altındaki, enkaz gibiler. Algılarımızla bu kadar oynanmasa idi, insan, fıtratındaki güzelliklere ters düşebilir miydi?
Biliyorum biraz ürkütücü gerçekler bunlar, ama yüzleşmeye değer. Bir miktar acı verse de neşter, parmak kesilmezse kol gider.
|
||||||||||||||
|