Reklamı Geç
YAZARLAR
Sözcüklerimi Geri Verin, Emojiler Sizin Olsun!..
Sümeyra GÜLER ÖZSOY- Psikoterapist / Psikolojik Danışman
07 Ağustos 2020 - Cuma 17:52

Sözcüklerimi  Geri Verin,  Emojiler Sizin Olsun!..

 

     Sessizliğimizi bozmaya değecek kadar güçlü değilse fikirler,  beyin hücrelerinde köhneleşmeyi bekler. Fikirler değil de kulaktan dolma gündeliklerse hücrelerimizde köhneleşenler, sessiz kalmak tercihe değer. Bilginin bu denli cehaletle hemhal olduğu bir ortamda,  bilginin  de bilenin de kıymeti kalmıyor aslında. Mehmet  Akif’in safahatı da, Mevlan’ın Mesnevisi de layık olduğu yerde değiller. Zihinlerde uçuşan fikirler,  hakikat turnusolundan geçmeyi bekler. Zira öylesine karışık ki zihinler, paha biçilmez değerler ayaklar altında ezilmekteler. Necip Fazıllar sessizliğe bürünmüş,  duyulmak ve anlaşılmak  için serzenişteler.

      Spor yapmayan bedenler gibi zayıf ve çelimsiz  kaldı okumaya hasret  beyinlerimiz. Temelsiz  ve de gereksiz kelamlara bağımlılık artınca, derin sulara yelken açan balıkçıların denize hakimiyeti gibi söze hakim yazarlarımız da, bu kıyılara veda etti sanki. Okunmayı bekleyen satırlarda göz ucuyla dolaşan ve dokunduğu kelimeleri manasızlaştıran tüketici ruhlar, derinlikten de anlam arayışından da bir asır kadar uzaktalar. Sözün güzelliği muhatabın derin denizlerinde bir hazine idi. Söz mü güzelliğini kaybetti, yoksa hazineler mi denizleri terk etti, muhataplar sözcüklerden simgelere gideli. Bir tebessüm, bir öfke ikonu anlatır mı sayfalar dolusu yazılacak hisleri?  Zamanı en hoyratça kullanıp, zamansızlıktan şikayet eden asrım insanı, kelamları da ikonlara tercih ederek tüketti. Bu kadar kıymetli olunca zamanlarımız (!) cümlelerin dahi kısalması çok sürmedi.   280 Karakter ile twit  atmaya alışkın klavyelerimiz, İnstagramda  resimlerin dili ile iletişim kurarken sayfalar dolusu bir kitabı okumak neden? Kelimeler sesli harfleri kaybetti. Cümleler kısaldıkça ahengini yitirdi. O da olmadı yazışma dili yerine,  resimlerin dili (emojiler) ile insanlık çağlar ötesine geriledi.

Okumak bu denli zorken yazmak da çok kolay değildi sahiden. Heyhat, oynarken yüzdüğü suları dışarı atan balıklar kadar mutluydu insanlık. Derinliğini kaybettikçe yok olacağını fark etmeyen.

     Koştuk. Yorulduk. Savrulduk. Dünya telaşının  içinde  sonsuz olmaya talip, bir avuç  insanoğluyduk. Nitekim koştukça sonumuza yaklaştığımızı da göremiyorduk. Dünya dönerken döndüğümüzü fark edemeyişimiz kadar hızlı uyum sağlıyorduk. Akıp giden zamanı daha da hızlanarak durduracağımızı sanıyorduk.  Ötelerden gelen mesajlar vardı bize dur diyen, ama biz hep bugün söylenenlerin peşinden gidiyorduk. Duymak. Dinlemek. Anlamak için okumak gerekirdi ve biz en çok da okumaktan kaçıyorduk. Okuduğumuz şeyler de vardı elbet. Mesela bize hiç bir şey katmayacak olan hayat hikayelerini merak ettiğimiz için gelişiyordu magazinler. Gıybeti kesin yasaklayan bir dine mensup olmamıza rağmen fiskos masalarının etrafından başlayan halkalar, paparazzilere kadar gider. Batıl şeyleri ayrıntılı tasvir etmek zihinleri kirletirken , en çok okunan sayfalardı gazetelerde  acı ve keder. Bir de hiç düşünmeden sürüklendiğimiz hikayelerde, değerlerimizi alt üst eden sahip çıktığımız eserler. Bahsi geçen okumalar arttıkça azalacaktı tabiki  kalplerde hakikatler. Biz baştan kaybettik, en büyük kaybedeşimizi ise kazanç zannettik.  

    “İKRA” kelamına muhatap gönüller yetiştirmek ve kendini okuyarak  yeniden hayat bulmak dileğiyle…

Adınız
Yorumunuz
Seher Çelenk - 08 Ağustos 2020  
Kalemine yüreğine sağlık İKRA kelamının muhatabı olabilmek duasıyla...

Feramil - 07 Ağustos 2020  
Allah razı olsun ellerinize ve emeğinize sağlık

Kader - 07 Ağustos 2020  
Sözün güzelliği muhatabın derin denizlerinde bir hazine idi. Söz mü güzelliğini kaybetti- yoksa hazineler mi denizleri terk etti- muhataplar sözcüklerden simgelere gideli... Kaleminize yureginize saglik


Diğer Yazıları

Fıtrata Açılan Savaşta, Hangi Cenahtasın?
“Katil” Şiddet Var Diye Bağırıyor!!!
Güvenli Liman BABA EVİ!
Kontrol Sevdalısı, Senariste de Karışır mı?
Aklın, Akıl ile Tuzakları
Buzlu Camlar Ötesinde, Görünmeyen Merhamet
Akrep ve Yelkovan Gölgesinde, Bir Han
Geri Gel Ey Vefa, Hasretine Fazla Dayanmaz Dünya!
2020 Gitti, Kabus Bitti mi ???
Aynalara Hapsolmak
Güzel Düşünmek ve Güzelleşmek
Kaybolmuşluklar Çıkmazı
Ruhumuza Ağır Gelen Sınırlar
İçinizdeki Sesler, Yolunuzu Belirler
Alışkanlıklar
Anda Kalıp, Öze Dönmek
Ruhumun Menzili
“BEN” Dediğin Kendini, Ne Kadar Tanımaktasın?
Anlara, Anlam Katmak!..
HER KARAR, BİR YOL AYRIMI
KIYAM Et Doğrul, KIYAM/ET gelmeden önce!
Yalnızlaş/TIRIL/AN TOPLUM
Uzaktan Eğitime Uzak mı Kalıyoruz?
Değişim, Çocuklardan Beklediğimiz Kadar Kolay mı?
Pandemi Eğitimlerinde Ebeveyn Olmak
Uzaktan Eğitimle, Kalbe Dokunmak!..
Pandemi Cinayetleri
Yüzleşmemiz Gereken Algı Oyunları
Benim Eleştirim, Neyi Eleştirdiğini Bilmeyenleredir
Ayıp Olur Korkusuna / Maske Zırhı
Dijital Savaş
Ahir Zaman Kahkahaları
HAYATI ŞEKİLLENDİREN TERCİHLER!
Şiddete Hayır! "Kadına Yönelik Şiddet" Söylemine de Hayır!..
Tarih Haykırıyor, Ayasofya Bizi Çağırıyor
bncmedyahaber.com Yazarı Sümeyra GÜLER ÖZSOY Kimdir?