Ayıp Olur Korkusuna / Maske Zırhı
Davulun sesi uzaktan hoş gelir mi(ş)! Her ne kadar toplum olarak tüm etkinliklerimize giriftar olsa da benim tek sevdiğim davul sesi, ramazan gecelerini süsleyen sahurun habercisidir. Onun dışında duyduğum tüm davul sesleri bana itiraf etmeliyim ki gürültü gibi gelir. Uzağı da yakını da şahsımca çok cezbedici değildir. Kulağımıza çok hoş gelmese de, pandeminin sesi de davul sesi gibi uzaktan geldiğince rahatsız etmemektedir; fakat evinin içinde, yakın akrabaların birinde çıkan Covid-19’un şiddeti, kulakları delmekte, yürekleri kor etmektedir. Yüzde yüz yaşayacağımızı bildiğimiz ÖLÜM gerçeğini hiç yaşamayacak gibi unutan bir varlık olan insana, ölüm getiren salgın da korkarım ki ders vermemiştir, vermemektedir. Vaka sayısı binler, vefat sayısı on beşlerde der geçeriz geçmesine de, o on beşten birini yaşayan tüm evlerdeki matem göz ardı edilirken, sayılar bir haber olarak kalır belleklerde. Sonra enteresan şeyler duyulur. Covid testi pozitif çıktığı için hastaneden kaçan mı ararsınız, “pozitif olduğum duyulursa kimse düğünümüze gelmez” diyerek tüm düğünü riske atan analar babalar mı? Bir de tüm yakınlarıyla helalleşerek herkesle hastanede beraber olmayı seçen sıcak kanlı, akraba canlısı (!) yurdum insanını unutmamalı.
İnsanın hazza yaklaşan acıdan uzaklaşan yanı depreştikçe korkuları hafife alır, hiçbir şey olmayacak gibi davranır. Yoksa bu yaşananlar nasıl ve hangi mantıkla izah edilir. Şimdi en çok da “Bana bir şey olmaz” diye düşünenlerle “gitmezsem ayıp olurcular” var sahnede. Düğün mü var gitmem gerekir, birisi mi çağırdı koşa koşa gidilir, gelen olursa eywallah denir, birisi tatil mi dedi hiç kaçırılmaz gidilir. Ne de olsa herkes güya maskelidir. Maskelerse boyunları süsleyen yeni aksesuarlar gibidir. Her şey göstermelik, covitse sadece cümlelerde aman mesafeyi koruyalım diyenlerin espri sebebidir.
Her şey iyi güzel de sevgili dostum; şu el alem ne der diye düşündüğümüz kadar Hak ne der diye düşünülmediğinde kim bilir neler kaybedilir? Düğün ve benzeri ziyaretler kültürel kodlarımıza yerleşen çok önemli hassasiyetlerimizdir ve bizi biz yapan güzelliklerdir. Ancak pandemi sürecinde rüzgar salgın yönünden eserken düğün sahibi de nezaket icabı ya da ayıp olur korkusu ile hareket eder, düğüne giden de. Davet eden de davet edilen de önce sağlık ve güvenliği tercih etmelidir. Her iki tarafında birbirlerini riske atacak hareket ve beklentilerden kaçınması gerekir. Düğüne, baş sağlığına, hasta ziyaretine gitmezsem ayıp olur” diyorsun da “ya gider de birinin ölümüne sebep olursam Allah ne der” diye neden düşünmüyorsun? Benim bir ihmalim yüzünden bir sağlık çalışanının evladı öksüz/yetim kalırsa vicdanım ne der? Ah güzel ülkemin başkasını düşünen insanı, sadece ayıp olur derdinden değil de biraz da salgını yayarsam günah olur, vebal altında kalırım diye bir düşünse. Karantina nedeniyle evinden çıkamayan çocuklar, yaşlılar, salgın sebebiyle hastaneye gidip tedavi olamayan farklı hastalar, aylarca iş yapamadığı için evine ekmek götüremeyen babalar var. Düşünsenize illa ayıp olacaksa bu ayıp yeter ihmalkarlara, mahşere kadar…
|
||||||||
|