Aletin Çığlığı ve Vicdan Testi
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda başıboş sokak köpekleriyle ilgili kanun teklifinin görüşmelerine başlandı. Bu önemli toplantıya, Antalya'da başıboş sokak köpeklerinden kaçarken kamyonun altında kalarak hayatını kaybeden 10 yaşındaki Mahra Melin Pınar'ın annesi Derya Pınar da katıldı.
Toplantıda, AK Partili bir milletvekilinin "insanı yaşat ki, devlet yaşasın" ifadesine destek veren acılı anne Derya Pınar, muhalefet milletvekillerinin tepkisiyle karşılaştı. Muhalefet vekilleri, annenin bu desteğine tahammül gösteremedi ve Derya Pınar'a sert bir şekilde çıkıştılar. Tepki karşısında şaşkına dönen Derya Pınar, hayatını kaybeden çocuğu Mahra Melin Pınar’ın ayakkabılarını vekillere göstererek yaşadığı acıyı gözler önüne serdi.
Ne yazık ki, bu insani trajedinin ortasında CHP, DEM Parti ve TİP'li milletvekilleri, "Senin çocuğunu AKP öldürdü" diyerek Derya Pınar'ın üzerine yürüdüler. Bu olay, bir annenin yaşadığı derin acıyı siyasi bir malzeme haline getiren muhalefet vekillerinin empati ve vicdan yoksunluğunu gözler önüne serdi. Köpeği insandan üstün tutan bu yaklaşım, toplumun vicdanını yaralarken, bu anlayışa sahip kişilerin iktidara gelmeleri durumunda milletin ne tür acılar yaşayabileceğine dair endişeleri de artırdı.
Derya Pınar'ın yaşadığı bu derin acı ve muhalefet vekillerinin tutumu, toplumda büyük bir yankı uyandırdı. Bir annenin evladını kaybetmesi karşısında sergilenen bu duyarsızlık, insan hayatının ve acısının ne denli değersiz görüldüğünü açıkça gösterdi. Hayvana verilen değer hiçbir vakit insanların can güvenliği ve yaşam hakkının önüne geçmemelidir. Her insanın yaşam hakkı kutsaldır ve devletin en temel görevi, vatandaşlarının güvenliğini sağlamaktır.
Bu olay, sadece bir annenin yaşadığı acının değil, toplum olarak ne denli duyarsızlaştığımızın da bir göstergesidir. İnsan hayatının ve acısının bu denli değersizleştirildiği bir ortamda, toplumsal vicdanın yeniden inşa edilmesi gerekmektedir. Empati, saygı ve insan onuruna olan bağlılığımızı hatırlamamız, toplumsal barış ve huzurun sağlanması için elzemdir.
Derya Pınar'ın yaşadığı bu derin acıyı ve muhalefet vekillerinin duyarsızlığını unutmamalı, insan hayatının ve acısının her şeyin üstünde olduğunu bir kez daha hatırlamalıyız. Bu olay, hepimize insan olmanın ve insan kalmanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Kim kimdir artık ayan beyan ortadadır!..
Mahra Melin Pınar evladımızı feci bir şekilde o kazada kaybettikten sonra, aslında Türkiye evladını kaybetmiştir. Bu acının ardından, başka Mahra Melin Pınarların saçının tek teline zarar gelmesin diye yola çıktık. Her defasında yöneticilerin bu konuyu ağırdan aldığını haberlerimizde, programlarımızda, yazılarımızda vurguladık. Şimdi tablo daha da netleşti: İnsan görünümlü bu vicdan yoksunları, aslında problemin çözümünde birer engel.
Murat - Derya Pınar’ın, bu durumda olan başka ailelerin acılarını hisseden bir ebeveyn olarak her anne ve baba adına konuşuyorum: Bu duyarsızlık, bu empati yoksunluğu, toplumumuzun vicdanını yaralıyor. Artık susma zamanı değil. Başka çocuklar aynı kaderi paylaşmasın diye mücadelemiz sürecek. İnsan hayatının kutsallığını anlamayan, acıya duyarsız kalan bu yaklaşımlarla sonuna kadar savaşacağız.
|
||
|